Atatürk ‘tecavüz adası’ olduğu için kapatmış, Erdoğan açmıştı
Van Gölü'nde yer alan Akdamar Adası'ndaki Akdamar Kilisesi'nde pazar günü yapılacak olan 13'üncü Ermeni ayini için hazırlıklar devam ediyor
02.09.2025 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
İhlas Haber Ajansı





Van Gölü'nde yer alan Akdamar Adası'ndaki Akdamar Kilisesi'nde pazar günü yapılacak olan 13'üncü Ermeni ayini için hazırlıklar devam ediyor.
Van'da 2010 yılından itibaren her sene Kültür ve Turizm Bakanlığının özel izinleriyle Akdamar Adası ve Anıt Müzesi'nde düzenlenen ayinin 13'üncüsü için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. İnanç turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Van Gölü'ndeki Akdamar Kilisesi, pazar günü 13'üncü ayine ev sahipliği yapacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle 2010 yılından bu yana eylül ayında gerçekleştirilen ayin için hazırlıklar devam ediyor. Bu kapsamda Van Valiliği koordinasyonunda diğer ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlar pazar günü kutlanacak olan ayin kapsamında çalışmalarını sürdürüyor.
Akdamar Kilisesi'nde pazar günü yapılacak ayine, üst düzey Ermeni din adamlarının yanı sıra Türkiye'nin birçok ili ile yurt dışından kişilerin katılmasını bekleniyor. Eksikliklerin oluşmaması için çalışmalar sürerken, ayine yoğun katılımın olması bekleniyor. Akdamar Adası'ndaki ayinin 11.00 ile 14.00 saatleri arasında gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Erdoğan'ın talimatı ile açıldı

Gevaş ilçesindeki Akdamar Adası'nda bulunan Akdamar Kilisesi, dönemin başbakanı Sayın Erdoğan'ın talimatı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2005 yılında restorasyon çalışması başlatıldı.
Devlet Hazinesinden aktarılan milyonlarca lira ile restorasyon çalışmaları tamamlandı ve kilise, 2007 yılında uluslararası törenle anıt müze olarak açıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın özel izniyle yılda bir kez ibadete açılan tarihi kilisede, 19 Eylül 2010'da 95 yıl aradan sonra ilk ayin yapıldı.
Erdoğan'ın mesajı

"Hristiyan aleminin, özellikle Ermeni halklarının önemli bir inanç merkezi olan Akdamar Kilisesi'ne tarih bilinci ve kültürel mirası koruma ahlakıyla sahip çıktık.
Ortak kültürel mirasımızı ayakta tutabilmek ve gelecek kuşaklara aktarabilmek için özenle çalıştık. Anadolu'nun farklı inanç ve kültürlerde saklı anıtlarının bir bir gün yüzüne çıkardık.
Bunu ülkemizin bir zenginliği olarak gördük. Kültürel miraslarımızın hak ettiği değere yeniden kavuşması için incelikli çalışmalarımızı sizlerin de desteğiyle sürdürmek en büyük dileğimizdir. Bu güzel akşamda ülkemizin kültürel zenginliğinin en güzel fotoğrafını veren sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın mesajı
2019 yılında İletişim Başkanlığı tarafından "Akdamar Kutsal Haç Kilisesi Fotoğraf Sergisi" açılışında Erdoğan'ın bir mesajı okunmuştur. Bu mesajda şunları kaydetmiştir
'Hristiyan aleminin, özellikle Ermeni halklarının önemli bir inanç merkezi olan Akdamar Kilisesi'ne tarih bilinci ve kültürel mirası koruma ahlakıyla sahip çıktık. Ortak kültürel mirasımızı ayakta tutabilmek ve gelecek kuşaklara aktarabilmek için özenle çalıştık. Anadolu'nun farklı inanç ve kültürlerde saklı anıtlarının bir bir gün yüzüne çıkardık.'
Tecavüz adası

