Türkler ve Araplarla ilgili açıklamaları nedeniyle ırkçılıkla suçlanan Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Sarrazin, Alman kamuoyunda destek buluyor. Yeni yapılan bir ankete göre, Almanlar'ın yüzde 18'i Sarrazin'in kuracağı partiye oy vermeye hazır!
Müslüman göçmenlerin Avrupa değerlerine ve sistemine uyum sağlamadığını, Müslümanların artan nüfusunun tehlike olduğunu öne süren Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in siyasette başlattığı tartışma büyüyor. "Almanya Kendini Yok Ediyor" adlı kitabı bir hafta içinde yaklaşık 70 binlik satış rakamına ulaşan Sarrazin, hükümet politikalarına ve siyasi partilere tepki duyan seçmenin ilgi odağı oldu. "Bild am Sonntag" gazetesinin yaptırdığı ankete göre, Alman seçmenlerin yüzde 18'i, Thilo Sarrazin'in yeni bir parti kurması ve bunun liderliğini yapması halinde bu partiye oy vermeyi düşünüyor. Aynı zamanda Sosyal Demokrat Parti üyesi olan Sarrazin, yaptığı son açıklamalar ve ileri sürdüğü 'genetik' argümanlar üzerine ihraç talebiyle parti disiplin kuruluna sevk edilmişti. Alman seçmenin yüzde 18'i Sarrazin'e destek verirken, ağırlıklı olarak Almanya'nın doğu eyaletlerinde güçlü olan Sol Parti seçmeni içinde bu destek yüzde 29 düzeyinde. Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hrıstiyan Demokratlar'a oy veren seçmenin yüzde 17'si de Sarrazin'in partisini destekleyeceğini söylüyor. Sarrazin'in başlattığı tartışma, hükümeti ve siyasi partileri zor durumda bıraktı. Göçmenlerin uyumu konusunda son yıllarda geliştirilen politikaların, Sarrazin'in başlattığı tartışmadan zarar gördüğünü söyleyen hükümet üyeleri, parti tabanından baskı ile de karşı karşıya. Başbakan Merkel, 'Bild am Sonntag' gazetesine verdiği demeçte, göçmenler konusunda 'sorunları inkâr etmeden, ama aynı zamanda uç noktalara taşımadan' bir tartışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Müslüman gençler arasında şiddete eğilimin yüksek olduğuna dair istatistiklerin tabulaştırılmamasını isteyen Merkel, "Bunun büyük bir sorun olduğunun farkındayız ama yabancı düşmanlığı kuşkusuna yer vermeden açıkça konuşabiliriz" dedi. Merkel, "Şiddeti belli bir dine bağlamayın. Bu bizi çıkmaza götürür" diye konuştu. Hrıstiyan Demokrat Partili (CDU) Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer de 'göç politikalarına bakış açısında halk ile siyaset arasında büyük bir uçurum olduğunu, bunun kendisini kaygılandırdığını' söyledi. Böhmer, "Sarrazin'e kamuoyunun yaklaşımı, sorunları daha cesur bir şekilde tartışmamız ve uyumun başarılarını konuşmamız gerektiğini ortaya koyuyor" dedi.
Taban Sarrazin'i destekliyor
CSU'nun eski genel başkanı Edmund Stoiber ise, Sarrazin olayının aşırı sağ cenahta yeni bir oluşuma neden olma endişesini dile getirdi. 1980'li yıllarda yaşanan mülteci hakkı tartışmasının aşırı sağcı Cumhuriyetçiler'in ortaya çıkışıyla sonuçlandığını hatırlatan Stoiber, deneyimlerden ders çıkarılmasını istedi. Spiegel dergisinin sorularını cevaplayan CSU yöneticisi Hans-Peter Friedrich de uyum politikası tartışmasının üstünün örtülmemesini talep etti.Focus dergisine konuşan Sarrazin ise görevden alınma sürecinin şova dönüştürülmek istendiğini, görevden alınması durumunda buna karşı hukuki mücadele vereceğini söyledi.
Tartışmalı kitap
Sarrazin, "Almanya Kendini Yok Ediyor" başlıklı 461 sayfalık kitabında, Avrupa toplumlarının "İslamlaşma tehlikesi" altında olduğunu öne sürüyor. Sarrazin, uyum konusunda yaşanan sorunların eğitim ile çözülemeyeceğini, bunların İslam kültüründen kaynaklandığını savunuyor. Sarrazin, "Lâik Batı toplumunun kültürel değerleri ve yaşam biçimi ile bağdaşmayan bu kültür Müslüman göçmenlerin tümünü olmasa da büyük çoğunluğunu bir şekilde etkiliyor" görüşünü dile getiriyor. Sarrazin'in Müslüman göçmenlerin yanı sıra Yahudilerle ilgili yaptığı değerlendirmeler, tartışmaları daha da alevlendirdi. Sarrazin, "Yahudiler'in tümü belirli bir geni paylaşıyor. Baskların genleri de diğer Avrupa halklarından farklı" demişti.
