Alimin abide olan üstünlüğü...
Kim, ilim öğrenilen bir yola giderse Allah, onu cennete giden bir yola götürür. İlim öğrenen için melekler hoşnutluktan kanatlarını yayarlar; denizdeki balıklara kadar, gökte ve yerde olan her canlı ilim öğrencisi için mağfiret diler
20.04.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Cemil'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "İnsanlar üç grubu oluşturmaktadır. Bilgini, öğrenciyi ve çerçöpü; bizler âlimleriz, şialarımız öğrencilerdir, geri kalanları ise çer çöptür."
el-Keddah Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'dan naklen demiştir ki: "Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır:
"Kim, ilim öğrenilen bir yola giderse Allah, onu cennete giden bir yola götürür. İlim öğrenen için melekler hoşnutluktan kanatlarını yayarlar; denizdeki balıklara kadar, gökte ve yerde olan her canlı ilim öğrencisi için mağfiret diler.
Âlimin abide olan üstünlüğü, ayın on dördüncü gecede diğer yıldızlara olan üstünlüğüne benzer. Âlimler peygamberlerin varisleridirler; peygamberler dirhem ve dinar değil, ilim miras bırakmışlardır; kim ondan bir pay alırsa, gerçekten büyük bir pay elde etmiş olur."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Sizden ilim öğreten için, ilim öğrenen kadar mükâfat olmasının yanı-sıra, ona üstünlüğü de vardır. Öyleyse ilim taşıyıcılarından ilim öğrenin ve âlimlerin size öğrettiği gibi, onu kardeşlerinize de öğretin."
Ebu Besir'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Bir hayrı öğreten kimse, ona amel edenin ecri kadar ecir alır."
Dedim ki: "Eğer o da başkasına öğretirse, bu onun için de geçerli olur mu?"
Buyurdular ki: "Eğer insanların tamamına öğretse dahi onun için de geçerlidir." Dedim ki: "Ölmüş olsa da mı?" Buyurdular ki: "Ölmüş olsa da."
Ebu Ubeydi'l-Hazza (Ziyad bin İsa)'dan, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim bir hidayet kapısını öğretirse, onun için, ona amel edenlerin ecri kadar ecir vardır; onların ecrinden de bir şey eksilmez. Kim de bir sapıklık kapısını öğretirse, onun için ona amel edenlerin vebalı kadar vebal vardır; onların vebalından da bir şey eksilmez."
Ebu Hamza Sümali'den, dedi ki: Hz. Ali bin Hüseyin aleyhisselam şöyle buyurdular: "Eğer insanlar ilim öğrenmede ne olduğunu bilselerdi, kan akıtma ve azgın girdaplara dalma pahasına onu öğrenirlerdi. Allah Tebareke ve Teala Danyal'a şöyle vahyetti: "En nefret ettiğim kulum, ilim ehlinin hakkını hafifseyen, onlara uymayı terk eden cahil kimsedir. En sevdiğim kulum ise, büyük mükâfatı isteyen, âlimlere sarılan, ağırbaşlılara uyan, hikmet ehlinden söz dinleyen takvalı kimsedir."
Hafs bin Kıyas'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam bana şöyle buyurdular: "Kim ilim öğrenir, mucibince amel eder ve Allah için öğretirse, göklerin melekûtunda büyük diye çağrılır ve denilir ki; o Allah için öğrendi, Allah için amel etti ve Allah için öğretti."
Muaviyet bin Vehep'ten, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "İlim öğrenin, ilimle birlikte yumuşak huyluluk ve ağır başlılıkla da süsleniniz. İlim öğrettiklerinize karşı mütevazı olun; ilim öğrendiklerinize karşı da mütevazı olun. Sakın zorba âlimlerden olmayın ki, batılınız hakkınızı da yok edip giderir."
Haris bin Muğire'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam "…Allah'tan ancak âlim kulları korkar…" ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdular: "Âlimlerden, eylemleri sözlerini doğrulayan kimseler kastedilmektedir; eylemleri sözlerini doğrulamayan kimse ise âlim sayılmaz."
Halebi'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"Emirü'l-Müminin (İmam Ali bin Ebu Talib aleyhisselam) şöyle buyurmuşlardır: "Size gerçek fakihin kim olduğunu haber vereyim mi? (Gerçek fakih), insanların ümidini Allah'ın rahmetinden kesmeyen, azabından ise güvende kılmayan, insanlara Allah'ın masiyetlerini işlemeleri konusunda ruhsat vermeyen, Kur'an'ı başka kaynaklara özenerek terk etmeyen kimsedir.
Bilesiniz! İçinde kavrayış olmayan bir ilimde hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde düşünme olmayan bir okumada hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde tefekkür olmayan bir ibadette hayır yoktur."