Atatürk 'tecavüz adası' olduğu için kapatmıştı.
Van jandarma alay komutanının " "Van'da ermeni zulmü" başlıklı raporundan bir kaç alıntı:
"Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı" diye anlatan Seher'i...
Defalarca tecavüze uğrayan 7 yaşındaki Fatma ve 9 yaşındaki Güfaz'ı...
Zorla götürülürken kendilerini köprüden Mermit Çayı'na atan iki taze gelin; Zahide ve Fatma'yı...
Derviş Efendi'nin, gözleri önünde tecavüze uğrayan kızları Hayriye ve Şadiye'yi...
Ağzına balta sapı büyüklüğünde bir kazık çakılan, dili koparılıp bu kazığın üstüne çivilenen 70 yaşındaki Gevaş müftüsünü...(tanık ifadelerinden)
Göl kırmızıya boyandı
Birinci Dünya Savaşı sırasında Van'ın Zeve Köyü'nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştü. Bununla yetinmeyen Ermeniler kentte, kadınlara toplu halde ahlaksızca tecavüzde bulunmuş, mallarına ve ziynet eşyalarına el koymuştu.
Rusya, savaştan çekilirken, elindeki bütün silah ve cephaneyi Ermenilere bırakmıştı. Silahlanan Ermeni çeteler, Doğu Anadolu'yu adeta kan gölüne çevirmişti. İşte bu katliamlardan Van da nasibini almıştı.
Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı. İşte o anda Van ile Ak damar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti.
Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu. Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Ak damara götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı. İşte bu sebeple Ak damar Adasının adı tarihe tecavüz adası olarak geçmiştir...
Ermeni zulmü ile katledilen ve tecavüze uğramamak için ellerinde kurtulup da intihar eden yüzlerce genç kız vardır Van gölünde.
Canlı tanıkların anlattıkları:
"Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı.
İşte o anda Van ile Akdamar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti. Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu.
Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip, cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Akdamar'a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı."
"Van Gölü'nün ortalarında, vapurda pusuya yatan Ermeni Çeteleri, insafsızca Türk çocuklarının tamamını keserler ve göle atarlar. Van Gölü'nün suları, Türk'ün kanı ile kırmızıya boyanır.
1.723 masum Müslüman-Türk kadınına tecavüz edildikten sonra katledilerek, onlar da Van Gölü'nün sularına bırakılır ve tecavüz ettikleri kadın-kızlardan 106'sı intihar eder. Ayrıca; genç olanlardan 274'ü de "sürekli tecavüz" maksadıyla bu hain kilisede tutulur." (Arzu Özok 'Tecavüz Adası' yazısından Erciyes Dergisi, Şubat 2012)
Canlı tanıklardan; "Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı".
Van'da 2010 yılından itibaren her sene Kültür ve Turizm Bakanlığının özel izinleriyle Akdamar Adası ve Anıt Müzesi'nde düzenlenen ayinin 13'üncüsü için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. İnanç turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Van Gölü'ndeki Akdamar Kilisesi, pazar günü 13'üncü ayine ev sahipliği yapacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle 2010 yılından bu yana eylül ayında gerçekleştirilen ayin için hazırlıklar devam ediyor. Bu kapsamda Van Valiliği koordinasyonunda diğer ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlar pazar günü kutlanacak olan ayin kapsamında çalışmalarını sürdürüyor.
Akdamar Kilisesi'nde pazar günü yapılacak ayine, üst düzey Ermeni din adamlarının yanı sıra Türkiye'nin birçok ili ile yurt dışından kişilerin katılmasını bekleniyor. Eksikliklerin oluşmaması için çalışmalar sürerken, ayine yoğun katılımın olması bekleniyor. Akdamar Adası'ndaki ayinin 11.00 ile 14.00 saatleri arasında gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Erdoğan'ın talimatı ile açıldı

Gevaş ilçesindeki Akdamar Adası'nda bulunan Akdamar Kilisesi, dönemin başbakanı Sayın Erdoğan'ın talimatı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2005 yılında restorasyon çalışması başlatıldı.
Devlet Hazinesinden aktarılan milyonlarca lira ile restorasyon çalışmaları tamamlandı ve kilise, 2007 yılında uluslararası törenle anıt müze olarak açıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın özel izniyle yılda bir kez ibadete açılan tarihi kilisede, 19 Eylül 2010'da 95 yıl aradan sonra ilk ayin yapıldı.
Erdoğan'ın mesajı

