Aman ekonomik etkilenmesin!

Meclis çaycısının nezle olması sonucu dolar 50 bin, Euro 25 bin lira pirim yaptı.

Meclis bahçıvanının uzaktan akrabası Hüsmen ağrılar içinde yatağa düşmesi sonucu borsa %5 değer kaybetti.

Meclisin en yaşlı hizmetlisi olan Rıza efendinin, dün akşam gördüğü kötü rüyayı ulu orta söylemesi piyasaları olumsuz yönde etkiledi.

Meclis koruma elemanlarından Numan Elaman'ın cep telefonunu kaybetmesi üzerine piyasalar gitti-geldi.

Ünlü ekonomist Rıfkı Fist bu durum tekrar ederse IMF'nin gözden geçirmesi aksayabilir dedi.

Mecliste görevli sağır ve dilsiz Caner Daldaner'ın sese tepki vermesi üzerine, bankalar arası transferlerde hareketlilik yaşandı.

Bu halde bir kişinin tepkisiz olması gerektiğini söyleyen İşaretle Anlaşanlar Derneği Başkanı Lütfü Dilsiz bu iş çok tatsız dedi.

Bir milletvekilinin Mayıs ortasında nezle olması borsada spekülatif hareketlerin oluşmasına sebep oldu.

Meclis hastanesinde görevli hemşire Nalan Heyyalan'ın altı aylık bebeğinin düşürmesi ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi.

Nalan hanımın düşük yapmasına muhalefetten bir hasta bakıcının sebep olduğu ve sırf hükümetin mükemmel seyreden ekonomik programını aksatmak için Nalan hanımın karnına yumruk attığı, yumruğa karşılık vermek isteyen bebeğin kontrolünü kaybedip bulunduğu yerden düştüğü iddia edildi. Olay araştırılıyor.

Meclis bekçisi Kazım Nemelazım'ın düdüğünün nohudunun durup dururken çatlaması, hükümetin yıkılabileceği şeklinde yorumlandı. Bunun sonucu piyasalar gitti ama henüz gelmedi.

Nohudun hiç bir şey yokken çatlaması nazar-göz değmesi olarak yorumlandı.

Alt tarafı bir nohudu çatlatan kem gözlülerin mükemmel seyreden koalisyonu da çatlatabileceğinden korkuluyor.

Meclis bahçesinin korkuluklarında unutulan ceket Tahtakale piyasasını olumsuz etkiledi.

Bu yazdıklarım işin şakası, ama, en basit bir olayın etkileyebildiği bir ekonomi makro ekonomimidir yoksa mikro(p)ekonomimidir, araştırılmalı değil mi?

Meclisi yurt dışına mı taşısak

Dikkat ettiniz mi? Devletlilerimiz en ciddi beyanlarını yurtdışında verirler. Ya da yurt hudutlarını aştıktan hemen sonra.

Kimi henüz uçakta, kimi de vardığı ülkede bir beyanat verir ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

Çok tuhaf değil mi ama? Bu ülkede iken niye konuşmazlar bu tip şeyleri.

En son sayın Bahçeli komünizmin son kalesi Çin'de bir konuştu pir konuştu.

Dersiniz iktidar ya da muhalefet şöyle dursun, hayatında yolu Çankaya'dan hiç geçmemiş biri. Oysa koalisyonun bazen birinci bazen ikinci (transferlerin seyrine göre seyrediyor) ortağı.

Eşrat-ı Bahçeli şunlar:

Öçalan dosyası Meclis'e gelsin.

Öçalan F tipine aktarılsın.

KADEK de terör listesine alınsın.

PKK'lılar terörden vazgeçtik desinler.

TC'ye bağlılıklarını açıklasınlar.

Evet Bahçeli, hem de Çin'de bu beş şartı sıralıyor.

Peki kimden istiyor bu beş şartı yerine getirmeyi? Tabi ki, Çin Devlet Başkanı Çank Çing Çoyung'dan değil.

Geçenlerde bir Türk filmi izledim.

Erol Taş ağadır, hem de acımasız. Köyün hepsi onundur.

Tek bir oğlu vardır.

Evlenmesini çoluk çocuk sahibi olmasını dört gözle beklemektedir.

Muhteşem bir düğün,

Kırk gün 200 öğün.

Oğlan gerdeğe,

kız merdeğe.

Sonuç, delikanlı tam bir muhalefet.

İktidardan tık yok.

Eee, koskoca ağanın oğlu, mümkün mü bu sırrı faşetmek.

Son çare (Bu son çare baba Taş'a ait)

Gelin bakire değil, onu babasının evine bırakmak lazım.

Ve devamında malum senaryo.

Üç yıllık iktidar döneminde bu milletin hayrına bir tık yok, ülke tarihinin en zor ve en kötü günlerinde.

Geçim çığlıklarını duymayanları seçim sıkıntısı sardı.

Birilerine %5 oy kazandıran Apo yine son umut.

Ama bu sefer yemezler.