Diğer bir rivayette ise şöyle yer almıştır: "Bilesiniz! İçinde kavrayış olmayan bir ilimde hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde düşünme olmayan bir okumada hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde fıkıh (derin bilgi) olmayan bir ibadette hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde sakınma bulunmayan bir kullukta hayır yoktur."
el-Keddah Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'dan naklen demiştir ki: "Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır:
"Kim, ilim öğrenilen bir yola giderse Allah, onu cennete giden bir yola götürür. İlim öğrenen için melekler hoşnutluktan kanatlarını yayarlar; denizdeki balıklara kadar, gökte ve yerde olan her canlı ilim öğrencisi için mağfiret diler.
Âlimin abide olan üstünlüğü, ayın on dördüncü gecede diğer yıldızlara olan üstünlüğüne benzer. Âlimler peygamberlerin varisleridirler; peygamberler dirhem ve dinar değil, ilim miras bırakmışlardır; kim ondan bir pay alırsa, gerçekten büyük bir pay elde etmiş olur."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Sizden ilim öğreten için, ilim öğrenen kadar mükâfat olmasının yanı-sıra, ona üstünlüğü de vardır. Öyleyse ilim taşıyıcılarından ilim öğrenin ve âlimlerin size öğrettiği gibi, onu kardeşlerinize de öğretin."
Ebu Besir'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Bir hayrı öğreten kimse, ona amel edenin ecri kadar ecir alır."
Dedim ki: "Eğer o da başkasına öğretirse, bu onun için de geçerli olur mu?"
Buyurdular ki: "Eğer insanların tamamına öğretse dahi onun için de geçerlidir." Dedim ki: "Ölmüş olsa da mı?" Buyurdular ki: "Ölmüş olsa da."
Ebu Ubeydi'l-Hazza (Ziyad bin İsa)'dan, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim bir hidayet kapısını öğretirse, onun için, ona amel edenlerin ecri kadar ecir vardır; onların ecrinden de bir şey eksilmez. Kim de bir sapıklık kapısını öğretirse, onun için ona amel edenlerin vebalı kadar vebal vardır; onların vebalından da bir şey eksilmez."
Ebu Hamza Sümali'den, dedi ki: Hz. Ali bin Hüseyin aleyhisselam şöyle buyurdular: "Eğer insanlar ilim öğrenmede ne olduğunu bilselerdi, kan akıtma ve azgın girdaplara dalma pahasına onu öğrenirlerdi. Allah Tebareke ve Teala Danyal'a şöyle vahyetti: "En nefret ettiğim kulum, ilim ehlinin hakkını hafifseyen, onlara uymayı terk eden cahil kimsedir. En sevdiğim kulum ise, büyük mükâfatı isteyen, âlimlere sarılan, ağırbaşlılara uyan, hikmet ehlinden söz dinleyen takvalı kimsedir."
Hafs bin Kıyas'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam bana şöyle buyurdular: "Kim ilim öğrenir, mucibince amel eder ve Allah için öğretirse, göklerin melekûtunda büyük diye çağrılır ve denilir ki; o Allah için öğrendi, Allah için amel etti ve Allah için öğretti."
Muaviyet bin Vehep'ten, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "İlim öğrenin, ilimle birlikte yumuşak huyluluk ve ağır başlılıkla da süsleniniz. İlim öğrettiklerinize karşı mütevazı olun; ilim öğrendiklerinize karşı da mütevazı olun. Sakın zorba âlimlerden olmayın ki, batılınız hakkınızı da yok edip giderir."
Haris bin Muğire'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam "…Allah'tan ancak âlim kulları korkar…" ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdular: "Âlimlerden, eylemleri sözlerini doğrulayan kimseler kastedilmektedir; eylemleri sözlerini doğrulamayan kimse ise âlim sayılmaz."
Halebi'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"Emirü'l-Müminin (İmam Ali bin Ebu Talib aleyhisselam) şöyle buyurmuşlardır: "Size gerçek fakihin kim olduğunu haber vereyim mi? (Gerçek fakih), insanların ümidini Allah'ın rahmetinden kesmeyen, azabından ise güvende kılmayan, insanlara Allah'ın masiyetlerini işlemeleri konusunda ruhsat vermeyen, Kur'an'ı başka kaynaklara özenerek terk etmeyen kimsedir.
Bilesiniz! İçinde kavrayış olmayan bir ilimde hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde düşünme olmayan bir okumada hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde tefekkür olmayan bir ibadette hayır yoktur."
Diğer bir rivayette ise şöyle yer almıştır: "Bilesiniz! İçinde kavrayış olmayan bir ilimde hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde düşünme olmayan bir okumada hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde fıkıh (derin bilgi) olmayan bir ibadette hayır yoktur. Bilesiniz! İçinde sakınma bulunmayan bir kullukta hayır yoktur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.