Mevlana Mesnevi'de der ki: "Tehlike kurdun kuzuyu yemeye karar vermesi değil, asıl tehlike kuzunun kurda aşık olmasıdır."
Bu aşk, fert bazında da toplum bazında da aynı şekilde değerlendirilmelidir. Çünkü her iki noktada da aynı sonuca varılacaktır.
Psikolojide bu duyguya "Stokholm Sendromu" denmektedir. Yani kişinin kendine zulmeden, işkence edene tutulması, bağlanması, sevgi beslemesi…
İslam'ın özü, ruhu olan Ehl-i Beyt yoluna baktığımızda, İslam'ın on temel esasının var olduğunu görürüz. Son iki esas şunlardır: 9- Tevella, 10- Teberra...
Tevella; Allah'ın sevdiğini sevmek… Teberra; Allah'ın düşmanına düşman olmak…
Bu bilgileri niçin paylaştım? Çünkü bugün gerek ümmet-i Muhammed ve gerekse özelde müslüman Türk milleti bu sendroma tutulmuş durumda. Allah'ın dostlarını, sevdiklerini sevmesi ve onlarla beraber olması gerekirken, Allah'ın düşmanlarıyla dost olmak ve onlara sevgi beslemek noktasında adeta yarış halindeler…
Allah Teâlâ şöyle buyurur: "İnsanlardan bazıları Allah'tan başka şeyleri Allah'a eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi çok şiddetlidir. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman, bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi." (Bakara-165).
Evet, mü'minin Allah'a olan sevgisi çok şiddetlidir biz bu duyguya 'Aşk' diyoruz. Allah Teâlâ bu ayette adeta zalimlerle alay ederek, mü'minlerin zıttına onların azaplarının çok şiddetli olduğunu beyan ediyor.
Ebu Zerr (r.a)'den rivayetle: Allah Rasulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Amellerin en üstünü Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir." (Ahmet b. Hanbel, Müsned, c.5, s.146).
Allah için sevmek, Allah'ın dostlarına dost olmak… Buna 'Tevella' diyoruz. Allah için buğzetmek, Allah'ın düşmanlarına düşman olmak… Buna da 'Teberra' diyoruz.
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir topluluğun; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa Allah'a ve Rasulü'ne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz." (Mücadele-22).
Açık, net ve kesin ölçü bu iken bize ne oluyor da kenetlenmemiz, bir ve beraber olmamız, Allah için seven ve sevişen kardeşler olmamız gerekirken düşmanlara yanaşıyoruz, onlarla iyi ilişkiler kurmak, ittifaklar oluşturmak, onları dost edinmek noktasında yarışır olmuşuz.
Bu hal içten dışa doğru gelişen ve oluşan bir duygu, bir durumdur. Öncelikle iç savaşı, vücut ülkesinde cereyan eden amansız savaşı kazanmalıyız. Yani nefsimizi terbiye, tezkiye ve temizlemeli, Allah'ı kalbimizde iktidar etmeliyiz. Kalbimiz Allah'ın evi Beytullah haline gelirse yani Allah kalbimizde iktidar olursa o zaman dış âlemde de Allah'ın bakışıyla bakar, Allah'ın iradesine râm olur kararlarımız ve yönelişlerimizi Allah'ın rızasına göre yapıyor oluruz. Allah Teâlâ, bu duyguyu yaşayan, rızasını gözeten ve böylece de rızasına nail olanlardan bizleri eylesin.
Konu çok geniş olduğundan burada bırakalım ve bir sonraki yazımızda devam edelim inşaallah.
Selam ve dua ile...
- Gün bugündür / 28.04.2021
- Oruç paylaşmayı öğrenmektir / 20.04.2021
- Oruç kendini bilmektir / 13.04.2021
- İnsanoğlu robot değildir / 06.04.2021
- İlim amel etmeyi gerektirir / 30.03.2021
- Nefsimizi temize çıkarmayalım / 23.03.2021
- Kalbinde Allah iktidar olursa… / 15.03.2021
- Mirac edercesine yaşamak / 09.03.2021
- Asıl tehlike kuzunun kurda aşık olması / 02.03.2021