Allah'ın cezasından emin olurlar
Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem, "İçinizden her kim Allah'a ve Ali'nin velayetine razı olursa Allah korkusundan ve cezasından güven içinde olur" buyurdu
09.12.2017 00:00:00
İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselam babasından o da dedesinden rivayet ederler ki:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir peygamberin ölümü yaklaştığında Allah ona kendi yakınları içinde en üstün olana vasiyet etmesini emreder. Bana da emrettiğinde, 'kime vasiyet edeyim ey Rabbim?' diye sordum. 'Ya Muhammed! Amcan Ebu Tâlib'in oğlu Ali'ye vasiyet et. Ben onu önceki kitaplarda tesbit ettim ve dedim ki: O senin vasindir ve bütün varlıklardan onun hakkında misak ve ahid aldım. Bütün varlıklardan ve peygamberlerden Benim Rabliğim, Senin peygamberliğin ve Ali'nin velayeti için ahid aldım' buyurdu." (Beşaret'ul Mustafa li Şieti'l-Murtazâ, s.99).
Buna benzer ifadeler şu kaynaklarda da mevcuttur:
El Burhan Tefsiri, c.2, s.47,8,10,12.hadis ve s.48, 17. Hadis ve s.50, 31 ve 32.hadisler; yine Bihar'ul-Envar, c.26, s.272, 12. Hadis, s.278, 20. hadis, s.279, 22.hadis, s.293, 53. hadis, s.294, 54 ve 57.hadis.
Selman-ı Farisi diyor ki: Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem'in yanında oturmuştuk. Hz. Ali oraya geldiğinde Hz. Resûlullah elindeki taşları Hz. Ali'ye uzattı. Hz. Ali eline aldığında taşlardan şöyle ses geldi: 'Rab olarak Allah'a, peygamber olarak Muhammed'e ve imam ve veli olarak da Ali'ye razı oldum.'
Sonra Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem, 'İçinizden her kim Allah'a ve Ali'nin velayetine razı olursa Allah korkusundan ve cezasından güven içinde olur' buyurdu." (Beşaret'ul Mustafa, s.134).
İmam Hasan el-Askeri aleyhisselam uzun bir hadisinde Kureyş'in Hz. Resulullah'ı taş ve kayalarla öldürmek istediğine dair bir rivayet buyurur:
"Kayalar aşağı doğru yuvarlanırken Kureyşliler kendi aralarında şöyle söyleniyorlardı: 'Bu kayalar şimdi Muhammed ile Ali'yi öldürecek ve bizler bu ikisinden kurtulacağız.'
Kureyş daha sonra olayın aleyhlerine dönmesinden korktu. Taşların Hz. Muhammed ile Hz. Ali'ye doğru giderken şöyle seslendiklerini duydu: Selam olsun sana ey Muhammed bin Abdullah bin Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdülmenaf, selam olsun sana ey Ali bin Ebu Tâlib bin Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdülmenaf. Selam olsun sana ey alemlerin Rabbinin Resulü Muhammed ve bütün insanların en hayırlısı ve selam olsun sana ey vasilerin efendisi ve alemlerin Rabbinin Resulünün halifesi." (Bihar'ul-Envar, c.17, s.260 ve 264. 5.hadis).
Daha sonra olay devam ediyor ve Resûlullah'a bir yemek ve ilaç getiriliyor. Resûlullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem yemeğe soruyor: "Ben kimim?"
Diyorlar ki: "Sen Resûlullah'sın!"
"Bu kimdir?" diye Hz. Ali'yi gösterir ve yemek ile ilaçtan şöyle ses gelir: "Bu Senin kardeşindir. İlk ve son insanların efendisi. Vezirlerin en üstünü olarak Senin vezirin, halifelerin en üstünü olarak da Senin halifendir." (Bihar'ul-Envar, c.17, s.341, 16.hadisten).
OKAN EGESEL
Resûlullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir peygamberin ölümü yaklaştığında Allah ona kendi yakınları içinde en üstün olana vasiyet etmesini emreder. Bana da emrettiğinde, 'kime vasiyet edeyim ey Rabbim?' diye sordum. 'Ya Muhammed! Amcan Ebu Tâlib'in oğlu Ali'ye vasiyet et. Ben onu önceki kitaplarda tesbit ettim ve dedim ki: O senin vasindir ve bütün varlıklardan onun hakkında misak ve ahid aldım. Bütün varlıklardan ve peygamberlerden Benim Rabliğim, Senin peygamberliğin ve Ali'nin velayeti için ahid aldım' buyurdu." (Beşaret'ul Mustafa li Şieti'l-Murtazâ, s.99).
Buna benzer ifadeler şu kaynaklarda da mevcuttur:
El Burhan Tefsiri, c.2, s.47,8,10,12.hadis ve s.48, 17. Hadis ve s.50, 31 ve 32.hadisler; yine Bihar'ul-Envar, c.26, s.272, 12. Hadis, s.278, 20. hadis, s.279, 22.hadis, s.293, 53. hadis, s.294, 54 ve 57.hadis.
Selman-ı Farisi diyor ki: Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem'in yanında oturmuştuk. Hz. Ali oraya geldiğinde Hz. Resûlullah elindeki taşları Hz. Ali'ye uzattı. Hz. Ali eline aldığında taşlardan şöyle ses geldi: 'Rab olarak Allah'a, peygamber olarak Muhammed'e ve imam ve veli olarak da Ali'ye razı oldum.'
Sonra Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem, 'İçinizden her kim Allah'a ve Ali'nin velayetine razı olursa Allah korkusundan ve cezasından güven içinde olur' buyurdu." (Beşaret'ul Mustafa, s.134).
İmam Hasan el-Askeri aleyhisselam uzun bir hadisinde Kureyş'in Hz. Resulullah'ı taş ve kayalarla öldürmek istediğine dair bir rivayet buyurur:
"Kayalar aşağı doğru yuvarlanırken Kureyşliler kendi aralarında şöyle söyleniyorlardı: 'Bu kayalar şimdi Muhammed ile Ali'yi öldürecek ve bizler bu ikisinden kurtulacağız.'
Kureyş daha sonra olayın aleyhlerine dönmesinden korktu. Taşların Hz. Muhammed ile Hz. Ali'ye doğru giderken şöyle seslendiklerini duydu: Selam olsun sana ey Muhammed bin Abdullah bin Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdülmenaf, selam olsun sana ey Ali bin Ebu Tâlib bin Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdülmenaf. Selam olsun sana ey alemlerin Rabbinin Resulü Muhammed ve bütün insanların en hayırlısı ve selam olsun sana ey vasilerin efendisi ve alemlerin Rabbinin Resulünün halifesi." (Bihar'ul-Envar, c.17, s.260 ve 264. 5.hadis).
Daha sonra olay devam ediyor ve Resûlullah'a bir yemek ve ilaç getiriliyor. Resûlullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem yemeğe soruyor: "Ben kimim?"
Diyorlar ki: "Sen Resûlullah'sın!"
"Bu kimdir?" diye Hz. Ali'yi gösterir ve yemek ile ilaçtan şöyle ses gelir: "Bu Senin kardeşindir. İlk ve son insanların efendisi. Vezirlerin en üstünü olarak Senin vezirin, halifelerin en üstünü olarak da Senin halifendir." (Bihar'ul-Envar, c.17, s.341, 16.hadisten).
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.