Arıcılar zor günlerden geçiyor
Küresel iklim değişikliği arıcıları derinden etkiliyor. Polen kıtlığı nedeniyle yavru yapamayarak kışa yorgun giren arı kovanlarında ciddi kayıplar yaşanıyor. Ayrıca parazitsel hastalıkla mücadelede yaşanan sorunlar da arıcılara darbe vuruyor.
02.04.2024 13:53:00
HABER MERKEZİ/AA
HABER MERKEZİ/AA
Polen kıtlığı nedeniyle kışa 'yorgun' giren arılardaki kayıplar üreticileri endişelendiriyor. Kayseri'de 35 yıldır arıcılık yapan İsmail Genç, Esenyurt Mahallesi'ndeki alana 3 yıl önce 200 kovan yerleştirdiğini, çeşitli nedenlerle yaşanan arı ölümlerinden dolayı bu yıl elinde 10 kovan kaldığını belirtti. Arı kayıplarının zamanla arttığına ve bu durumun endişe verici olduğuna dikkati çeken Genç, "Bu yılki arı ölüm oranı yüzde 90 civarında. Sonbaharda yağışların olmaması ve polen eksikliğinden dolayı bu arılar güz yavrusunu atamadı. Havalar soğuk gitseydi ve arılar uyuşmuş olsaydı yani salkım yapmış olsaydı o zaman bu arı ölmezdi. Hava bu şekilde gittiği, üretim yani yavru olmadığı için ölüyorlar" diye konuştu. Metin Kirazgiller de 29 yıldır arıcılık yaptığını, geçen yıl arı zararlısı varroa (parazit) ile mücadele ettiklerini ve kovanlarda önemli kayıplar yaşadıklarını söyledi. Bu sezon da arı ölümleri yaşadıklarına değinen Kirazgiller, "Havalar iyi gidiyor, ağaçlar uyanıyor. Arılar kış uykusuna tam geçemedi, bu da üremeyi olumsuz etkiledi" ifadelerini kullandı.
Güneşli hava aldatıyor!
Süleyman Sanoğlu da Kocasinan ilçesi Mollahacı Mahallesi'nde 14 yıldır arıcılık yaptığını dile getirdi. Arıların havanın güneşli olmasına aldandığına işaret eden Sanoğlu, dışarı çıkan arıların geri gelmediğini ve öldüklerini bildirdi. Sanoğlu, 2023 yılının arıcılar için sıkıntılı geçtiğini belirterek, "Bizim de hatalarımız var, parazitle mücadeleyi fazla yapamadık, geç kaldık, balı erken alamadık" dedi. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necati Muz ise arıcıların 2023 yılını ciddi kuraklık neticesinde polen kıtlığı yaşayarak geçirdiklerini hatırlattı. Bu durumdaki arı kolonilerinin sonbaharda kendilerini yeterince toparlayamadıklarını ve yavru yapamayarak kışa yorgun, yaşlı arı nüfusuyla girmek zorunda kaldıklarını belirten Muz, "Arıcılar parazit mücadelesini de ihmal edebiliyorlar. Bal hasadından sonra etkili parazit tedavisi yapılamayan ve sonbaharda yeterince polen bulamayan kolonilerde viral hastalık rastlanma oranı ciddi şekilde artıyor. Bu da arı kayıplarına yol açıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Tarım ilaçları arılar için risk!
Muz, Türkiye'de 12 farklı bal arısı virüsü tespit edildiğini belirterek, erken ilkbaharla özellikle şeftali, kayısı gibi meyve ağaçlarına kullanılan zirai ilaçların arıların kimyasal kalıntı içeren polenleri kovana getirmesine sebep olduğunu, bu ilaçların kovanın sıcak ortamında buharlaşarak arıların tamamını etki altına aldığını ve küresel ölçekte ciddi kayıplar yaşadığını vurguladı. Prof. Dr. Muz, arıların milyonlarca yıldır her türlü iklim değişikliğine karşı dayanabilen, buz devrini bile atlatan ve günümüze kadar ulaşabilen canlılar olduğunun altını çizerek, "Türkiye'deki meteorolojik verilere göre arıların ölümüne sebep olacak çok ciddi ortalama ısı farkları resmi kayıtlarda yer almamaktadır. Ölümlerin kontrol altına alınabilmesi için arıcıların, yetiştiricilerin, üreticilerin farklı şekillerde desteklenmesi ve eğitilmesine önem verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde insanların ihtiyaç duyacağı kalıntıdan uzak gıda güvenliği yüksek bal, polen, arı sütü, propolis gibi ürünler yerli kaynaklardan yeterince temin edilemeyecektir" diye konuştu. TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye'de bal üretimi 2022'ye göre yüzde 2.9 azalarak 114 bin 886 ton olmuştu.
Bal üretimi bu yıl da azalacak
Sinop Arıcılar Birliği Başkanı Metin Oktay Fındık, bal rekoltesinin bu yıl da iyi olmasını beklemediklerini söyledi. Fındık, iklim şartları ve Gal arısı böceğinin rekolteyi olumsuz etkilediğini belirtti. İklim şartları nedeniyle arıların çoğalamadığını, bitkilerde de ballaşmanın azaldığını ifade eden Fındık, "Oluşan bu etkenlerin yanı sıra son yıllarda en önemlisi Gal arısı böceği problemi yaşanması. Bu böcek kestane çiçek ve yapraklarına larvalarını bırakarak çoğalıyor, kestane ağaçlarının kurumasına sebep oluyor" dedi. Fındık, kestane ile kestane balı üreticisinin bu nedenle mağduriyet yaşadığını belirterek, "Önceki yıllarda 300-500 kilogram bal alan bal üreticilerimiz, son yıllarda yaşanan rekoltedeki düşüş nedeniyle ancak 30 ile 50 kilogram arasında bal alabiliyor" dedi.