BOP’çularımız şaşırmış, burunları bir karış havada… lakin gidişatın vahameti gerçekten izah edilebilir değil!
Haçlı Avrupa’sı, işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail ile “ortak politikalar” ekseninde düşüp kalkanlar, hem kendilerini, hem de Türk milletini yok oluşa sürüklüyorlar.
Vaktinde Amerika’nın ortakçılarında biri olan ve Rumsfeld ile sarmaş-dolaş pozlar veren Saddam’ın, ABD’nin kışkışlarıyla Kuveyt’e ve komşularına dalmasıyla başlatılan BOP sürecindeki akıbetinden ve Irak’ın vaziyetinden ders almışa benzemiyorlar.
Her gün verdiğimiz “onlarca can”dan bile ders almıyor, ayıkmıyorlar.
Türk milletini bindirdiler bir alamete, sürükleniyoruz kıyamete!
***
Haçlı Avrupa’sı, işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail ile “ortak politikalar” ekseninde düşüp kalkanların hiçbir ilke ve ölçüleri kalmamış!
Politika desen, böyle politika olmaz. Din desen, böyle bir ahvalin dinde yeri yok. Medeniyet desen, medeniyetin esamesi okunmuyor!
Vaziyet şirazeden çıkmış… Zerre kadar imanı ve izanı olan ayıkmaz mı?!
Be hey, sen hiç ayıkmayacak mısın?!
Seni İslamcılıkla avlayanların düşüp-kalktıkları, “stratejik ortağız” mavalıyla kapı kulu oldukları ve BOP taşeronu gibi hizmet verdikleri Haçlı şefleri ve işgalci güçler, benim de, senin de, onun da dinine-imanına düşman…
Allah’a düşman… Hz. Peygambere düşman… Gerçek iman ehli Müslümana düşman!
Yüce Allah böyle buyuruyor; vakıa da bu!
Yakaladıkları her fırsatta Hz. Peygambere ve İslam’a en aşağılık hakaretleri yapmaktan, İslam ülkelerini işgal etmekten, hak ile yeksan etmekten geri durmuyorlar!
Medeniyetimize düşman… Vatanımızda, namusumuzda, bölgemizde gözleri var!
Bizzat milletimize düşman… PKK terör örgütünü türetip semirttiler, başımıza sardılar; onar-on beşer can veriyoruz!
Böyle bir politika bile bile yılanla yatağa yatmaktır.
Haçlı Avrupa’sı, Amerika ve İsrail’in işgalci vaziyetleri ve düşmanlıkları sadece fobi veya potansiyel bir tehdit değil; bilfiil ortada, yaşanıyor.
Yılanla aynı yatağa yatanın akıbeti bellidir!
***
Sen bu Haçlı Avrupa’sı, işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail ile yatıp-kalkacaksın, ortak politikalar üreteceksin; böylece güya millete, memlekete ve İslam alemine hizmet edeceksin…
Sen onu külahıma anlat!
Buna ahmaklar bile kanmaz!
Bunlarla “ortak terör politikası” ürettin, ne oldu?
10 sene önce “sıfır terör” noktasındaydı, şimdi her gün on-onbeş can veriyoruz!
Bunlarla ortak “dış politika” ürettin, ne oldu?!
Afganistan’dan Fas’a onlarca İslam ülkesini karıştırdılar, işgal ettiler, Müslümanların analarını ağlatıyorlar.
Düne kadar abi-kardeş sarmaş-dolaş olduğun kapı komşun Suriye başta olmak üzere etrafındaki tüm komşularında seni düşman yaptılar, fitne ateşi yaktılar. Müslümanları kırdırıyor, İsrail’e nefes aldırıyor, yol açıyorlar.
Bunlarla “din ve medeniyet politikası” ürettin, ne oldu?
Tek bir gayr-ı Müslim’in dahi yaşamadığı Müslüman mahalleri kilise evlerle doldu. Hak olan batıl, batıl olan hak kabul edildi; iman ve ilahi ölçü kayboldu. Kelime-i Tevhid’den “Muhammed Rasulullah” çıktı. Kur’an ayetinin tam ortasına tanrı İsa figürü kondu, haç yerleştirildi. Domuz eti kasaplık hayvan eti, zina ise serbest oldu. Şiddet, yolsuzluk, soysuzluk, ahlaksızlık aldı başını gidiyor.
Bunlarla ortak “ekonomi politikası” tutturdun, ne oldu?
Tarım bitti, sanayi bitti, işsizlik aldı-başını gitti.
TÜPRAŞ’tan SEKA’ya ne kadar Cumhuriyet mirası varsa kelepir fiyatına hepsi elden çıktı, ecnebiye gitti.
