MURAT ÇABAS / ANALİZ HABER
ABD'nin, yıllardır işgal ettiği Afganistan'dan, 29 Şubat 2020'de Katar'ın Doha kentinde Taliban ile bir anlaşma imzalayarak çekilme kararı alması, geride büyük bir kaos bıraktığı anlamına geliyor. Ülkenin yüzde 80'ini elinde tutan Taliban, ilerleyişini hızla sürdürüyor ve Afgan hükümeti ve ordusu Taliban karşısında bir varlık ortaya koyamıyor. Taliban'ın gittikçe artan hakimiyetinden endişe duyan Afganlar ülkelerini hızla terk ediyor. Hazırlanan raporlarda 6.5 milyon Afgan mülteciden bahsediliyor ve bunların birçoğunun İran üzerinden Türkiye'ye geçeceği belirtiliyor.
AB'nin çöplüğü, ABD'nin bekleme odasıyız
Bu gelişmeler yaşanırken, geçtiğimiz Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan "ABD İçin Çalışan Afganlar ve Ailelerine Yönelik Göçmen Kabul Programı" başlığıyla kritik bir açıklama geldi. Bakanlık, ABD ile bağlantılı olduğu için Taliban'ın hedef alabileceği ancak Special Immigrant Visa (SIV) programına girememiş binlerce Afgan'ın ABD'ye mülteci olarak yerleşme şansına sahip olacağını duyurdu. Programa dahil olan Afganların, başvurularının işlenmesi için gereken 12 ile 14 ay boyunca beklemeleri bunun için de kendi başlarına üçüncü bir ülkeye gitmeleri gerekiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Washington yönetiminin potansiyel göç konusunda Afganistan'ın komşu ülkeleriyle görüştüğünü belirterek, Pakistan'ın Afganistan ile olan sınırlarının açık kalmasının önemli olduğunu, diğer göçmenlerin ise İran üzerinden Türkiye'ye gidebileceklerini açıkladı.
Türk yetkililer ABD'ye tepki gösterdiler
ABD'nin bu kararına tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç yazılı olarak yayımladığı mesajında, "Türkiye olarak ABD'nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz. ABD eğer bu kişileri ülkesine almak istiyor ise doğrudan uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür" ifadelerini kullandı. Bilgiç mesajında şunları söyledi: "Öncelikle ABD'nin açıklaması bölgemizde büyük bir göç krizine neden olacak ve göç yollarında Afganların acılarını artıracaktır. Soruna bölge ülkeleri arasında çözüm bulmak yerine ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez… Ülkemiz, hiçbir durumda üçüncü ülkelerin uluslararası sorumluluklarını devralmayacak, kanunlarımızın üçüncü ülkeler tarafından kendi amaçları için kötüye kullanılmasına izin vermeyecektir. Bölgemizde üçüncü ülkelerin kararları neticesinde yaşanan göç krizlerinin yükünün Türk milleti tarafından üstlenilmesini kimse beklememelidir."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da ABD'nin kararına tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ABD tarafından fonlanan proje ve kuruluşlarda çalışan bazı Afganistan vatandaşlarına üçüncü ülkelere giderek ABD'den sığınma talebinde bulunma çağrısını derin endişeyle karşılıyoruz. Türkiye, kimsenin bekleme odası değildir, olmayacaktır. Bölgedeki koşullar ve Türkiye'nin 4 milyondan fazla sığınmacıya yıllardır ev sahipliği yaptığı düşünüldüğünde, düzensiz göçü özendirecek böyle bir çağrı asla kabul edilemez."
Kılıçdaroğlu: 'Erdoğan ABD ile anlaştı'
Muhalefetten, yaşanan gelişmelere sert tepkiler geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı son görüşmede Afganlıların Türkiye'ye göç etmeleri konusunda gizli bir anlaşma yaptıklarını iddia etti. ABD'ye de seslenen Kılıçdaroğlu şunları ifade etti: "Kendisine ne dediyseniz, neler söylediyseniz, bunlar Erdoğan'ı bağlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlamaz… ABD Afganistan'da kendisine hizmet etmiş, Taliban'ın düşman olarak gördüğü 19.000 Afgan'ı ve aile üyelerini (toplamda 53.000 kişi) ülkesine almaya karar verdi. 1 milyona yakın destekçisine de hedef ülke olarak İran üzerinden Türkiye'yi gösterdi. Bunlar Taliban'dan kaçan gençler. Öncelikle şu aşikardır ki; Erdoğan son yaptığı görüşmede ülkemize bu Afgan sığınmacıları kabul etmiştir. Toplantıya devlet mekanizmalarının dışından, Kavakçı ailesinden getirilen genç tercümanın sebebi de belli olmuştur. Erdoğan bunun duyulmasını engellemek için bunu yapmıştır."
