"İman edip hicret edenler mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, Allah katında en büyük dereceye sahiptir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Tevbe Suresi, 20).
"Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar." (Muhammed Suresi, 7).
Cihad; kelime anlamı çalışmaktır. İslam literatüründe ise mü'minin Allah yolunda canı, malı ile çalışmasıdır. Tarihimizde İslam devletleri mevcudiyetlerini devam ettirmek, toplumlara İslamiyet'i ulaştırmak için savaşmışlardır. Fetihler gerçekleştirmiş, fethettikleri bölgeleri ellerinde tutmaya çalışmışlardır. Sıcak savaşta yapılan cihadın maksadı Allah'ın adının her yere duyurulması iken bunun haricinde yapılan cihadlar da vardır. Mal ve can ile savaşılırken; kalem ve dil ile de savaşılır.
"Allah katında alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanından daha hayırlıdır." (hadisi şerif). İslam alimleri, ilmin kaynağı olan Hz. Muhammed ve O'nun Ehli Beyt'inden ilim öğrenmiş, yazdıkları kitaplarla, verdikleri derslerle Allah yolunda çalışmışlardır. Hayatları boyunca ilden ile giderek alimlerin dizinin dibinde ilim öğrenmiş, el yazması eserler ortaya koymuşlardır. Dönemlerinin yegane ilim kaynağı olan Ehli Beyt İmamlarının ilim halkasında yer almışlar; kadınlar da perde arkasından bu ilim deryasında kana kana içmişlerdir.
Kurtuluş Savaşı, cephede savaşan askerler kadar savaş sırasında Atatürk'ün yanında olan imamlar sayesinde kazanılmıştır. Onlar, gerçek cihadı halka anlatmış, vatan savunmasının imandan kaynaklandığını belirtmişlerdir.
Tarihteki onlarca örnekte olduğu gibi günümüzde de cihad her zaman hayatımızda ön safhalarda.
Her zaman dünyanın huzurunu bozanlarla işbirliği içinde çalışan, vatanımızı makama ve üç kuruşluk dünya malına satanlar var. Onların yanında da sahte ilim adamları. Fakat Allah kimseyi kılavuzsuz bırakmadı, bırakmayacak da?
Bu şerli insanların karşısında, dünyaya huzur vaad eden, adaleti tesis eden, vatan savunması yapan önderlerimiz var. Bu insanların başında da Prof. Dr. Haydar Baş yer almaktadır. Hayatı boyunca insanları eğitmiş, yıllarca öğretmenlik yapmış, Allah'ın dinine canı, malı ile yardım etmiştir. Düzenlediği konferans ve sempozyumlarla Hak sözü söylemiş, kınayıcıların kınamasından asla korkmamış ve cihadda bizlere örnek olmuştur. O'na layık olabilmek ümidiyle bizler de elimizden geldiğince hiçbir iyiliği küçümsemeden, Ehli Beyt'i örnek alarak, azim ve kararlılıkla hak yol için çalışmalıyız. İnanırız ki Allah yolunda elimizden çıkanlar asla kayıp değildir.
Yazımı Ehli Beyt aşığı bir alimin sözleri ile bitiriyorum: "Ben hak bildiğim bir davada kimseyle muamele etmem. Korkmam ve açgözlülük etmem. Dilim, ayaklarım, kalemim ve mürekkebimle Allah Rasulü ve O'nun pak Ehli Beyt'ini tüm gücümle savunurum. Bununla onları hoşnut etmeyi ve saadete ermeyi dilerim. Başarıyı verecek olan Allah'tır. O'na tevekkül ederim. Dönüşüm de O'nadır."
"Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar." (Muhammed Suresi, 7).
Cihad; kelime anlamı çalışmaktır. İslam literatüründe ise mü'minin Allah yolunda canı, malı ile çalışmasıdır. Tarihimizde İslam devletleri mevcudiyetlerini devam ettirmek, toplumlara İslamiyet'i ulaştırmak için savaşmışlardır. Fetihler gerçekleştirmiş, fethettikleri bölgeleri ellerinde tutmaya çalışmışlardır. Sıcak savaşta yapılan cihadın maksadı Allah'ın adının her yere duyurulması iken bunun haricinde yapılan cihadlar da vardır. Mal ve can ile savaşılırken; kalem ve dil ile de savaşılır.
"Allah katında alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanından daha hayırlıdır." (hadisi şerif). İslam alimleri, ilmin kaynağı olan Hz. Muhammed ve O'nun Ehli Beyt'inden ilim öğrenmiş, yazdıkları kitaplarla, verdikleri derslerle Allah yolunda çalışmışlardır. Hayatları boyunca ilden ile giderek alimlerin dizinin dibinde ilim öğrenmiş, el yazması eserler ortaya koymuşlardır. Dönemlerinin yegane ilim kaynağı olan Ehli Beyt İmamlarının ilim halkasında yer almışlar; kadınlar da perde arkasından bu ilim deryasında kana kana içmişlerdir.
Kurtuluş Savaşı, cephede savaşan askerler kadar savaş sırasında Atatürk'ün yanında olan imamlar sayesinde kazanılmıştır. Onlar, gerçek cihadı halka anlatmış, vatan savunmasının imandan kaynaklandığını belirtmişlerdir.
Tarihteki onlarca örnekte olduğu gibi günümüzde de cihad her zaman hayatımızda ön safhalarda.
Her zaman dünyanın huzurunu bozanlarla işbirliği içinde çalışan, vatanımızı makama ve üç kuruşluk dünya malına satanlar var. Onların yanında da sahte ilim adamları. Fakat Allah kimseyi kılavuzsuz bırakmadı, bırakmayacak da?
Bu şerli insanların karşısında, dünyaya huzur vaad eden, adaleti tesis eden, vatan savunması yapan önderlerimiz var. Bu insanların başında da Prof. Dr. Haydar Baş yer almaktadır. Hayatı boyunca insanları eğitmiş, yıllarca öğretmenlik yapmış, Allah'ın dinine canı, malı ile yardım etmiştir. Düzenlediği konferans ve sempozyumlarla Hak sözü söylemiş, kınayıcıların kınamasından asla korkmamış ve cihadda bizlere örnek olmuştur. O'na layık olabilmek ümidiyle bizler de elimizden geldiğince hiçbir iyiliği küçümsemeden, Ehli Beyt'i örnek alarak, azim ve kararlılıkla hak yol için çalışmalıyız. İnanırız ki Allah yolunda elimizden çıkanlar asla kayıp değildir.
Yazımı Ehli Beyt aşığı bir alimin sözleri ile bitiriyorum: "Ben hak bildiğim bir davada kimseyle muamele etmem. Korkmam ve açgözlülük etmem. Dilim, ayaklarım, kalemim ve mürekkebimle Allah Rasulü ve O'nun pak Ehli Beyt'ini tüm gücümle savunurum. Bununla onları hoşnut etmeyi ve saadete ermeyi dilerim. Başarıyı verecek olan Allah'tır. O'na tevekkül ederim. Dönüşüm de O'nadır."
Meryem Özdemir / diğer yazıları
- Allah yolunda mücadele / 03.07.2016