Amerika hukuku takmazŞair ve edebiyatçı ve aynı zamanda Türkçe sevdalısı Yavuz Bülent Bakiler'in ABD'nin New York kentinde "Türkiye'nin en mühim meselesi Türkçe'dir" dediği gün, Tercüman'ın İngilizce manşetle çıkmasını yadırgamayın lütfen...Şüphesiz hem bu gazete, hem bu satırların yazarı da bir Türkçe sevdalısı ve koruyucusudur.Ancak kendilerini, dilleri ve menfaatleri dışında hiç bir şey bilmek zorunda hissetmeyen dost ve müttefiklerimiz de anlasın diye "Goodmorning Amerika" başlığını kullanmayı tercih ettik.Günaydın ki, yaldızlı günaydın...Amerikalılar, Cenevre Sözleşmesi diye bir şey olduğunu hatırladılar nihayet...Irak'ın devrik ve esir Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in, neredeyse anadan üryan, üzerinde sadece külodu bulunan fotoğrafı İngiliz Sun gazetesinde yayınlanınca, işgalin hiç bir döneminde akıllarına bile getirmedikleri bir sözleşmenin varlığına uyandılar!Günaydın denmez de, ne denir bu duruma?..Ama onlar "günaydını" bilmezler, bu yüzden biz de kendi dilleriyle "goodmorning" dedik."Goodmorning Vietnam"dan esinlenerek.Durum budur.CENEVRE Sözleşmesi, acımasız savaşların bir bakıma "insani" ve "ahlaki" kurallarını belirler. Sivilleri, sağlık, eğitim ve dini kurumları savaşın acımasız sonuçlarından mümkün olduğunca uzak tutup korumaya, asker de olsa esirlere insanca muamele edilmesini sağlamaya yöneliktir. Bu çerçevede aklımıza gelen ilk örnekleri sıralayalım mesela...* Bir düğün evini vurmak, gelin ve damat dahil olmak üzere o mutluluğu paylaşmaya gelenlerin üzerine bombalar yağdırmak Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı olsa gerek.* Cepheden epey uzak yuvalarında, yarı aç yarı tok uyuyan kadın, yaşlı, bebek sivillerin, savaşçıların füzelerine hedef olması Cenevre Sözleşmesi'ne uymasa gerek.* Camilerde ibadet eden insanların bombalar ve kurşunlarla infaz edilmesi, bırakın Cenevre Sözleşmesi'ni, hiç bir medeniyete yakışmıyor olsa gerek.* Cephede dahi olsa, beyaz bayrak sallayarak teslim olacağını beyan eden düşman askerine kurşun sıkılmayacağı, askeri bir kural olsa gerek.* Savaş esirlerinin, insanlık dışı tecavüz, teşhir, eziyet ve işkencelere maruz kalması sözleşme kapsamına giriyor mu acaba?Bütün dünya bu görüntülerle sarsılırken, Cenevre Sözleşmesi neredeydi?İŞGALCİLER, yani Amerikalı ve İngilizler, Irak savaşı süresince ve halen bütün bunları yaptılar mı, yapmaya devam ediyorlar mı?İnsanlar, hatırlamak istemediklerini çabuk unuturlar. Ama o acımasızlıkları yaşayanlar, şahit olanlar, vicdanları sızlayanlar unutamıyor ne çare!..AMERİKAN ordusu, kodesteki Saddam'ın çamaşırlarını yıkarken çekilen fotoğraflarının dünya kamuoyuna sunulmasını Cenevre Sözleşmesi'ne göre "savaş suçu" ilan ediyor.Yahu, ona gelinceye kadar sizler ne savaş suçları işlediniz, onlara neden bakmıyorsunuz?Bombalanan camide yaralananların başlarına kurşun sıkan askerler yargılandı sözümona...Ne oldu?Beraat ettirdiler.Beyaz bayrak sallayarak teslim olmak isteyen Iraklı gençlerin kafalarına kurşun yağdıran işgalci askerler hakkında dava bile açılmadı.İki kolu birden kopan Iraklı çocuğu o hale getirenler, kimbilir bugün bile işgal edilen topraklarda neler yapıyordur?Anne ve babasız, dünyada bir başına bıraktıkları o öksüz çocuğu bile propaganda aracı yaptınız, protez kol takarak sözde "insancıllığınızı" gösterdiniz!Aydın Candabakoğlu / Tercüman
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.