'Amel defterleri açıkken, tövbe yolu genişken...'
Hz. Ali (a. s) bu hutbesinde dostlarını salih amele davet etmektedir
27.06.2025 13:33:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Henüz hayatınızı sürdürürken, amel defterleri açıkken, tövbe yolu genişken, Allah'a itaatten kaçınanlar Allah'a davet edilirken, kötülerin dönüş ümidi kesilmemişken, amel kandili sönmemişken, süre dolmamışken, ecel çatmamışken, tövbe kapısı kapanmamışken ve melekler göğe yükselirken (fırsatı ganimet bilip) amel ediniz.
Kişi, kendi çabasıyla, yaşadığı günlerden ölümden sonrası için, fani dünyadan baki olan yurdu için ve geçici dünyadan daimi olan ahireti için kendisine azık almalıdır.
Hakeza insan bütün ömrü boyunca Allah'tan korkmalıdır. Zira ona amel için bir fırsat verilmiştir. Aynı şekilde insan asi nefsini gemlemeli, dizginlerini eline almalı, Allah'a isyandan alıkoymalıdır. Bu yolla onu isyandan Allah'a itaate sevk etmelidir."
Hz. Ali (a. s) bu hutbesinde hakemeyn konusunu ele almakta ve Şamlıları kınamaktadır.
"Onlar (Muaviye ve taraftarları), her biri bir yerden toplanmış ve getirilmiş katı kalpli, rezil ve aşağılık ve soysuz kimselerdir. Onlar, anlatılması, edeplendirilmesi, öğretilmesi, terbiye edilmesi, idare edilmesi ve elinden tutulması gereken kişilerdir.
Onlar ne Muhacirlerden, ne Ensar'dan ve ne de Medine'de olup imanında sebat gösterenlerdendir.
Dikkatinizi çekerim! Onlar sevdiklerine en yakın kişiyi (Amr b. As'ı) seçtiler, siz ise sevmediklerinize en yakın kişiyi (Ebu Musa el-Aşari'yi) seçtiniz. Sizin işiniz Abdullah İbn-i Kays (Ebu Musa el-Aşari'nin) gibi kimselere kaldı.
Orun dün, "Bu, bir fitnedir, yaylarınızın ipini koparın, kılıçlarınızı kınına sokun" diyordu. Eğer doğru söylediyse, zorlanmadığı halde gelmekle hata etti. Eğer yalan söylediyse, töhmet altına girdi. Amr İbnü'l As'ı, Abdullah İbni Abbas ile def edin.
Fırsattan faydalanın, İslam'ın uzak şehirlerini gözetip koruyun. Görmüyor musunuz şehirleriniz savaş meydanına dönüşmüş, evleriniz düşmanın oklarına hedef olmuştur!"
Bu hutbe de Ehl-i Beyt hakkındadır.
"Onlar, (Ehl-i Beyt) ilmin hayatı ve dirilişi, cehaletin ölümüdürler. Hilimleri, size ilimlerinden, zahirleri batınlarından ve sükutları konuşmalarındaki hikmetlerinden haber verir. Hakta ayrılığa düşmez, ona karşı durmazlar. Onlar, İslam'ın direkleri ve halkın sığınaklarıdır. Hak, onlarla yerine gelir, batıl onlarla yerinden ayrılır ve dili kökünden kesilir.
Dinin hükümlerini işitip rivayet ederek değil, kavrayıp uygulayarak anlamışlardır. Çünkü ilmi rivayet eden çoktur, ama riayet/amel eden çok azdır."
Osman, kuşatıldığı zaman Abdullah b. Abbas'ı Hz. Aliye göndermiş hilafet konusunda halka ismini unutturmak için varını yoğunu toplayıp Yenbu 'a gitmesini istemişti.
Daha önce de bu çeşit isteklerde bulunmuştu. Hz. Ali, Yenbu'a gittikten sonra da bu kez yardım için gelmesini istemiş, bu iş defalarca tekrarlanıp durmuştu. Bunun ürerine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu:
"Ey İbn-i Abbas! Osman beni tarla sulamak için büyük kovalarla su taşımak için gelip giden devenin durumuna getirmekten başka bir şey istemiyor!
Önce çıkıp gitmem için haber yolluyor; sonra da gelmemi istiyor. Şimdi, yine çıkıp gitmem için haber gönderiyor. Allah'a andolsun günahkâr olmaktan korkacak kadar onu savundum.
Ashabını cihada teşvik etmektedir.
"Allah, şükrünü eda etmenizi istemekte, emrine varis kılmakta, sınırlı olan ömrünüzde ödülü (cenneti) kazanmak için yarışasınız diye size mühlet vermektedir.
O halde kemerlerinizi iyice bir sıkın ve himmeti kuşanın. Lezzetlere dalmakla, yüceliklere ulaşılmaz. Uyku, günün nice güçlü iradesini bozar ve karanlıklar, nice yüce himmetleri yok eder."
