Anlaşmanın şartı KKTC'nin tanınması

Tatar, Ankara Ticaret Odasının (ATO) 29. Dönem II. Olağan Meclis Toplantısı'nda, Ankara iş dünyası temsilcilerine hitap etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gittiği her yerde ve platformda KKTC'den bahsettiğini anımsatan Tatar, "Türkiye'nin kendi sıkıntılarına rağmen, karşıdaki muhalefete rağmen gözlerinin içine bakarak 'KKTC'yi artık tanıma zamanı gelmiştir.' demiştir. Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa mutlaka kuzeydeki Türk devletin tanımaları gerekir. Yıllardır verdiğimiz aziz mücadelenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve önemli bir kazanımdır. Onun için kendimizi en güneydeki bir Türk devleti olarak görüyoruz." ifadesini kullandı.

Tatar, KKTC'nin, milli bir dava olduğu için Doğu Akdeniz'de yaşaması ve güçlenmesi gerektiğini vurguladı.

Uluslararası güçlerin KKTC'yi hala pes ettirmek, yıldırmak, federal bir yapı içine çekmek ve Türkiye ile olan kadim ve kutsal bağlarını kopartmak için bir mücadele içinde olduğunu belirten Tatar, şunları ifade etti:

"Biz karşı duruyoruz. Biz Anadolu ile bağlarımızın kopartılmasına müsaade etmeyeceğiz. Onun için kuzeyde egemen bir devlet olarak yolumuza devam edeceğiz. Bu egemen devletin yaşayabilmesi için kabul görmesi için ekonomik anlamda güçlenmesi lazım. O bakımdan bu işlerin çok önemi vardır. Azim ve kararlılıkla dünyanın bize acımasızca uyguladığı engellemelere ve kısıtlamalara rağmen onlara meydan okumaya devam edeceğiz. Hep birlikte başaracağız. Sizlerin yanımızda desteğini görmek çok önemlidir. KKTC'yi hep birlikte güçlendirmek önemlidir."

Tatar, geleceğe umutla bakacaklarını, farklı ülkelerden KKTC'de şu anda yatırım yapıldığını söyledi.

KKTC'nin geleceğine dair umudun daha da arttığını ifade eden Tatar, "Yeni siyaset başarılı olmuştur. O da KKTC'nin yaşayacağına dair birtakım göstergeler vardır. Yeni siyaset kökleşmektedir. Onun için KKTC'ye ve geleceğine güvenelim diyorum, bizdeki yatırımlara sıcak ve eskiye göre pozitif algıyla yaklaşılmalı ve var olan fırsatlar değerlendirilmeli." dedi.

- "KKTC'nin ekonomik açıdan güçlenmesini önemsiyoruz"

ATO Başkanı Gürsel Baran da KKTC'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin güney savunma hattı olduğunu belirterek, Türkiye ile Kıbrıs'ın kaderinin de istikbalinin de bir olduğunu söyledi.

Gelinen noktada gerçekçi ve sürdürülebilir tek çözümün, Ada'da iki devlet modeli olduğunu vurgulayan Baran, "Ambargo, izolasyon ve engellemelerle zulme maruz bırakılan Kıbrıs Türk halkına yapılan adaletsizliğin bir an önce sonlandırılmasını bekliyoruz. Ekonomisi gelişip büyüyen, halkı zenginleşen, uluslararası sisteme entegre olmuş mamur ve refah içinde bir KKTC arzuluyoruz." diye konuştu.

Baran, Semerkant'ta düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde, KKTC'nin oy birliğiyle "gözlemci üye" olarak kabul edilmesinin tarihi bir gelişme olduğunun altını çizerek, KKTC'nin adım adım tanınmasının yolunun böylece açıldığını dile getirdi.

Ada'da Kıbrıs Türk'ünün haklılığının dünya tarafından kabul edileceğini belirten Baran, şöyle devam etti:

"Bunun ayak sesleri duyulmaya başladı bile. Ada'ya direkt uçuşların başlayacak olması da kıymetli bir gelişmedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurum ve kuruluşlarıyla, bizler de tüm varlığımızla KKTC'nin yanındayız. Kıbrıs konusu bizim için bir kıyı siyaseti değil bir milli dava, beka meselesidir. Devleti güçlendiren unsurların başında ekonomi yer alıyor. KKTC'nin ekonomik açıdan güçlenmesini önemsiyoruz, Kıbrıs Türkü'nün ticaretle, üretimle güç kazanacağını biliyoruz. Biz nasıl birbirimize kardeşlik bağıyla bağlıysak ekonomimiz de öyle bağlı. Kalkınmamız da bir, mücadelemiz de. KKTC'nin sürdürülebilir ekonomik kalkınması ve Ada ekonomisinin rekabet düzeyinin artması sizin olduğu kadar bizim de meselemiz. Bunu her fırsatta ve her ortamda dile getiriyoruz. Ülkelerimiz arasındaki ticari ilişkilerin daha iyi noktalara taşınacağına ve birlikte üçüncü ülkelere yapacağımız ticaretin artacağına inanıyoruz. Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirme kararlılığındayız."

- "Ticaretin gelişimi için somut işbirliklerine ihtiyaç var"

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz de KKTC'nin üzerindeki Türk varlığının devamının iki ülkenin işbirliğinin ve dayanışmasının devam ettirilmesine bağlı olduğunu dile getirdi.

Zamanın Türkiye iş insanları ile KKTC iş insanlarının daha fazla ticaret ve yatırımlar yapmasını gerektirdiğini ifade eden Deniz, ekonomik ve ticari bağları daha da güçlendirecek bir potansiyelin olduğunu belirtti.

Deniz, iki ülke arasındaki işbirliklerinin önemini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin iki taraf için avantaja dönüşebilecek şekilde geliştirilmesi, ticarete, üretime yönelik ortak işbirlikleri, girişim ve yatırımların teşvik edilmesi de gerekmektedir. Ülkemizin ve iş dünyamızın bu konuda sizlerden alacağı destek ve bugün atılacak işbirliği adımları önemlidir. Deniz taşımacılığı ve ticari faaliyetlerde geliştirecek işbirlikleri için önemli bir potansiyel olduğunu değerlendiriyoruz. İki ülke arasındaki ticaretin gelişimi için somut işbirliklerine verimli bir iş bölümüne ihtiyaç vardır. Bunun için de kamu yönetiminin iş insanlarının önünü açması, işbirliği ve iş bölümü olanaklarını artırması ve bunu zorunlu kılacak düzenlemeleri yapması gerekiyor."

ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal de Türkiye ile KKTC arasında normal diplomatik ve ülkeler arası ilişkiler dışında derinlikli, sosyal, tarihi ve karşılıklı güven ilişkilerinin olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin güvenliğinin KKTC'den, KKTC'nin güvenliğinin de Türkiye'den başladığının altını çizen Deryal, "İki ülke arasındaki ilişkiler sadece siyasi ve güvenlik çerçevesinde kalmamalı. Sosyal, ekonomik ve ticari alanlarda da en üst seviyelere çıkarılmalıdır." diye konuştu. AA