Allah'ı sevmenin çok işaretleri vardır. Bunlardan bir tanesi, Allah'ın sevdiklerini sevmektir. Yani siz, Allah'ın sevdiklerini severseniz Allah'ı sevmiş olursunuz. "(Resûlüm!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin..." (Al-i İmran, 3/31). Aslında bu işin başlangıcı da böyledir. Allah'ı sevdi diye bir insanı seversiniz, onun kalbine tecelli eden ilahi sevgi sizinkine de akseder, böylece siz o kulu sevdiğiniz ölçüde Allah'ı sevmiş olursunuz. Peygamberlerin, evliya-ı kiram hazeratının, şühedanın sevilmesinin esprisi de buradan kaynaklanıyor. Gerek evliya-ı kiram hazeratı, gerek enbiya hazeratının tamamı insanların kalbinde ilahi sevginin yeşermesinden vücuda gelecek olan o mahiyeti ortaya çıkartan amiller, ana unsurlardır. Bunları biz sevmekle Cenab-ı Hakk'ı sevmiş oluruz.Bir kul, Allah'ı sevdiği zaman hep O'nu anmak ister, hep O'nu zikretmek ister. Tabii bu hal de insandaki sevgi duygusunu daha da genişletir, aşk mertebesine yükseltir.Zaten kainata baktığınız zaman Allah'ı zikretmeyen, anmayan hiçbir şey yoktur. Cenab-ı Hak, ayet-i kerimede, "Yerde ve gökte ne varsa hepsi Allah'ı zikreder" (Haşr, 59/1 ve diğer ayetler) buyurmaktadır. Varlığın vücut bulmasının hikmeti Allah'ı tanıması, bilmesi ve O'nu zikretmesidir. Reva mıdır ki şuur sahibi olmayan bütün varlıklar Allah'ı anarken, zikrederken, ibadet kastı ile yaratılmış olan varlık olarak insan O'nu anmaz? İnsan eğer Allah'ı sevdiğini iddia ediyorsa O'nunla beraber olması gerekir. İnsan kalbinde ve dilinde zikri hakim kıldığı zaman bilsin ki o kul, o insan, Rabbini seviyor. Hiç kendisinden endişe etmesin. Eğer kalbiniz, eğer diliniz Allah'ı sevmeye alışmışsa, Cenab-ı Hakk'ın adı geçtiği zaman kalbiniz hoşnut oluyorsa ve de devamlı surette hep onu anma duygusunu yaşıyorsanız, bilesiniz ki sizin geldiğiniz yer Allah'ı sevme noktasıdır. Allah hepimize bunu nasip etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.