Dünya tarihine yön veren göçlere baktığımızda toplumsal ve siyasal bunalımların büyük etken olduğunu görmekteyiz. 5. yy.'dan itibaren Hazar denizi çevresinde yoğunlaşmalar olmuş, bu durum ekonomik, toplumsal ve siyasal bunalımlara yol açmıştır. O yıllarda Asya'da sürekli olarak askeri ve siyasal çalkantılar yaşanmakta, aynı topraklar üzerinde yeni yeni devletler kurulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmalar büyük savaşlara yol açmakta, savaşlarsa halkın yaşamını doğrudan etkilemektedir. Etkilenen halklar "başka yerlere göç" arayışlarına girmiştir.
Avrupa, Ortadoğu ve Anadolu'ya göçler başlar. Göçün ağırlık yönü Anadolu ve Ortadoğu'ya olur. Çoğunluk olarak da Anadolu'yu yurt edinirler.
Türkler, Anadolu'yla en belirgin biçimiyle MS. 450'lerden sonra tanışırlar. Fakat Anadolu'yu fethetme ve yerleşme/yerleştirme doğrultusunda yapılan asıl göçler 1000'li yıllarda başlar.
Hz. Ali (a.s)'ın oğullarından Zeynel Abidin'in oğlu Zeyd'in soyu da 9. yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu'ya taşınır. Malatya yöresine yerleşir. Ünlü Battal Gazi bu topluluk içerisinde Anadolu'da doğar. Bu topluluğun bir kolu daha sonraları Isparta'ya dek dağılacak ve orada bilinen Veli Baba Ocağı doğacaktır. Bu topluluklar Anadolu'nun Türkleşmesinde büyük pay sahibidirler.
Anadolu'ya dönem dönem göçler devam etmekle birlikte, asıl toplu göçler Asya'da ortaya çıkan Moğol-Cengiz olayı üzerinedir. Cengiz Han (1206-1227) Asya'nın tümüne egemen bir devlet olur. Doğu Avrupa'ya, Ortadoğu'ya ve Anadolu'ya doğru genişlemek ister. Bu hareketi, huzursuzluklara neden olur. Kıyım, kırım yapılır ve zulüm uygulanır. Selçuklu ülkeleri alınır. Birçok toplum ve topluluk Cengiz Han'a bağlanır. Moğol istilası ile Asya ve Ortadoğu'nun siyasal ve yönetsel çehresi değişir. Tedirgin olan toplumların Cengiz ordularının önünden kaçmasıyla Anadolu'ya toplu göçler olur.
Hacı Bektaş-ı Veli (1209-1271) de bu dönemde Anadolu'ya göç eden erenlerdendir. Hacı Bektaş'ın göçünü Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan dinleyelim:
"Rivayetlere göre Ahmed Yesevi Hazretlerinin verdiği vazife üzerine Anadolu'ya 30 bin erenle gelmişler. Kapı kapı bu toprakları gezmişler. Bu topraklardaki insanların Müslüman olmasına vesile olmuşlar. Hacı Bektaş-ı Veli'nin geçmişine baktığımız zaman onun Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyti'nden, 12 imamdan ikisi olan İmam Musa Kazım'ın ve İmam Rıza'nın torunu olduğunu görüyoruz. Hazreti Peygamber'in soyundandır. Dolayısıyla o maneviyatı taşıyan büyük bir eren olduğu için de, Anadolu tevhidi kabul ederek Haçlıyı devirdi. Anadolu'yu Türkleştirenler Hacı Bektaş-ı Veli'nin yanında Anadolu'ya gelenlerdir. Mesela Abdal Musa, Hoş Oğlan Dede, Karaca Ahmet, Mısırlı Dede var. Taptuk Emre var, Balkanlara ve Macaristan'a gidenler var. Bu zatlar, Anadolu fethedilmeden önce gönülleri fethederek bu coğrafyayı İslam'ın yaşandığı vatan haline getirdiler."
...
"Türk milleti kelimesini bize mal eden Hacı Bektaş-ı Veli'dir. O Horasan'dan buraya geldiği zaman burada Türkmenler vardı ama Türkmenler henüz Müslüman değildi. Hacı Bektaş geliyor bunları Müslüman yapıyor.
