logo
29 MART 2024

Amerikancı ve kavmiyetçi siyasete karşı Türk iradesi

04.01.2014 00:00:00
Atatürk'ün ölümünden sonra başlayıp bugüne kadar devam eden süreçte Türkiye'yi yönetme mevkiine getirilen partilerin neredeyse tamamı, 21 Kasım 1911'de kurulan Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin devamıdır. Bugünkü iktidar da, İsmet İnönü CHP'si de, Kemal Kılıçdaroğlu Y-CHP'si de aşağı yukarı Hürriyet ve İtilaf Partisi politikalarını gütmektedirler. Mütareke, Millî Mücadele dönemlerinde Damat Feritlerin başbakanlık yaptığı, Cumhuriyetle birlikte yok olup giden Hürriyet ve İtilaf Partisi, dış siyasette İngilizci, iç siyasette kavmiyetçi idi. Türk millet birliği ve bütünlüğü yerine yani vatandaşların tamamını tek bir millet yapma davası yerine bölüp parçalama ve ayrıştırma siyaseti olan etnik siyaset güdüyordu. Bu siyasetinin kavramsal karşılığı da İttihad-ı Anasır-ı Osmaniye (Osmanlı Devletini meydana getiren kavimlerin birliği) idi. Bu parti, İttihad ve Terakki Partisi'nin merkeziyetçi devlet siyasetine karşı Osmanlı unsurlarının birliği fikrini benimsiyordu. Bu fikir, aslında Prens Sabahattin'in adem-i merkeziyet fikrinin bir devamıydı. Buna göre Arap, Arnavut, Rum, Bulgar, Sırp, Ulah, Yahudi azınlıklarına idari ve toplumsal yeni haklar verilirse bunların devlete daha fazla bağlanabileceğine inanıyorlardı. Bu, sadece ham bir hayaldi. Nitekim öyle olduğu da görüldü. Bugün uygulanan Amerikancı ve Kürt ırkçılığını ve diğer kavimlerin kavmiyetçilik damarını tahrik eden, onları ayrıştırmayı, bölüp parçalamayı amaç edinen etnikçi siyaset de aynısıdır.Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin ittihad-ı anasır yani kavmiyetçi siyasetini Ahmet Reşit Rey şöyle ifade etmiş:"En felsefî manasıyla hürriyete vâsıl olmak (ulaşmak) mesleğimize her biri kendine has bir hüviyet peyda etmiş olan müteaddid akvâmı (farklı kavimleri) Türkleştirmek hayal-i hamı (ham hayali) yerine muhtelif anâsır (değişik unsurlar) arasında hakiki bir imtizaç (karışıp kaynaşma) ile daimi bir vifak (uyum) ve tesânüdü (dayanışmayı) imkân dairesine getirecek memleketin huzur ve asayişi için de refahet nimetine vusulünü (ulaşmayı) temin etmek olduğundan, doğacak olan fırkanın (partinin) adına Hürriyet ve İtilaf dedik." (Ahmet Reşit Rey, Gördüklerim, s.127)1911'den sonraki süreçte Türk dışı kavimler ya da etnik gruplar, bu siyasetten dolayı muhtariyet yani özerklik ve ayrılıkçılık niyet ve amaçlarına uygun buldukları için bu partide toplandılar ve dolayısıyla bu parti, Türk düşmanı azınlık ırkçılarının bir araya geldiği siyasi bir kurum haline geldi. Yalnız şunu vurgulamak lazım. Etnik grup olarak Türk dışı kavimlerin tamamı bu siyaseti benimsemedi. Etnik köken itibariyle Türk olmayıp da Türk milliyetçisi olan çok sayıda başka kavim mensubu da vardı. Bunlar, Türklüğü sadece bir kavim adı olarak görmüyorlar; aynı zamanda Türklüğü bir üst şemsiye yani büyük bir üst toplumsal yapı olan millet adı olarak algılıyor ve görüyorlardı. Mehmet Akif de babası Arnavut olmasına rağmen bir kısım Arnavut ırkçılarının toplandığı Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin siyasetini benimsemiyor, kendisini Türk milletine mensup hissediyor; hatta Türk milliyetçiliği yapıyordu. O, Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin bu ittihad-ı anasır kavramına kendi lugatinde "kavmiyetçilik" dedi ve bunu eleştirdi. Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin liderlerinden olan Rıza Tevfik, tam da Batılı devletlerin istediği gibi egemenliğimizi paylaşmak anlamında azınlıklara siyasi ve idari anlamda hak ve hürriyet vererek demokrasi ve hürriyet geleceğine ve Osmanlı Devleti'nin ancak bu yolla birlik ve bütünlük içinde devam edeceğine inanıyor ve şöyle diyordu:"Hıristiyan vatandaşlarımızın hukukunu sarahaten (açıkça) müdafaa edeceğiz. Bizler İttihat ve Terakki Komitesi efradına karşı göğsümüzü gere gere deriz ki: "Biz Meşrutiyetin icabınca Hristiyan vatandaşlarımızın hukukunu muhafaza edeceğiz. Şer' (Şeriat) de bunu emreder. Siz bu hakka karşı korsanız, sizi elbette devireceğiz. Siyaset-i memleket için en evvel bu hakkı teslim etmek şarttır. Şark meselesi (Doğu sorunu) ancak bundan çıkmıştır. Biz onların hakkını muhafaza ve himaye etmezsek Avrupa devletleri bu vazifeyi deruhde edecektir." (Rıza Tevfik, "Biz Baklayı Ağzımızdan Çıkarmayacağız", Teminat, Nu: 212, 3 Şubat 1327, s.2)Rıza Tevfik'in o zaman Hristiyanlar için söylediği bu sözler, bugün Türkiyeli politikacılar tarafından Kürt sorunu dedikleri bir konu hakkında neredeyse kelime kelime aynen söyleniyor. Mesela Türkiyeli bir politikacı, 2009'da şöyle demişti: "Ülkenin içini kemiren sorunların çözülmemesi halinde, kaçınılmaz olarak başka devletlerin müdahalesine açık alanlar ortaya çıkar..." Mehmet Akif de şöyle demişti: "Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez... / Son siyasetse bu, hiç böyle siyaset yürümez."Aşağı yukarı 1908-1922 yılları arasında bu meseleler gündemdeydi. 2014'ün başlarında bugünlerde de yine aynı meselelerle boğuşuyoruz. Demek ki tarih tekerrür ediyor. O zaman bu sorunu Atatürk iradesi, emperyalist Haçlı Batının demokrasi kılıfıyla sarmaladığı etnik fitne siyaseti ile değil, kararlı, kesin, istiklalci, yerli, millî bir Türk iradesi ile çözmüştü. Bugün de bu meselenin çözümü, yine bu iradenin hâkimiyetine bağlıdır. 
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.