Atatürk'ün Samsun'a çıkışının tarihi önemi - III

3 Kasım 1918'de yakın arkadaşlarından Fethi Bey de Mütareke hükümlerine karşı TECEDDÜT (YENİLEŞME FIKRASINI) kurar. Mutedil İttihatçı mebuslarla kurulmuş bir partidir.Osmanlı Genelkurmaylığı, Mütareke hükümlerinin sükûnetle karşılanmasını ve çıkacak olayların önlenmesi için bir genelge yayınlayınca 6 Kasım 1918 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına şu teli çeker: İNGİLİZLERİN ALDATICI MUAMELE, TEKLİF VE HAREKETLERİNİ, İNGİLİZLERDEN ZİYADE HAKLI VE NAZİK GÖSTERECEK VE BUNA KARŞILIK CEMİLE GÖSTERMEMİZİ İFADE EDECEK EMİRLERİ UYGULAMAYA YARATILIŞIM ELVERİŞLİ DE?İLDİR, der. Yani Mustafa Kemal Paşa Mütareke hükümlerinin, Türk halkına baskı yapılarak uygulanmasına müsaade etmeyeceğini açık bir dille ifade etmektedir.13 Kasım 1918'de Mustafa Kemal Paşa İstanbul'a gelir. Gördüğü manzara şudur. İşgal kuvvetleri donanmaları ve kara kuvvetleri ile şehri ve halkı denetim altına almışlardır. Bu durum karşısında halk, hükümet sinmiştir. Bu durumun önlenmesi için kime başvurduysa normal bir karşılık alamamıştır. Buna rağmen İstanbul'da yerleştiği Pera Palas otelinde kendisini işgal kuvvetlerince tutuklatmayacak davranışlar içerisinde her çareye başvurur.Baskı altında kalan Padişah 21 Aralık 1918 de 4 ay sonra seçim yapılması kaydıyla Meclis-i Mebusan'ı kapatır.3 Mart 1919'da Tevfik Paşa hükümeti istifa eder. Yerine Damat Ferit Paşa hükümeti kurulur. BU sadrazam Türk halkından çok İngiliz dostlarının isteklerine uygun bir çalışma yürütür.18-20 Nisan 1919 günlerinde İtilaf Devletlerinin istekleri doğrultusunda Kars ve Ardahan Ermeniler tarafından işgal edilir.  29 Nisan 1919'da İtalyanlar Antalya'yı işgal eder. 11 Mayıs 1919'da Yunanlılar Fethiye'yi işgal eder. 13 Mayıs 1919'da İtalyanlar Kuşadası'nı 15 Mayıs 1919 da Yunanlılar İzmir'i işgal ederler.Bu olaylar gelişirken Mustafa Kemal, silah arkadaşları olan paşalarla ve siyasilerle bir şeyler yapmak ülkedeki felaketi durdurmak için çalışır.  Bu çalışmaları sonucunda şu düşünceye ulaşır: TEK KURTULUŞ YOLU, BİR MİLLİ MUKAVEMET HAREKETİ YARATMAKTIR. ORDU İLE MİLLET ELELE VERMELİ VE BERABER HAREKET ETMELİDİR.Mustafa Kemal yukarıdaki düşüncesini İstanbul'da gerçekleştirmesi mümkün değildi. Mutlaka Anadolu'ya resmi bir görevle gitmeli ve bu işi gerçekleştirmeyi düşünür. Bakanlıktaki silah arkadaşlarını yardım ve çalışmaları ile ORDU MÜFETTİŞLİ?İ GÖREVİ İLE 16 MAYIS 1919 GÜNÜ BANDIRMA VAPURU İLE İSTANBULDAN, Samsun'a gitmek üzere ayrılır. 19 MAYIS 1919'DA Samsun'a çıkar. BU olay Mustafa Kemal Paşa için çok önemlidir. Çünkü İstanbul'da kalarak bürokrasi ile temasları neticesinde hiçbir iş yapamamıştı. Hâlbuki onun amacı Türk halkını ülkesinde bağımsız ve özgür yaşatabilmekti. Ama Bu konuda İstanbul'da hiçbir şey yapamamıştır. Onun için o, Anadolu'ya geçerek halkla kaynaşarak bütünleşmekti Başarının yolunu halkta görmekteydi. Samsun'a çıkış amacını şöyle ifade etmiştir: HÂKİMİYET-İ MİLLİYEYE MÜSTENİT, BİLAKAYDUŞART MÜSTAKİL BİR TÜRK DEVLETİ KURMAKTIR. Bu nedenle Mustafa Kemal halkla kaynaşmak ve bütünleşmek için19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmıştır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                            Onu bu tarihte zafere götüren nedeni Büyük nutkundaki şu satırlarda yazılı olan düşüncelerde çok açık bir şekilde görürüz: ""?Hakikati halde içinde bulunduğumuz tarihte, Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamam olmuştu. Osmanlı Memleketleri tamamen parçalanmıştı Ortada bir avuç türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı? Bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı; O da Hâkimiyet-i Milliye ye müstenit, bilakaydü şart müstakil yeni bir Türk devleti tesis etmek! İşte daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsunda Anadolu Topraklarına ayak basar basmaz tatbikatına başladığımız karar, bu karar olmuştur? Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır? Türk'ün haysiyet ve izzet-i nefsi ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktan ise mahvolsun evladır. Binenaleyh Ya istiklal, ya ölüm.