Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında "KKTC tarafının Annan Planı'na evet demesi gibi bir durumla karşılaşıldığında biz Azerbaycan olarak KKTC'yi tanıyacak olan ülkelerin başında geliriz" diyen Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in hangi niyetle bunu söylediğini ve daha önce nerede olduğunu sormak gibi bir hakkımız olsa gerek?
Evet, İlham Aliyev neden Kıbrıs yoğunluklu bir gündemde Tükiye'ye geldi ve daha önce ağzına almadığı tanına kavramını kullandı?
İlham Aliyev'i Türk hükümet, "gelin bize destek olun'' diye mi çağırdı; yoksa O, bu planın nimetlerini bildiği için kardeş ülkeye mesajlar vermeyi mi amaç edindi?
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 1991 yılında tam bağımsızlığını kazanan Azebaycan ile Türkiye'nin ikili ilişkileri dostane şekilde gelişti.
Çiller Hükümeti zamanında darbe iddiaları ile gerilen ikili ilişkiler, Demirel başta olmak üzere hemen tüm Türk hükümetleri ile iyi bir yolda ve denklemde sürdü.
İkili münasebetlerdeki sıcaklık nedendir bilinmez, Kıbrıs sorununda sürdürülemedi.
Türk-İslam alemi için velinimet kabul edilen Türkiye, Kıbrıs davasında yalnız bırakıldı.
Hiçbir Türk ve islam ülkesi Kıbrıs'ı tanımadı.
Bazı radikal Arap hükümetler işi daha ileri götürerek, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nı gayri meşru olarak addettiler.
Baba Haydar Aliyev'in ölümünden sonra ülke yönetimini tam vites devralan İlham Aliyev'in "KKTC'yi tanıyabiliriz'' sözü bizim için önemli elbette; ama aynı Aliyev, ülkesinde uzun siyasal yaşamı olan bir kişi olarak,devlet yönetiminin çoğu kadamelerinde sözü geçen biri olarak, bu zamana kadar ne Kıbrıs'ın tanınması ile ilgili ne bir laf etti ne de Karabağ sorunu dışında, diğer konularda Türkiye'yi aktif destekledi.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye tarihi bir ziyaret gerçekleştiren Suriye Devlet Başkanı Oğul Esad'dan sonra, Türkiye'nin başka bir oğula ev sahipliği yapması, çevre ülkelerdeki siyasal ilişkilerin farklı ve anlamlı bir trende girdiğinin göstergesi.
Aliyev'in alımlı eşi Mihriban'ı, Esad'ın eşi zarif Esma'yı gazete sütunlarına boy boy alan basınımızın Aliyev ve Esad'ın ince olduğu kadar dolaylı yollardan anlatmaya çalıştıklarını kavrayamamaları düşündürücü.
Oğul Aliyev'in 24 Nisan Annan Planı Referandumu öncesi Kıbrıs ile ilgili yaptığı açıklama en çok da Ankara Hükümetini memnun etmiş görünüyor.
Aliyev'e iki soru sormak isterdik.
1: Aliyev "tanıyabiliriz'' açıklamasını daha önce neden yapmadı
2: Aliyev Annan Planını biliyor mu?
Evet, İlham Aliyev neden Kıbrıs yoğunluklu bir gündemde Tükiye'ye geldi ve daha önce ağzına almadığı tanına kavramını kullandı?
İlham Aliyev'i Türk hükümet, "gelin bize destek olun'' diye mi çağırdı; yoksa O, bu planın nimetlerini bildiği için kardeş ülkeye mesajlar vermeyi mi amaç edindi?
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 1991 yılında tam bağımsızlığını kazanan Azebaycan ile Türkiye'nin ikili ilişkileri dostane şekilde gelişti.
Çiller Hükümeti zamanında darbe iddiaları ile gerilen ikili ilişkiler, Demirel başta olmak üzere hemen tüm Türk hükümetleri ile iyi bir yolda ve denklemde sürdü.
İkili münasebetlerdeki sıcaklık nedendir bilinmez, Kıbrıs sorununda sürdürülemedi.
Türk-İslam alemi için velinimet kabul edilen Türkiye, Kıbrıs davasında yalnız bırakıldı.
Hiçbir Türk ve islam ülkesi Kıbrıs'ı tanımadı.
Bazı radikal Arap hükümetler işi daha ileri götürerek, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nı gayri meşru olarak addettiler.
Baba Haydar Aliyev'in ölümünden sonra ülke yönetimini tam vites devralan İlham Aliyev'in "KKTC'yi tanıyabiliriz'' sözü bizim için önemli elbette; ama aynı Aliyev, ülkesinde uzun siyasal yaşamı olan bir kişi olarak,devlet yönetiminin çoğu kadamelerinde sözü geçen biri olarak, bu zamana kadar ne Kıbrıs'ın tanınması ile ilgili ne bir laf etti ne de Karabağ sorunu dışında, diğer konularda Türkiye'yi aktif destekledi.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye tarihi bir ziyaret gerçekleştiren Suriye Devlet Başkanı Oğul Esad'dan sonra, Türkiye'nin başka bir oğula ev sahipliği yapması, çevre ülkelerdeki siyasal ilişkilerin farklı ve anlamlı bir trende girdiğinin göstergesi.
Aliyev'in alımlı eşi Mihriban'ı, Esad'ın eşi zarif Esma'yı gazete sütunlarına boy boy alan basınımızın Aliyev ve Esad'ın ince olduğu kadar dolaylı yollardan anlatmaya çalıştıklarını kavrayamamaları düşündürücü.
Oğul Aliyev'in 24 Nisan Annan Planı Referandumu öncesi Kıbrıs ile ilgili yaptığı açıklama en çok da Ankara Hükümetini memnun etmiş görünüyor.
Aliyev'e iki soru sormak isterdik.
1: Aliyev "tanıyabiliriz'' açıklamasını daha önce neden yapmadı
2: Aliyev Annan Planını biliyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005