Sâdâbat Paktı, İran'daki Sâdâbat Sarayı'nda 8 Temmuz 1937'de, Türkiye, İran, Irak ve Afganistan Büyükelçileri tarafından imzalanmış ve katılan devletlerin Meclisleri tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Sâdâbat Paktı görüşmeleri 3 yıldan fazla sürmüştür. Türkiye bu görüşmeler sırasında Rusya'yı da sürekli bilgilendirmiştir. Tevfik Rüştü Aras şu bilgiyi veriyor: "Bu yolda çalışmakla, bir hayli süre sonra taslak hazırlandı ama iş bununla da bitmiş olmuyordu. Sıra sınır anlaşmazlıklarının çözümüne gelmişti. İki müttefikimiz sınır anlaşmazlığının çözümünü Türkiye'nin seçeceği bir kişinin hakemliğine bıraktılar. Orgeneral Fahrettin Atay, bu konuda büyük hizmet verdi. İran ve Irak sınır anlaşmazlığının çözümünü ise, bu iki dost devletin başkentlerine gidişim sırasında her üç devletin temsilcileri bir arada çalışarak başarabildik. Bu başarı, dört Ortadoğu memleketi arasında sık sık görüşmeyi ve buluşmayı sağlayacak ve ileride bölgemizdeki öteki Doğu memleketlerini de aramıza almayı mümkün kılacaktı" (Avcıoğlu, age. s. 1469).Paktın imzalanmasından sonra, İran Şahı Atatürk'e bir telgraf çekerek, "İmzacı devletlerin, Atatürk'ün emperyalistlere karşı açtığı mücadele sâyesinde var olduklarını ve bu sonucu ona ve Türk Milletine borçlu olduklarını" bildirir (Avcıoğlu, age. s. 1469).Atatürk, İran Şahı'nın Türkiye'ye yapacağı ziyaret dolayısıyla "Feridun", diğer adı ile "Özsoy" operasını yazdırır. Adnan Saygun "Atatürk ve Musiki" adıyla kitaplaştırdığı anılarında bu konuda şunları anlatır: "?1934 yılı Haziran ayında Türkiye'yi ziyaret edecek olan İran Şahı ile Atatürk'ün huzurlarında temsil edilmek üzere bir opera yazmamı CHP'nin Halkevleri Başkanı merhum Necip Ali, merhum Münir Hayri Egeli aracılığıyla istedi. Konuyu bizzat Atatürk vermişti. Eserin konusunun kaynağı, İran şairi Firdevsi'nin Şehname'deki Feridun Efsanesi idi. Efsaneye göre, Feridun'un Selim, Tur ve Iraç adlı üç oğlu vardır. Atatürk'ün telkiniyle sadece Tur ve Iraç söz konusu edilmiştir ve efsanede değişiklikler yapılır. Yıllarca hiç çocuğu dünyaya gelmemiş olan Feridun'un eşi Hatun'un ikiz oğulları olur. Bir tapınakta toplanılır. Sahnede Kötülük Tanrısı Ahriman belirir. Çocukları öldürmeye gücü yetmez fakat onları kendi çocukları ve torunlarıyla birlikte sonsuza dek sürecek hayatlarında birbirinden ayrı kalmaya ve birbirlerini tanımamaya mahkûm eder. Eserin bundan sonraki kısmı kardeşlerin bin bir macerası ile geçer. Bu arada, İstiklâl Harbi ve onu takip eden Barış Dönemine kadar gelinir. Son bölümde gene efsaneye dönülür. Gene dağların arasında bir tapınak, Feridun, Hatun ve öteki beyler. Konuşmalardan sonra Hakan Feridun sorar: "Peki, ama ben Tur ve Iraç'ı göremiyorum. Neredeler?" Bu soru üzerine hikâyeyi en başta sunmuş olan ozan, sahnenin tam karşı tarafındaki Cumhurbaşkanlığı Locası'nda yan yana oturan Atatürk ile İran Şahı'nı göstererek "İşte Tur ve işte Iraç? Her Türk bir Tur, her İranlı bir Iraç'tır?" der. Burada heyecanın doruğuna varmış olan İran Şahı'nın Atatürk'ün ellerine sarıldığını olayın birçok tanığı gibi özellikle onların yakınında bulunan Necip Ali merhum anlatmıştır." Ahmet Adnan Saygun'a göre, Mustafa Kemal Atatürk, İran'la yakınlaşmayı arzuluyordu; ama bunu sağlam temele, kardeşliğe dayandırarak sürdürmek istiyordu. İki farklı mezhebe mensup ve yıllarca didişmiş halkların kardeşliğini istemek kolay değildi. Atatürk Rahmetli oldu.Atatürk'ten sonra terk edilen ve AKP döneminde adeta intikam alınan bu çizgiyi bugün Prof. Dr. Haydar Baş yanına Milli Ekonomi Modeli'ni de koyarak daha güçlü bir şekilde yeniden ihya etti. Türkiye'yi Suriye ile savaşa sokmanın eşiğinden çevirerek Müslüman'ın Müslüman'ı katletmesinin yani dünya ve ahretinin berbat olmasının önüne geçti?IŞİD bahanesi ile ABD'nin Suriye'de Müslüman kanı dökmesinin önünü açacak olan tezkere vesilesiyle bu bilgiyi sizlerle paylaşmak istedim.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015