Ben, amatör sporları severim. Maddi karşılığı olmayan sporları severim. Mahalle aralarında oynanan futbolu, sokak aralarında oynanan voleybolu, basketbolu severim. Kız çocuklarımızın oynadığı çizik taşını, erkek çocuklarımızın oynadığı yöresel oyunları severim.
Devletin görevi, gençlerimize yaşamı anlamlaştırmaktır. Bugünün gençliği, anlam arayışına girmekte, bir boşluk duygusuna kapılmaktadır. Sebebi ise çocuklarımızı, gençlerimizi geleceğe hazırlayan ve sağlıklı yaşama götüren çalışmaların eksik bırakılmasındandır.
Bugünün anlayışına göre futbol, yalnız bir spor değildir. Futbol, paradır. Küreselleşen dünyada para, her şeyin üstüne çıkmıştır. Doğal yaşamı, dostlukları, yöresel birlikleri çoktan bitirmiştir. O nedenle futbol, özünde oldukça verimli bir kaynaktır.
Para kazanmak için ya topçu veya popçu olacaksın sözü, toplumda tutmuştur. Bugünün gençleri, iyi bir üniversitede okuyana kadar, iyi bir futbol takımında oyuncu olmayı düşünmekte ve bu hayalle yaşamaktadırlar. Bu duyguyu yaşayan insanlardan kaçı, amacına ulaşmıştır ki?
Spor bir kültürdür. Kitap okumak gibi, müzik dinlemek gibi, spor da kişilere belirli kültür verir. Ama yöresel kültürün ve toplumsal kültürün gençlere, çocuklara verilmesi ancak amatör sporla mümkündür.
Şehirlerimizin her mahallesinde, köylerimizin uygun alanlarında spor tesisleri olması gerekmez mi? Bu tesislerde sporu teşvik edici yapılanmalar olacağı gibi, aynı tesislerde kitaplıklar da olması uygun olmaz mı? Çünkü sağlam bedenli ve sağlam ruhlu insanların temel gereksinimidir spor ve kitap.
Ben, çocukluğumda mahallemizde arkadaşlarla oynadığımız futbolu özlerim. Koyun kılından yaptığımız topu, iki taş arasından geçirmek ne kadar mutlu ederdi beni. İlkokulda ders aralarında oynadığımız esir almaca vb. yöresel oyunların verdiği zevki, hiç unutamam. Ortaokulda, lisede sınıflar arası yapılan spor yarışmaları hafızamızda tazeliğini koruyor.
Lizbon stadı yapılırken Salazar diyor ki, "Bana on binlerce insanı uyutacak bir beşik yapın." Görünürde profesyonel sporun amacını en güzel özetleyen cümleyi o günün Lizbon başkanı söylemiş. Bugünün ulusal nitelikte veya uluslar arası özellikteki sporları bir ölçüde toplumları uyuşturmaktır. Dikkatleri ekonomiden, kültürden, yönetim biçiminden uzaklaştırmaktadır.
Özellikle ülkemizde 12 Eylül darbesi ile depolitize bir gençlik yetiştirilmiştir. Gençlerin ilgisi, toplumsal sorunların uzağındaki yaşam biçimlerine odaklanmıştır. Bilgisayarda geçirilen boş zamanlar, şans oyunları ile geleceğe umutlanmak, kısa yoldan emeksiz para kazanmak gibi yapılanma ön plana çıkarılmıştır.
Kapitalizm bir yandan geleceğimizin gençlerini gereksiz alanlara çekerken bir yandan da tüketim alışkanlıklarını doğallıktan uzaklaştırmaktadır. Öte yandan futbol gibi sporlarda astronomik rakamların söylendiği pazarlar oluşturulmaktadır. Gençlerin ilgisini ülke kalkınmasına değil de spora çekmektedirler.
24 Ocak kararları ve onu destekleyen 12 Eylül darbesi, gençlerimizi; futbol, müzik, eğlence alanlarına ilgilerini çekmiştir ve çekmektedir de.
Gösteriyor ki anlam boşluğu, başkaları tarafından kullanılmakta ve o boşluk başkaları tarafından onların istediği gibi doldurulmaktadır.
Karşılığı sevgi olan, bireycilikten çıkıp toplumsallaşan ve kişiler arasında arkadaşlığı pekiştiren amatör spor rafa kaldırılmamalıdır. Belediyeler, spor; il, ilçe müdürleri, spor bakanlığı amatör sporu ön plana çıkarmak için gayret göstermelidirler. Çünkü birlik beraberliğimizi bu tür amatör ruhlar sağlayabilir.
Siz ne dersiniz acaba?
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023