Allahın selamı ümmi bir nebi olan efendimiz Hz. Muhammed'e ve karanlıkları aydınlatan meşaleler ile ilahi sağlam ip olan Ehl-i Beyt'ine olsun." Nehc'ul Belaga 237-241 Hutbe
Kişi, kendi çabasıyla, yaşadığı günlerden ölümden sonrası için, fani dünyadan baki olan yurdu için ve geçici dünyadan daimi olan ahireti için kendisine azık almalıdır.
Hakeza insan bütün ömrü boyunca Allah'tan korkmalıdır. Zira ona amel için bir fırsat verilmiştir. Aynı şekilde insan asi nefsini gemlemeli, dizginlerini eline almalı, Allah'a isyandan alıkoymalıdır. Bu yolla onu isyandan Allah'a itaate sevk etmelidir."
Hz. Ali (a. s) bu hutbesinde hakemeyn konusunu ele almakta ve Şamlıları kınamaktadır.
"Onlar (Muaviye ve taraftarları), her biri bir yerden toplanmış ve getirilmiş katı kalpli, rezil ve aşağılık ve soysuz kimselerdir. Onlar, anlatılması, edeplendirilmesi, öğretilmesi, terbiye edilmesi, idare edilmesi ve elinden tutulması gereken kişilerdir.
Onlar ne Muhacirlerden, ne Ensar'dan ve ne de Medine'de olup imanında sebat gösterenlerdendir.
Dikkatinizi çekerim! Onlar sevdiklerine en yakın kişiyi (Amr b. As'ı) seçtiler, siz ise sevmediklerinize en yakın kişiyi (Ebu Musa el-Aşari'yi) seçtiniz. Sizin işiniz Abdullah İbn-i Kays (Ebu Musa el-Aşari'nin) gibi kimselere kaldı.
Orun dün, "Bu, bir fitnedir, yaylarınızın ipini koparın, kılıçlarınızı kınına sokun" diyordu. Eğer doğru söylediyse, zorlanmadığı halde gelmekle hata etti. Eğer yalan söylediyse, töhmet altına girdi. Amr İbnü'l As'ı, Abdullah İbni Abbas ile def edin.
Fırsattan faydalanın, İslam'ın uzak şehirlerini gözetip koruyun. Görmüyor musunuz şehirleriniz savaş meydanına dönüşmüş, evleriniz düşmanın oklarına hedef olmuştur!"
Bu hutbe de Ehl-i Beyt hakkındadır.
"Onlar, (Ehl-i Beyt) ilmin hayatı ve dirilişi, cehaletin ölümüdürler. Hilimleri, size ilimlerinden, zahirleri batınlarından ve sükutları konuşmalarındaki hikmetlerinden haber verir. Hakta ayrılığa düşmez, ona karşı durmazlar. Onlar, İslam'ın direkleri ve halkın sığınaklarıdır. Hak, onlarla yerine gelir, batıl onlarla yerinden ayrılır ve dili kökünden kesilir.
Dinin hükümlerini işitip rivayet ederek değil, kavrayıp uygulayarak anlamışlardır. Çünkü ilmi rivayet eden çoktur, ama riayet/amel eden çok azdır."
Osman, kuşatıldığı zaman Abdullah b. Abbas'ı Hz. Aliye göndermiş hilafet konusunda halka ismini unutturmak için varını yoğunu toplayıp Yenbu 'a gitmesini istemişti.
Daha önce de bu çeşit isteklerde bulunmuştu. Hz. Ali, Yenbu'a gittikten sonra da bu kez yardım için gelmesini istemiş, bu iş defalarca tekrarlanıp durmuştu. Bunun ürerine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu:
"Ey İbn-i Abbas! Osman beni tarla sulamak için büyük kovalarla su taşımak için gelip giden devenin durumuna getirmekten başka bir şey istemiyor!
Önce çıkıp gitmem için haber yolluyor; sonra da gelmemi istiyor. Şimdi, yine çıkıp gitmem için haber gönderiyor. Allah'a andolsun günahkâr olmaktan korkacak kadar onu savundum.
Ashabını cihada teşvik etmektedir.
"Allah, şükrünü eda etmenizi istemekte, emrine varis kılmakta, sınırlı olan ömrünüzde ödülü (cenneti) kazanmak için yarışasınız diye size mühlet vermektedir.
O halde kemerlerinizi iyice bir sıkın ve himmeti kuşanın. Lezzetlere dalmakla, yüceliklere ulaşılmaz. Uyku, günün nice güçlü iradesini bozar ve karanlıklar, nice yüce himmetleri yok eder."
Allahın selamı ümmi bir nebi olan efendimiz Hz. Muhammed'e ve karanlıkları aydınlatan meşaleler ile ilahi sağlam ip olan Ehl-i Beyt'ine olsun." Nehc'ul Belaga 237-241 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.