Anadolu'daki hemen hemen tüm etnik grupları Müslüman eden Hacı Bektaş ve müridanıdır. Müthiş bir birlik ortaya çıkıyor. İşte bu milletin adına Türk Milleti deniyor. Bunlar ırkta Türk değil!
Peki nede Türk?
Medeniyette, maneviyatta, siyasette, kültürde ve dinde Türk. Yani Müslümanlığın adına "Türk" diyor Hacı Bektaş."
Hacı Bektaş-ı Veli, sadece manevi konularda değil, dini, iktisadi, askeri, sosyal her konuda önemli çalışmalar yapmış ve liderler yetiştirmiştir. Osmanlı Devleti'nin kurulmasında ve sağlam temellere oturmasında Hacı Bektaş'ın rolü büyüktür.
Anadolu'da yaşayan aşiretler eski yapılarını kaybetmişler ve birbirleri ile Hacı Bektaş Veli'nin potasında kaynaşmışlardır. Ve ortak yeni bir kimlik ortaya çıkmıştır. Hünkarın ortaya koyduğu hareketin liderleri, bir yandan ahilik kuruluşları ile tasavvufi İslam'ın temsilcileri (babalar, dedeler: Abdal Musa, Hoş Oğlan Dede, Taptuk Emre vb.), diğer yandan kendi kabiliyetleri ve liderlik ehliyetleri sayesinde yükselen siyasi değerlerdir. Ertuğrul ve Osman Gazi, bu hareketin yetiştirdiği siyasi liderlerdendir. Yani Osmanlının kuruluşunda Osmanlıya hakim olan yapının kökenleri Ahmet Yesevi'ye dayanır, Ehl-i Beyt'e dayanır.
Ve yine Osmanlı'nın ikinci padişahı Orhan Gazi zamanında kurulan Yeniçeri ocağının kurulmasında da Hacı Bektaş'ın rolü büyüktür. Ve bu ocak Hünkarı "Pir"leri olarak kabul eder. Değişik milletlerden kişiler yeniçeri ocağından İslam olmuş ve Türkleşmişlerdir, yani millet olmuşlardır. Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın söylemiyle "Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu'nun Genelkurmay Başkanı'dır."
Dünya tarihine baktığımızda göçlerin birçok medeniyetlerin doğuşu, etkileşimi ve yok oluşunda ana etkenlerden birisi olduğunu geçen yazımızda belirtmiş idik. İşte Anadolu'ya göç ve Anadolu'daki Türk İslam Medeniyetinin doğuşu.
Son söz Yeniçerilerin savaşa başlarken toplu olarak söyledikleri sözler olsun:
"Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, kılıç al kan. Bu meydanda nice başlar kesilir. Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan! Kulluğumuz padişaha ayan! üçler, yediler, kırklar! Gülbang-i Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Ali… Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli…"
Kaynaklar:
1. Osmanlı'dan Günümüze Etnik Yapılanma ve Göçler 4. Baskı Prof. Dr. Kemal KARPAT Timaş Yayınları 2019
2. Öz, Baki. "Hacı Bektaş Veli'nin Yaşadığı Tarihsel Ortam." 48-52.
3. http://www.btp.org.tr/content/view/3102/haci-bektas-bizi-turk-milleti-yapti
4. https://haberlerdenizli.com/huseyin-bas-anadoluyu-bizlere-kalici-vatan-yapan-alperenlerdir-29121.html
5. https://www.ahmethamdikepekci.com/haci-bektas-i-veli-haydar-bas/
- Barış mı, dağılmanın eşiği mi? / 14.05.2025
- Hedef “Atatürksüz Türkiye” / 13.05.2025
- Havuç-Sopa politikası: Avrupa-Türkiye ilişkileri / 12.05.2025
- Millete efendilik değil, hizmet vardır! / 11.05.2025
- Kanal İstanbul: Doğaya açılan savaşın adı / 10.05.2025
- Kuzey Suriye’de tarih tekerrür mü ediyor? / 09.05.2025
- Büyük Kürdistan’dan Büyük İsrail’e: Bir projenin anatomisi / 08.05.2025
- PKK’nın feshi ne anlama geliyor? / 07.05.2025
- Mesele seçim başarısı mı? / 06.05.2025