Dünyada yaptığımız her işin, ibadetler de dahil hem manevi hem de maddi faydası vardır. Tabii ki, kul olarak yaptığımız her işi Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalıyız. Bu manada dinin direği olan namazı Allah'ın rızasını umarak kılarsak ibadet olur, başka bir maksatla kılarsak, mahşer günü o namaz yüzümüze bir paçavra gibi atılır. Efendimiz buyuruyor: "Allah'ım! Faydası olmayan namazdan Sana sığınırım."
Yine bu manada kişi, Allah'ın rızasını umarak haram olan zinadan kaçıp kendi helâliyle birlikte olursa bu da ibadet olur.
Orucun mânevî faydası; takvaya ermek, Allah'a yakınlaşmak, O'nun rızasını kazanmaktır. Ramazan öyle mübarek bir aydır ki, o ayda Kur'an inmeye başlamış ve dolayısıyla da Allah Rasûlüne peygamberlik müjdesi verilmiştir. Bunun için Allah Teâlâ Bakara suresi 185. ayette; "... Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Ayrıca sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği dosdoğru yol üzere Allah'ı tekbir ile yüceltmenizi istiyor ki, umulur ki şükredersiniz" diye buyuruyor. Yani biz bize sunulan Kur'an ve peygamberimiz sebebiyle bu ayı oruçlu geçirerek Allah'a teşekkür etmiş oluyoruz.
Maddî olarak da, sağlığımıza olan faydaları, toplumsal yararları, kardeşliğimizin pekişmesi, birbirimizi anlamamız, fakirimizle zenginimizin birbirinin halini anlayıp yakınlaşması ve paylaşmayı öğrenmesi gibi pek çok faydasını sayabiliriz.
İmam Cafer-i Sadık Hazretleri şöyle buyurur: "Allah orucu fakir ile zenginin eşit olması, birbirini anlaması için farz kılmıştır."
Her yaptığımızın, niyet ve gayretimize göre mutlaka bir karşılığı vardır. Hem dünyada hem de ukbada… "Her nefis yaptıklarına/kazandıklarına karşılık bir rehinedir." (Müddessir-38) diye buyurur Rabbimiz.
Ramazan ve oruç paylaşmayı öğrenmek için en büyük fırsattır. Konuyu bir hadis-i şerifin izahı üzerinden değerlendirmeye çalışalım. Allah Rasulü (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanınız."
Bir örnek verelim: Allah Teâlâ bize zekatı emrediyor. Adeta, kulum hiç bir karşılık gözetmeksizin ben sana 40 birim varlık veriyorum. Bu varlığın 39'u senin. Ancak bunun kırkta birini sana emanet olarak veriyorum, onu hak sahibine ulaştır. İşte burada Allah'ın ahlakına bürünmek, muhtaca verirken hiçbir maddi karşılık gözetmemek ve rencide etmemektir.
Zekat böyledir, fıtra böyledir, fidye böyledir, hayır hasenat böyledir, hülasa bütün sadakalar böyledir. Vakıf anlayışımız da bunun göstergesidir. Yine atalarımızın ortaya koyduğu, sadaka taşı ve diş kirası gibi güzellikler de bunların göstergeleridir. Sadaka taşına bir şey koymak ve almak daha çok geceleyin yapıldığı için şahidi sadece Allah Teâlâ'dır. El o taşa uzandığında bir şey koyuyor mu, alıyor mu anlaşılmaz. Diş kirasında da aynı anlayış, aynı ahlak vardır. İhtiyaçlıyı alırsın, evinde misafir eder karnını doyurursun. İncitmemek için dua eder, benim ikramımı yedin ve dişlerini kullandın anlayışıyla diş kirası adı altında cebine bir miktar para koyarsın. Bunların hepsi bizim güzelliklerimiz, bizim Allah'ın ahlakıyla ahlaklanma gayretlerimizdir.
Bu manada Ramazan bizim için büyük bir fırsat. Çünkü bu ayda şeytanlar zincire vuruluyor, cehennem kapıları kapanıyor. Nefis Allah rızası için tuttuğumuz oruç sayesinde boyun eğmek zorunda kalıyor. Bu sebeple bu ayda yaptığımız ibadetlerden hem kat kat fazla sevap alıyoruz, hem de samimiyetimiz, muhabbetimiz çok daha fazla oluyor ve zevkle yapar hale geliyoruz.
Rabbim, her yaptığımız işte O'nu hatırlamayı, O'nu çokça anmayı/zikretmeyi ve kendisine hakkıyla yönelmeyi bizlere nasip eylesin.
"Rabbinin adını çokça zikret/an ve bütün benliğinle O'na yönel." (Müzzemmil-8).
Selam ve dua ile…
- Gün bugündür / 28.04.2021
- Oruç paylaşmayı öğrenmektir / 20.04.2021
- Oruç kendini bilmektir / 13.04.2021
- İnsanoğlu robot değildir / 06.04.2021
- İlim amel etmeyi gerektirir / 30.03.2021
- Nefsimizi temize çıkarmayalım / 23.03.2021
- Kalbinde Allah iktidar olursa… / 15.03.2021
- Mirac edercesine yaşamak / 09.03.2021
- Asıl tehlike kuzunun kurda aşık olması / 02.03.2021