Türkiye'ye Afgan mülteci yağıyor
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, 2020'de Türkiye'de uluslararası koruma altında 116 bin 403 Afgan sığınmacı bulunuyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün Türkiye'de yakalanan düzensiz göçmenlere ilişkin uyruk dağılımını yayımladığı tabloya göre Afganlar ilk sırada. Veriler, 2017'de 45 bin 259, 2018'de 100 bin 841, 2019'te 201 bin 437, 2020'de 50 bin 161, 2021'in ilk 6 ayında ise 25 bin 643 Afgan'ın yakalandığını ortaya koyuyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, polis ekiplerince 26 Mart-31 Temmuz tarihleri arasında il genelinde düzensiz göçmenlere yönelik çalışma yürütüldü. Buna göre, İstanbul'da son 4 ayda 15 bin 328 düzensiz göçmen muhafaza altına alındı. Bunların 5 bin 365'i Afgan, 2 bin 541'i Pakistanlı. Elbette bunlar yakalananlar, yakalanamayanların sayısı ise tam olarak bilinmiyor. Orman yangınlarında bile ormanlık alanlardan kaçak göçmenlerin ortaya çıktığı dikkate alındığında, yakalananlar sadece buzdağının görünen kısmı diyebiliriz. Kaçak göçmenlerin İstanbul gibi büyükşehirlere kadar gelebilmesi ise ayrıca dikkat çeken bir sorun.
Afganistan'da işler kızışıyor
ABD'nin, yıllardır işgal ettiği Afganistan'dan "Taliban lehine" bir anda çekilme kararı, Afganistan'ı yeni bir kaosun eşiğine getirdi. ABD Afganistan'da işgal ekti, kaos biçti. Afganistan Cumhurbaşkanı Ashraf Ghani, ülkedeki hızla bozulan güvenlik durumunun ABD'nin "ani" bir kararla askeri birlikleri çekmesinden kaynaklandığını açıkladı. ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Afganistan'da ilerleyişini sürdüren ve askeri gücünü artıran Taliban'ın olası bir barış anlaşması sonrası kurulacak hükümette "aslan payı" talep ettiğini söyledi. Bu şartlarda Afganistan'da bir iç barış mümkün gözükmüyor. Taliban ilerleyişini sürdürüyor. ABD'nin çekilme kararı sonrası Taliban hemen harekete geçerek sınır kapıları dahil olmak üzere birçok bölgeyi ele geçirdi. Taliban'ın, Helmend eyaletinin kritik önemdeki Leşkergah şehrine doğru ilerlemesiyle sokak çatışmaları şiddetlendi. Yerel kaynaklar, kentin her bölgesinde çatışmaların olduğu bilgisini paylaşırken, kent merkezinin 10 mahallesinden 9'unun Taliban kontrolüne geçtiği belirtildi. Taliban, Leşkergah şehrini ele geçirirse, 2016 yılından bu yana ilk defa bir eyaletin başkentini işgal etmiş olacak. Taliban, Helmend eyaletinde yer alan Ulusal Radyo ve Televizyon binasını ele geçirdi. Leşkergah şehrindeki cezaevini kontrol almaya çalıştı ancak şimdilik hükümet ordusu saldırıyı püskürtmeyi başardı. Afganistan'da bir iç savaş endişesi yaşayan Rusya ve Özbekistan gibi ülkeler şimdiden tedbirlerini almaya başladı. Rusya ve Özbekistan ordularından askerler, Afganistan sınırındaki dağlık arazili Termez poligonunda bin 500 askerin katılımıyla tatbikat gerçekleştirdi. Türkiye ise, bir taraftan ABD'nin mültecileri kendisine yönlendirmesiyle, bir taraftan da Kabil havalimanı'nın güvenliğini üstlenmesiyle Afganistan'da yaşanan son sürecin en fazla tehdit altında olan ülkesi konumunda.