Allah bizi ‘müslüman’ diye adlandırdı

Dünya nüfusu 8 milyara yakın ve bunun yaklaşık 2 milyarı müslüman. Geriye kalanlar da gayrimüslim. Allah Resulü (s.a.a.) buyurur: "Küfür tek bir millettir." 

Bugün, genelde ümmet-i Muhammed ve özelde Müslüman Türk Milleti her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe muhtaçtır.

İlk insan ve Peygamber Hz. Âdem'den (a.s.) bu tarafa hak ile batıl mücadelesi süregelmiştir ve kıyamete kadar da devam edecektir.

Bu müminiyle kâfiriyle herkesin bildiği bir gerçektir. Bu manada kâfirin birbiriyle işbirliği yapması, müslümanlara savaş açması, hileler, tuzaklar, oyunlar kurması ve provokasyonlar düzenlemesi inancının gereğidir. Akrebe niçin soktun demek abestir çünkü görevi odur.

Bu bağlamda müslümana ne demeli… Allah gönderdiği peygamberlerle, indirdiği kitaplarla kâfiri dost edinmememizi, bir ve beraber olmamızı emrettiği halde biz ne yapıyoruz?

"Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir." (Nisa-139).

"Oysa Allah size Kur'an'da, 'Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alay edildiğini işittiğiniz zaman başka bir söze geçmedikleri müddetçe onlarla oturmayın. Aksi halde sizde onlar gibi olursunuz' diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır." (Nisa-140).  

"Onlar (münafıklar), küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne müminlere ne de kâfirlere bağlıdırlar. Allah kimi saptırırsa ona asla bir çıkar yol bulamazsın." (Nisa-143).

"Ey iman edenler, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin (başınıza geçirmeyin, müttefik edinmeyin). Kendi aleyhinize Allah'a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz." (Nisa-144).

"Kalplerinde nifak hastalığı olanların, içlerinden: Ne olur ne olmaz, başımıza bir felaket gelebilir, onun için biz tedbirimizi alalım diyerek, kâfirlerle dost olmak için onların arasına daldıklarını görürsün…" (Maide-52).

Biz burada bu konuda birkaç ayet-i kelimeyi arz ettik. Bu manada Kur'an'da yüzlerce ayet var. Bu ayetlerin muhatabı kimlerdir? Bu uyarılar Allah tarafından biz müslümanlara yapılmıyor mu?

Dünya müslümanlarının haline baktığımızda hiç de bu ayetleri dikkate aldığımız söylenemez. Halkı müslüman olan bütün ülkeler adeta kâfirlere dost olmak için birbirleriyle yarış halindeler... 

"Ben Amerika'yla, ben İsrail'le daha yakınım, müttefikim, daha iyi dostum" diyerek zilleti izzet halinde sunma gayretindeler. Müslümanlar da bu durumu tribünden maç izler gibi seyrediyorlar. Şairin dediği gibi; "Kâfirler ağlar hal-i perişanımıza."

Allah Teâlâ "kâfirleri dost edinmeyin" diye buyurduğu gibi onlara karşı müslümanlar olarak bir olmamızı, beraber olmamızı, kardeş olmamızı emrediyor:

"Gerçek şu ki, ancak ve ancak müminler kardeştir. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin." (Hucurat-10).

"Ey iman edenler! Sizden bir topluluk başka bir topluluğu alaya almasın. Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden daha hayırlı olabilir. Birbirinizi karalamayın, birbirinize lakaplar takmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir. Kim ki, tevbe etmezse, işte onlar zalimlerdir." (Hucurat-11).

"Hepiniz topluca (cemaat halinde) Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın…" (Al-i İmran-103).

"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının ve müslümanlar olarak can verin." (Al-i İmran-102).

Yine böyle yüzlerce ayet var…

Peygamberimiz (s.a.a.) de şöyle buyuruyor: "Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez…"

Düşman bizi birbirimize düşürmek için özellerimizle oynuyor, yumuşak yerimizden vurmaya çalışıyor: Ailemiz özelimizdir. Laz oluşumuz, Çerkez oluşumuz, Kürt oluşumuz, Arap oluşumuz özelimizdir. Şii olmamız, Sünni olmamız, Hanefi olmamız, Caferi olmamız, Kadiri olmamız, Mevlevi olmamız da özelimizdir.

Allah Teâlâ'nın Kur'an'ında bize taktığı isim Müslümandır:

"Allah yolunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi… Allah sizi müslüman diye adlandırdı ki, Peygamber size şahit (örnek) olsun, siz de insanlara şahit (örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır." (Hacc-78).

Bu konuyla ilgili sizlere, Prof. Dr. Haydar Baş Üstadımın "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı eserini hararetle tavsiye ediyorum. Ömrünü müslümanların birlik ve beraberlik yoluna adamış bir gönül insanıydı O. Örnek alınacak, takip edilecek bir lider, bir dosttu.

O'nun mükemmel bir tespitiyle bitirelim: "Dini birliğimiz milli birliğimizin, milli birliğimiz de dini birliğimizin teminatıdır."

Selam ve dua ile...