Alevilik ayrı bir din midir?

CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, “Alevilik bir dindir, ibadeti cemdir, ibadethanesi cem evidir” konuşması herkesçe malumdur. Bu sözleri “TBMM’de cem evi açılsın” isteği reddedilince sarfetmiştir. Buna cevaben Sabahat Akkiraz hanımefendi ve İzzettin Doğan bey, Aleviliğin İslam’dan ayrı olmadığını vurguladı. Ben de Aleviliğin tabii ki İslam dairesi içerisinde olduğunu, her Alevi kardeşimizin Müslüman olduğunu vurgulayarak, bu konuda Hüseyin beye kesinlikle katılmadığımı beyan etmek isterim.
Ben de Tuncelili bir vatandaş olarak diyorum ki, Alevi dünyasının Cumhuriyet tarihi boyunca ama özellikle son 20 yıldır çok ciddi talepleri olmuş, hatta bu uğurda nice tavizler verilmiş ama hiçbir sonuç alınamamıştır. Bu iktidar döneminde de sonuç değişmemiş, hep oyalanmışlar, iyi hazırlanmış bir reklâm filmi gibi günde beş spot yayınlanarak üzeri geçilmiştir. Nihayet CHP’nin başına geçen Sayın Kılıçdaroğlu’na (hemşerim olur) ve yanındaki milletvekillerine de (diğer hemşerilerim) büyük umutlar besleyen Alevi camiası, bir hayal kırıklığı yaşamışlar, istekleri ve talepleri ile baş başa kalmışlar, birbirlerine bakarak efkârlanmaya, uzun bir of çekmeye, demli çay içmeye devam etmişler! Daha ne beklenilebilir diye de düşünüyorum. Karşımızda ikna etmeye çalışanlar ve ikna edilemeyenler var. Bitmeyen bir hikâye gibi…  İşte böyle bir kompozisyondan yukarıda yazıya başladığım gibi Alevilik ayrı bir dinmiş gibi değeri olmayan, ayrılıkçı, sadece ortalığı bulandıran sesler çıkmaya başlıyor.
Bundan üç hafta önce Meltem TV ve Mesaj TV başta olmak üzere pek çok kanalda izlediğiniz üzere Nevşehir Hacıbektaş’ta Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın da konuşmacı olduğu Ehl-i Beyt Sempozyumu’ndaydık. Hepimiz çok yakından takip ettik, izledik, bazen sevindik, bazen de hüzünlendik, özellikle Prof. Dr. Haydar Baş hocamız Hz. Muhammed’den (sav), Hz. Ali’den (r.a), Ehl-i Beyt ailesinden, imamlardan (as), Anadolu’da Hacı Bektaşi Veli’den alıntı yaparak konuştuğunda, Türk İslam tarihinde Alevi - Sünni camiasının bir ve beraber olduğunu, aynı deryadan su içtiğini gördüm, bunu da bütün konuşmalarında defalarca vurguladığını, bu ayrılık ateşinin bir oyunun nasıl parçası oluğunu seyrettim, seyrettik. Artık kendimize çekidüzen vermenin vakti gelmedi mi sizce?
Ayrıca Prof. Dr. Haydar Baş hocamız yıllardır, Alevi dünyasına isteklerinin fazlası ile karşılanacağını, hatta Ehl-i Beyt Üniversitesi’ni kurarak bu konuda pek çok akademisyen yetiştirileceği noktasında beyanları olmuştur. Bu Alevi dünyasında son zamanlarda en çok konuşulan konu haline gelmiştir. Bir vatandaş olarak vatandaşlık maaşından tutun da, sağlık ve eğitim alanında getireceği yenilikler insanın fazlası ile sevindirir boyutta değil miydi? Bunun sözlerini almadık mı, ama biz ne yaptık Ehl-i Beyt’i seven ve buram buram onun kokusunu taşıyan Prof. Dr. Haydar Baş bey yerine hemşerilerimizin peşine bir futbol takımını tutarsın gibi tuttuk ve onların bir güzel Tunceli kavalının sesinin birden bozuk çıkmaya başladığını gördük, yapılan bu hataların bedeli ağır oldu ve olmaya da devam edecek.
Sayın Alevi kardeşim! Bu konuda çok rahat konuşuyor ve diyorum ki; yıllardan beri ayrılığın meşalesini yakıp, istenilen hiçbir talebi kabul etmeyip yok sayanlarla artık hiç birlikte olma, boşa vakit geçirdin, geçirmeye de devam etme! Seni Ehl-i Beyt aşkıyla, Ahmet Yesevi’lerin Hacı Bektaşi Velilerin nefesiyle birleştirip, bütün hak ve hürriyetlerini doya doya yaşaman için önüne fırsatları koyan, bir vatandaşın dünya standartları üstünde bir hayata davet eden Prof. Dr. Haydar Baş’la birlikte ol bu gemide ol ve bu gemiyi kaçırma çünkü bundan sonrası yok…
Daha söylenecek çok söz var.
Bugün ilkyazımla karşınızdayım, genel konuşmayı seçtim, ayrıntılı konuşacak çok vaktimiz olması dileği ile sizi Ehl-i Beyt aşkıyla Allah’a emanet ediyorum.