Müslüman göçmenlerin Avrupa değerlerine ve sistemine uyum sağlamadığını, Müslümanların artan nüfusunun tehlike olduğunu öne süren Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in siyasette başlattığı tartışma büyüyor. "Almanya Kendini Yok Ediyor" adlı kitabı bir hafta içinde yaklaşık 70 binlik satış rakamına ulaşan Sarrazin, hükümet politikalarına ve siyasi partilere tepki duyan seçmenin ilgi odağı oldu. "Bild am Sonntag" gazetesinin yaptırdığı ankete göre, Alman seçmenlerin yüzde 18'i, Thilo Sarrazin'in yeni bir parti kurması ve bunun liderliğini yapması halinde bu partiye oy vermeyi düşünüyor. Aynı zamanda Sosyal Demokrat Parti üyesi olan Sarrazin, yaptığı son açıklamalar ve ileri sürdüğü 'genetik' argümanlar üzerine ihraç talebiyle parti disiplin kuruluna sevk edilmişti. Alman seçmenin yüzde 18'i Sarrazin'e destek verirken, ağırlıklı olarak Almanya'nın doğu eyaletlerinde güçlü olan Sol Parti seçmeni içinde bu destek yüzde 29 düzeyinde. Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hrıstiyan Demokratlar'a oy veren seçmenin yüzde 17'si de Sarrazin'in partisini destekleyeceğini söylüyor. Sarrazin'in başlattığı tartışma, hükümeti ve siyasi partileri zor durumda bıraktı. Göçmenlerin uyumu konusunda son yıllarda geliştirilen politikaların, Sarrazin'in başlattığı tartışmadan zarar gördüğünü söyleyen hükümet üyeleri, parti tabanından baskı ile de karşı karşıya. Başbakan Merkel, 'Bild am Sonntag' gazetesine verdiği demeçte, göçmenler konusunda 'sorunları inkâr etmeden, ama aynı zamanda uç noktalara taşımadan' bir tartışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Müslüman gençler arasında şiddete eğilimin yüksek olduğuna dair istatistiklerin tabulaştırılmamasını isteyen Merkel, "Bunun büyük bir sorun olduğunun farkındayız ama yabancı düşmanlığı kuşkusuna yer vermeden açıkça konuşabiliriz" dedi. Merkel, "Şiddeti belli bir dine bağlamayın. Bu bizi çıkmaza götürür" diye konuştu. Hrıstiyan Demokrat Partili (CDU) Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer de 'göç politikalarına bakış açısında halk ile siyaset arasında büyük bir uçurum olduğunu, bunun kendisini kaygılandırdığını' söyledi. Böhmer, "Sarrazin'e kamuoyunun yaklaşımı, sorunları daha cesur bir şekilde tartışmamız ve uyumun başarılarını konuşmamız gerektiğini ortaya koyuyor" dedi.
Taban Sarrazin'i destekliyor
CSU'nun eski genel başkanı Edmund Stoiber ise, Sarrazin olayının aşırı sağ cenahta yeni bir oluşuma neden olma endişesini dile getirdi. 1980'li yıllarda yaşanan mülteci hakkı tartışmasının aşırı sağcı Cumhuriyetçiler'in ortaya çıkışıyla sonuçlandığını hatırlatan Stoiber, deneyimlerden ders çıkarılmasını istedi. Spiegel dergisinin sorularını cevaplayan CSU yöneticisi Hans-Peter Friedrich de uyum politikası tartışmasının üstünün örtülmemesini talep etti.Focus dergisine konuşan Sarrazin ise görevden alınma sürecinin şova dönüştürülmek istendiğini, görevden alınması durumunda buna karşı hukuki mücadele vereceğini söyledi.
Tartışmalı kitap
Sarrazin, "Almanya Kendini Yok Ediyor" başlıklı 461 sayfalık kitabında, Avrupa toplumlarının "İslamlaşma tehlikesi" altında olduğunu öne sürüyor. Sarrazin, uyum konusunda yaşanan sorunların eğitim ile çözülemeyeceğini, bunların İslam kültüründen kaynaklandığını savunuyor. Sarrazin, "Lâik Batı toplumunun kültürel değerleri ve yaşam biçimi ile bağdaşmayan bu kültür Müslüman göçmenlerin tümünü olmasa da büyük çoğunluğunu bir şekilde etkiliyor" görüşünü dile getiriyor. Sarrazin'in Müslüman göçmenlerin yanı sıra Yahudilerle ilgili yaptığı değerlendirmeler, tartışmaları daha da alevlendirdi. Sarrazin, "Yahudiler'in tümü belirli bir geni paylaşıyor. Baskların genleri de diğer Avrupa halklarından farklı" demişti.