Aldanmaya ayarlı bir toplum...

Bu hale nasıl geldik, ne kadar zamanda getirildik, hangi yöntemleri ve kimler kullandılar da geldik?Her şeyi hazmetmeye hazır mideler ve mizaclar taşıyan bir toplum olduk çıktık.Aldanmayı, aldatılmayı seviyoruz.Israrla inanmaya uğraştığımız yalanlardan ötürü bir yılanın ısırmasına maruz kalıncaya kadar da bir zahmet araştırmıyoruz, yalancıktan dünyamız ve de hülyamız yıkılacak diye.Müslümanca, kardeşçe, iyi niyetle aklınız erdiği kadar uyarıda bulunuyorsunuz, ilgili kaynakları tavsiye ediyorsunuz, muhatabınız derhal savunmaya geçiyor, "mümkün değil" deyip kapıları kapatıyor.Belgeleri gözünün içine soktuğunuzda da "bir hikmeti vardır" deyip yine kulağının üstüne yatıyor.Gözünüzü kapattığınız zaman güneş kaybolmuyor, ışık kararmıyor, sadece kendinizi ışığa, gerçeğin ışığına kapatmış oluyorsunuz.Son günlerde yaşanan itiş-kakış arasında, İsrail'e karşı sergilenene efelenmeler arasında, İsrail'i korumaya yönelik bir füze kalkanı projesi kabul edildi ve Malatya ilimize yerleştirilmesine de karar verildi.Diyorsunuz ki bakın burada bir "cambaza bak" oyunu var, ülkeyi on yıldır tek başına yöneten AKP iktidarı, İsrail'i korumaya yönelik bir sistemin ülkemize konuşlandırılmasını dikkatlerden kaçırmak için güya İsrail'e tehditler savuruyor.O tarafa dönüp tehditler savururken boynundaki cesaret ödülü sallanıp duruyor, gören gözler için gizli-saklı bir şey aslında.Hacım, bir yandan sakalını sıvazlıyor bir yandan da "bir hikmeti vardır, biz bilemeyiz" sakızını çiğnemeye devam ediyor.Aldatılmaya hazır, sergilenen her tiyatroya inanmaya aşına bir toplum olduk.Bu kötülüğü bize kim yaptı, nasıl yaptı, niye yaptı?Cevap bekleyen sorular...Heybeler dolusu...