




İmam Gazali hazretleri şöyle buyurmuştur:
Şunu'iyi bil ki: Ben bu bahse Resûlullah'ın (s.a.v.) şu mübarek sözünden cesaret alarak girdim. Ve Allah u Teâlâ'nın isimlerinden ve sıfatlarından bahsettim:
"Allah'ın ahlâkı ile ahlâklarım."
Yine Resûlullah (s.a.v.) buyurmuşlardır: "Allah'ın böyle nice (güzel) huyları vardır. Her kim bunlardan biri ile ahlaklanırsa mutlaka cennete girer."
Bizim bu konuya dalmamız, bazı (akılsızları) yanlış bir zanna kaptırabilir. Bu beyanlarmızdan hulûl ve ittihad (bugünkü dilimizde buna Vahdet-i Vücûd diyorlar) manası çıkartabilirler. Fakat akıllı kişilere göre böyle bir zan asla düşünülmez. Hele mükâşefe hususiyetlerinden haberi olanlar için böyle bir düşüncenin yeri asla yoktur.
Şeyh Ebu Ali el'Karmedî'den dinledim. Şeyhi Ebul-Kasım el'Kürkani'den hikâye ediyordu: "Doksan dokuz isim, kendini ibadete veren bir sâlik için birer vasıf olabilir. O, henüz sülüktedir; vâsıl değildir.."
Eğer bu anlattıkları ile, bizim yukarıda anlattığımız şeye uygun bir husus kastederse, doğrudur, diyeceğimiz yoktur. Çünkü o, bu sözü mecazi anlamda söylemiş olur. Neden mi?
Çünkü, Allah'ın isimleri onun sıfatlarıdır. Onun sıfatları ondan başkası için kat'î surette sıfat olamaz. Ne var ki, kulda, o sıfatlara uygun bir ahlâk hasıl olabilir. Meselâ, filân kimse üstadının ilmini tahsil etti, denir. Oysa üstadın ilminin aynısı talebeye intikal etmez. Ona intikal eden ilim sadece üstadının ilminin misli ve benzeridir.
Ben derim ki, Allah u Teâlâ'nın isimlerinin manalarının o kul için sıfat olduğuna kail olanın sözünün İki şıkkı vardır. Ya bu söz ile o sıfatların gayrisinin veya mislini kastetmiş ise ya mutlak olarak ve her vecihten mislini kastetmiş veya isim bakımından ve bir de manaların hususiyetlerinde olmaksızın sadece sıfatların umumda müşareket bakımından misli olduğunu kastetmiştir. Bu da iki kısımdır:
Eğer bu söz ile sıfatların aynını kastetmiş ise bu hususu (Allah'ın sıfatlarının isimlerinin manalarının kul için birer sıfat olması hususu) ya sıfatların Rab'dan kula intikal etmesi veya etmemesi ile olacaktır.
Eğer intikal suretiyle olmazsa kulun zatının Rab'ımın zatı ile birleşmesi suretiyle olacak ve neticede o, onun aynı ve sıfatları da onun sıfatları olacak veya bu durum hulul tarikiyle meydana gelecektir. (devam edecek)… OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.