Türkiye gençlerine sahip çıkamıyor; gençler eğitimsiz, işsiz, güvencesiz, umutsuz, her türlü kirli planının maalesef hedefi durumunda.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) resmi verilerine göre milyonlarca gencimiz ne istihdamda, ne de eğitimde. Peki nerede?
Son zamanlarda "üçüncü sayfa" haberlerine baktığımızda gençlerimizin nerelerde, hangi durumlarda olduğunu görüyoruz.
Basından birkaç örnek verelim.
Çiğ köfte dükkanı işleten Hakan Çakır'ın (23) annesi ve kız kardeşi dükkandan eve giderken merdivende oturan Taha Z. (14) ve Samet Z. (17) kardeşler ile yol verme meselesi yüzünden tartıştı.
Hakan Çakır, 15 yaşındaki kız kardeşi ve annesine sözlü tacizde bulunan kişilerle çıkan kavgada bıçaklanarak öldürüldü.
Kavgada ağabey Hakkı Can Çakır ve babası Şahin Çakır ise bıçaklanarak yaralandı. Olaya karışan Taha Z. ve Samet Z. kardeşler ile ağabeyleri Emir Z. (19) ve babaları Cemal Z. (45) ile U.K. gözaltına alındı.
Baba ve 3 kardeş tutuklanırken, ailenin sosyal medyada uzun namlulu silah, tabanca, kılıç ve bıçaklarla çektirdikleri fotoğraf ve videolar tepki topladı.
İkinci bir örnek…
İstanbul Kağıthane'de kuyumculuk yapan Duygu G. ve iş yeri, kocası tarafından tutulan 14 yaşındaki iki çocuk tarafından kurşunlandı. Çocukların evlerinde piyasa değeri 3 milyon lira olan uyuşturucuya da el konuldu.
Üçüncü bir örnek…
"Haftalık 90 bin TL kazanmak ister misin?" paylaşımına inanan bir kişi Adana'da bir çetenin eline düştü. Çete tuzağa düşürdüğü adamın adına telefon hattı ve banka hesabı açtırdı. Evden ayrılmasına izin verilmeyen mağdur, çete üyeleri uyuduğu sırada evden çıkıp polise ihbarda bulundu.
Olayın dikkat çeken kısmı, çetenin lideri 24 yaşında.
Örnekleri çoğaltabiliriz, o kadar çok ki, içimiz parçalanıyor.
Bu gençler bizim gençlerimiz.
Yaşanan örnekler ortadayken, olumlu bir gençlik politikasından, başarılı bir eğitim sisteminden ya da bir istihdam politikasından, bir güvenlik politikasından asla bahsedilemez.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, gençlerin içinden çıkmış, onları çok iyi tanıyan bir lider olarak sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:
"Gençlerin çetelerin ağına, uyuşturucu tuzağına düşmesi, kumar bataklığına saplanması geleceğimiz için en büyük tehdit. Nüfus artış hızının yavaşlaması büyük bir problem olarak görülüyor ama nüfus artsa da nesilleri kaybediyoruz."
Evet, nüfus artış hızı yavaşlıyor, nüfusumuz yaşlanıyor, bu ciddi bir problem ama mevcut gençlerimizi, ama beyin göçüyle, ama uyuşturucu, alkol, kumar ve çete bataklığına saplanmasıyla kaybediyoruz bu çok daha ciddi bir problem.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, gençliğin kıymetini bildiği için "doğum günüm" dediği 19 Mayıs'ı gençlere armağan etti.
Ülkemiz ve milletimiz yararına kazanılmış, aidiyet duygusuna sahip bir gençlik geleceğimizdir, geleceğimizin teminatıdır.
Bu, gerçek bir milli eğitimle olur, öyle yap-boz tahtasına dönmüş bir eğitim sistemiyle olmaz.
Türk kimliğinin ve Türk milleti kavramının en üst düzeyde tartışıldığı, içeriği milletimizden gizli tutulan komisyon çalışmalarıyla tehlikeli bir sürecin yürütüldüğü siyaset anlayışında söyler misiniz nasıl gerçek bir milli eğitim olabilir?
AKP iktidarı döneminde kaldırılan "Andımız" bir milli kimlik tanımıydı. Şimdiki gençler Andımız'dan ve içeriğinde vurgulanan Türk kimliğinden mahrum.
Gençlerimiz, önce Türk kimliği kazandırılacak bir şekilde eğitilmeli.
Ezbere ve sınava dayalı değil, pratiğe ve faydalı bilgiye dayalı bir eğitim-öğretim sistemi olmalı.
Gençlerimiz, hayatın ve çağın gerçeklerine uygun, milli ve manevi değerlerimizle uyumlu bir şekilde eğitilmeli.
Kabiliyetlerini ön plana çıkarabilecek imkanlar sunulabilmeli.
Eğitimde ülke genelinde bir homojenlik sağlanabilmeli, koleji ayrı, devlet okulu ayrı, batısı ayrı, doğusu ayrı bir eğitim olmamalı.
Eğitimde fırsat eşitliği kağıt üzerinde kalmamalı.
Doğru bir ekonomi politikasıyla, liseden, meslek okulundan ya da üniversiteden mezun olan gençlerimiz istihdam ve gelir konusunda asla bir sorun yaşamamalı, geleceğine güvenle bakabilmeli.
Eğer BTP'nin parti programında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni incelersiniz, "baba devlet" anlayışıyla bunların gerçekleşebileceğini görebilirsiniz.
Unutmayalım; gençliğe yapılan yatırım, boşu olmayan en doğru, en isabetli yatırımdır. Ama bu, mevcut bağımlı siyasetle ve kapitalist ekonomi anlayışıyla mümkün değil.
- Gebze'de yıkılan binanın bize anlattıkları / 30.10.2025
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025
- ABD-İsrail ikilisinin şekillendirdiği Suriye, Türkiye'nin menfaatine değil / 23.10.2025
- Enflasyonda itibarımız yerlerde / 22.10.2025
- 22 Ekim'in 1'nci yılında endişe verici tablo! / 21.10.2025
- İsrail'in hedefinde Kıbrıs var! / 18.10.2025
- Gazze'de ateşkes sonrası ABD'nin odağında hangi ülkeler var? / 17.10.2025












 
 




































































