İnsan-ı Kamilin en büyük özelliklerinden birisi de af ve merhamet ehli olmasıdır. Bu hususta da şunları söyleyebiliriz:
"İnsanlara merhamet etmeyene Allah'da merhamet etmez." (Tirmizi, Birr, 16) Affettiğiniz, affetmeye teşebbüs ettiğiniz zaman Cenab-ı Vacibü'l Vücud Hazretleri sizin merhametinizi güçlendiriyor. Dolayısıyla, merhameti güçlenen insanın af kanatları açılıyor. Affın olabilmesi, imanın çok yüce bir noktada yaşanmasına bağlıdır.Sevgili Peygamberimiz, amcası Hz. Hamza'yı şehit eden, Hz. Vahşi'yi bile affetti. Nitekim;"De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan çok esirgeyendir" (Zümer, 39/53) ayeti geldiği zaman, Hz. Vahşi bunu duyuruyor. "Ben de iman etsem, Allah beni de affeder mi? Peygamber beni de affeder mi?" diyor. "Elbette" cevabını alıyor. Ve o insanın iman etmesine sebep oluyor.Hatta çocuklarını sevip öpmeyen bir bedevi grubunu Allah'ın Sevgilisi: "Allah sizin kalplerinizden şefkat ve merhameti çekip aldıysa ben ne yapabilirim" (Buhari, Edep, 18 (IV,9); Müslim, Fedail, 64 (VII, 197) buyuruyor. Mutlaka etrafınıza, etbaımıza, evladımıza dostlarımıza, arkadaşlarımıza merhamet kanatlarımızı, af kanatlarımızı açıp, onları bir yorgan gibi sarmalıyız.Şeyh Galib'in bir sözünü hatırlatmak istiyorum:"Hoşca bak zatına ki,Zübde-i alemsin senMerdumi didei ekvam-ıademsin sen".Cenabı Vacibül Vücud Hazretleri bu alemi esmai ilahisinin tecellisi ie halk etmiştir. Dolayısıyla bu alemde ne ki var, hepsi Allah'ın tecellisidir. Sıfat-ı Barisinin, esmai ilahisinin tecellisiyle bu alem yaratılmıştır. Nitekim Hz. Ali (kv) Efendimiz, "Ben eşyada Cenabı Hakkı görürüm" buyurmaktadır. Çünkü Allah'ın tecellisi olan bir varlık, insana Allah'ı tanıtır.
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
"İnsanlara merhamet etmeyene Allah'da merhamet etmez." (Tirmizi, Birr, 16) Affettiğiniz, affetmeye teşebbüs ettiğiniz zaman Cenab-ı Vacibü'l Vücud Hazretleri sizin merhametinizi güçlendiriyor. Dolayısıyla, merhameti güçlenen insanın af kanatları açılıyor. Affın olabilmesi, imanın çok yüce bir noktada yaşanmasına bağlıdır.Sevgili Peygamberimiz, amcası Hz. Hamza'yı şehit eden, Hz. Vahşi'yi bile affetti. Nitekim;"De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan çok esirgeyendir" (Zümer, 39/53) ayeti geldiği zaman, Hz. Vahşi bunu duyuruyor. "Ben de iman etsem, Allah beni de affeder mi? Peygamber beni de affeder mi?" diyor. "Elbette" cevabını alıyor. Ve o insanın iman etmesine sebep oluyor.Hatta çocuklarını sevip öpmeyen bir bedevi grubunu Allah'ın Sevgilisi: "Allah sizin kalplerinizden şefkat ve merhameti çekip aldıysa ben ne yapabilirim" (Buhari, Edep, 18 (IV,9); Müslim, Fedail, 64 (VII, 197) buyuruyor. Mutlaka etrafınıza, etbaımıza, evladımıza dostlarımıza, arkadaşlarımıza merhamet kanatlarımızı, af kanatlarımızı açıp, onları bir yorgan gibi sarmalıyız.Şeyh Galib'in bir sözünü hatırlatmak istiyorum:"Hoşca bak zatına ki,Zübde-i alemsin senMerdumi didei ekvam-ıademsin sen".Cenabı Vacibül Vücud Hazretleri bu alemi esmai ilahisinin tecellisi ie halk etmiştir. Dolayısıyla bu alemde ne ki var, hepsi Allah'ın tecellisidir. Sıfat-ı Barisinin, esmai ilahisinin tecellisiyle bu alem yaratılmıştır. Nitekim Hz. Ali (kv) Efendimiz, "Ben eşyada Cenabı Hakkı görürüm" buyurmaktadır. Çünkü Allah'ın tecellisi olan bir varlık, insana Allah'ı tanıtır.
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.