Haçlı seferleri, Hıristiyan Batı dünyasının, İslam'ı ve Müslümanları yok etmek için düzenlediği seferlere verilen addır. 1095 yıllarında başlayan bu seferlerin görünen en önemli nedeni Kudüs'ü Müslümanların elinden almak, Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen mekanları ele geçirmekti. Gerçek nedenleri ise doğunun zenginliklerini ele geçirmek, zengin Müslüman coğrafyasını talan etmek ve 1071 Malazgirt savaşıyla Anadolu'ya girip Batıya doğru ilerleyen Türklerin bu ilerleyişini durdurmaktı.Papaların kışkırtmaları ve Kralların destekleri ile İslam'ın üzerine gelen bu çapulcu sürülerini, ecdadımız durdurdu. Ecdadımız ve bu şanlı ecdada liderlik yapan büyük insanlar "analar ağlamazsın" demedi. Eğer onları yenemezsek analar da, babalar da, çocuklar da ağlayacaktı. Savaştılar, şehit ve gazi oldular ancak İslam coğrafyasını ve İslam'ı haçlılara karşı korudular.Osmanlı döneminde de Türkleri, Balkanlar'dan atmak için defalarca haçlı seferleri düzenlendi. Ecdadımız aynı ruhla hareket ederek Müslüman coğrafyaları haçlıya teslim etmedi.Bunlar çok eskidendi, diyebilirsiniz. Daha dün dedelerimizin anlattıklarını unuttuk mu? 1915'li yıllarda Batıda, Türklere karşı yeni bir Haçlı ordusu kuruldu. Dedelerimiz Haçlıya Çanakkale'yi dar etti, mezar etti, geçirtmedi. Savaşta Osmanlı yenilince Haçlılar, Anadolu'yu işgale koyuldular. Padişah ve İstanbul hükümeti, Analar ağlamasın diye Anadolu'yu işgal edenlere karşı tepkisiz kaldı, yardım etti. Batılı devletlerin Mandası yani himayesi altına girmeyi kabul etti. Padişah ve yandaşları Anadolu topraklarında İngiliz mandasını savunan İngiliz Muhipler Cemiyetine girdi. Anaların ağlamasın, mantığının sonucunda Maraş'ta Müslüman kadının Başörtüsüne el uzatıldı, Antep'te namuslar kirletildi, bayrağımız göklerden indirildi, tüm Anadolu'da aynı manzara? Haçlı sürüleri, Müslüman'ın namusuna, dinine, mukaddesatına göz dikti. Padişah ise hala Analar ağlamasın mantığı ile İzmir Valisine gönderdiği telgrafta, Yunan askerlerinin törenlerle karşılanmasını, şehirde Yunan askerine karşı en ufak bir eylemin vuku bulmamasını emrediyordu.Diğer taraftan ise İngiliz'in Anadolu'da yetiştirdiği ve beslediği İskilipli Atıflar, Şeyh Saidler, Said Mollalar, Said-i Kürdiler ise Yunan ve İngiliz ordusunu kurtarıcı olarak görüp bunlara karşı gelenleri kâfir ilan ediyordu.Bütün bunlara rağmen Anadolu halkı vatanını ve mukaddesatını, analarını, babalarını ve çocuklarını korumak için eline aldığı her şeyle beraber, 20. Yüzyılın Haçlı sürüleri ile savaşıyordu. Sonunda Anadolu'yu, Haçlıya vermedi. Şerefini ve namusunu kirletmedi?21. Yüzyıla geldik ancak planlar, oyunlar değişmedi. Hıristiyan Batı dünyası, İslam coğrafyasını ele geçirmek, Müslümanları yok etme planlarına yenilerini eklediler. İslam topraklarında özellikle Türkiye'de taşeronluklarını yapan terör örgütleri kurarak sahaya sürdüler. Dağda taşeron olarak terör örgütlerini kullanan Haçlı dünyası, şehirlerde kendisi için çalışan cemaatler, vakıflar kurdular, din adamları yetiştirdiler, siyasileri kontrol altına almayı başardılar.Demokrasi kutusu içinden, Analar ağlamasın, sözü yeniden ortaya çıkartıldı. Bu sözle birlikte ülkede yönetimde olanlar, Haçlının yanında yer aldılar, onların taşeronluğunu üstlendiler.Ama asıl tehlike ne biliyor musunuz? Artık yüzyıl önceki Türk Milleti yok. Şimdi halkta anlar ağlamasın, diyor. Haçlı ile birlikte hareket ediyor. Bu oyuna gelen Türk milleti şunu bilsin ki, sadece anaları ağlamayacak, babaları, çocukları ve gelecek nesilleri de ağlayacak.Asıl soru da şu olsun: Haçlı dünyasının oyununa gelen Türkiye, onlarla birlikte bir savaşa girer ise kimin anası ağlayacak?
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019