"Hristiyan aleminin, özellikle Ermeni halklarının önemli bir inanç merkezi olan Akdamar Kilisesi'ne tarih bilinci ve kültürel mirası koruma ahlakıyla sahip çıktık.
Ortak kültürel mirasımızı ayakta tutabilmek ve gelecek kuşaklara aktarabilmek için özenle çalıştık. Anadolu'nun farklı inanç ve kültürlerde saklı anıtlarının bir bir gün yüzüne çıkardık.
Bunu ülkemizin bir zenginliği olarak gördük. Kültürel miraslarımızın hak ettiği değere yeniden kavuşması için incelikli çalışmalarımızı sizlerin de desteğiyle sürdürmek en büyük dileğimizdir. Bu güzel akşamda ülkemizin kültürel zenginliğinin en güzel fotoğrafını veren sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın mesajı
2019 yılında İletişim Başkanlığı tarafından "Akdamar Kutsal Haç Kilisesi Fotoğraf Sergisi" açılışında Erdoğan'ın bir mesajı okunmuştur. Bu mesajda şunları kaydetmiştir
'Hristiyan aleminin, özellikle Ermeni halklarının önemli bir inanç merkezi olan Akdamar Kilisesi'ne tarih bilinci ve kültürel mirası koruma ahlakıyla sahip çıktık. Ortak kültürel mirasımızı ayakta tutabilmek ve gelecek kuşaklara aktarabilmek için özenle çalıştık. Anadolu'nun farklı inanç ve kültürlerde saklı anıtlarının bir bir gün yüzüne çıkardık.'
Tecavüz adası

Atatürk 'tecavüz adası' olduğu için kapatmıştı.
Van jandarma alay komutanının " "Van'da ermeni zulmü" başlıklı raporundan bir kaç alıntı:
"Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı" diye anlatan Seher'i...
Defalarca tecavüze uğrayan 7 yaşındaki Fatma ve 9 yaşındaki Güfaz'ı...
Zorla götürülürken kendilerini köprüden Mermit Çayı'na atan iki taze gelin; Zahide ve Fatma'yı...
Derviş Efendi'nin, gözleri önünde tecavüze uğrayan kızları Hayriye ve Şadiye'yi...
Ağzına balta sapı büyüklüğünde bir kazık çakılan, dili koparılıp bu kazığın üstüne çivilenen 70 yaşındaki Gevaş müftüsünü...(tanık ifadelerinden)
Göl kırmızıya boyandı
Birinci Dünya Savaşı sırasında Van'ın Zeve Köyü'nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştü. Bununla yetinmeyen Ermeniler kentte, kadınlara toplu halde ahlaksızca tecavüzde bulunmuş, mallarına ve ziynet eşyalarına el koymuştu.
Rusya, savaştan çekilirken, elindeki bütün silah ve cephaneyi Ermenilere bırakmıştı. Silahlanan Ermeni çeteler, Doğu Anadolu'yu adeta kan gölüne çevirmişti. İşte bu katliamlardan Van da nasibini almıştı.
Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı. İşte o anda Van ile Ak damar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti.
Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu. Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Ak damara götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı. İşte bu sebeple Ak damar Adasının adı tarihe tecavüz adası olarak geçmiştir...
Ermeni zulmü ile katledilen ve tecavüze uğramamak için ellerinde kurtulup da intihar eden yüzlerce genç kız vardır Van gölünde.
Canlı tanıkların anlattıkları:
"Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı.
İşte o anda Van ile Akdamar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti. Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu.
Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip, cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Akdamar'a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı."
"Van Gölü'nün ortalarında, vapurda pusuya yatan Ermeni Çeteleri, insafsızca Türk çocuklarının tamamını keserler ve göle atarlar. Van Gölü'nün suları, Türk'ün kanı ile kırmızıya boyanır.
1.723 masum Müslüman-Türk kadınına tecavüz edildikten sonra katledilerek, onlar da Van Gölü'nün sularına bırakılır ve tecavüz ettikleri kadın-kızlardan 106'sı intihar eder. Ayrıca; genç olanlardan 274'ü de "sürekli tecavüz" maksadıyla bu hain kilisede tutulur." (Arzu Özok 'Tecavüz Adası' yazısından Erciyes Dergisi, Şubat 2012)
Canlı tanıklardan; "Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.