Böylece devletin gelir kaynağı kurudu; kamu giderini karşılamak için, ya faizli borç dileniyor yahut millete vergi salıyorsun. Anası ağlamış milletin sırtına hala vergi salmanın hesaplarını yapıyorsun!
Her alanda benzer iflas, benzer batak… Saymaya hacet yok!
Bu derece şaşırmış, bu derece ölçüsüz, bu kadar şirazeden çıkmış, bu kadar kör-kötürüm bir gidişat; ortada ne vatan bırakır, ne devlet, ne birlik, ne asayiş!
***
Çıkış yolu yok mu?
Elbette var… Ama önce samimiyet, basiret ve iman!
Külahlarımızı önümüze koyalım, her birimiz dürüstçe kendimize soralım, samimiyetle cevap verelim:
AB’den PKK terörüne, ekonomiden Kuzey Irak’taki Kürdistan oluşumu ve Türkiye’nin federatif yapılanmaya sürüklenişine kadar her alanda böylesi vahim gidişatın yaşanacağını BTP Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş öngörmüş, haber vermiş, ikaz etmişti?
Etmişti... Vallahi etmişti, billahi etmişti!
Çare, çözüm ve çıkış yolu göstermiş, projelerini tek tek anlatmış mıydı?
Anlatmıştı… Vallahi anlatmıştı!
Milleti aldatmayı, milletin değerlerini istismar etmeyi ve Amerika ve Avrupa’ya dayanıp devlet idare etmeyi maharet sayan siyaset takımı, Prof. Dr. Baş’ın projelerini çaldı, çalma ve çakma söylemlerle milleti avladı. Millet de Prof. Dr. Baş’a kulak asmadı… Olan oldu. Tablo önümüzde!
Ayıkmazsak, bundan sonrası daha beter olacaktır… Bunca acı tecrübe ve vahim gidişattan sonra Türk milleti, hala ayıkmaz, Prof. Dr. Baş’a kulak asmaz, hakkı sahibine-emaneti ehline teslim etmezse, bundan sonrası tufandır!
Köyde-şehirde, caddede-sokakta, medyada-ekranda her geçen gün pişmanlığını izhar ve itiraf edenlerin sayılarının kartopu gibi yuvarlandıkça büyümesi, kurtuluşumuz için ciddi bir umuttur. Ayıkmak ve ayıktırmak hususunda gayret edelim, çabalayalım, görelim Mevla neyler…
Haçlı Avrupa’sı, işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail ile “ortak politikalar” ekseninde düşüp kalkanlar, hem kendilerini, hem de Türk milletini yok oluşa sürüklüyorlar.
Vaktinde Amerika’nın ortakçılarında biri olan ve Rumsfeld ile sarmaş-dolaş pozlar veren Saddam’ın, ABD’nin kışkışlarıyla Kuveyt’e ve komşularına dalmasıyla başlatılan BOP sürecindeki akıbetinden ve Irak’ın vaziyetinden ders almışa benzemiyorlar.
Her gün verdiğimiz “onlarca can”dan bile ders almıyor, ayıkmıyorlar.
Türk milletini bindirdiler bir alamete, sürükleniyoruz kıyamete!
***
Haçlı Avrupa’sı, işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail ile “ortak politikalar” ekseninde düşüp kalkanların hiçbir ilke ve ölçüleri kalmamış!
Politika desen, böyle politika olmaz. Din desen, böyle bir ahvalin dinde yeri yok. Medeniyet desen, medeniyetin esamesi okunmuyor!
Vaziyet şirazeden çıkmış… Zerre kadar imanı ve izanı olan ayıkmaz mı?!
Be hey, sen hiç ayıkmayacak mısın?!
Seni İslamcılıkla avlayanların düşüp-kalktıkları, “stratejik ortağız” mavalıyla kapı kulu oldukları ve BOP taşeronu gibi hizmet verdikleri Haçlı şefleri ve işgalci güçler, benim de, senin de, onun da dinine-imanına düşman…
Allah’a düşman… Hz. Peygambere düşman… Gerçek iman ehli Müslümana düşman!
Yüce Allah böyle buyuruyor; vakıa da bu!
Yakaladıkları her fırsatta Hz. Peygambere ve İslam’a en aşağılık hakaretleri yapmaktan, İslam ülkelerini işgal etmekten, hak ile yeksan etmekten geri durmuyorlar!
Medeniyetimize düşman… Vatanımızda, namusumuzda, bölgemizde gözleri var!
Bizzat milletimize düşman… PKK terör örgütünü türetip semirttiler, başımıza sardılar; onar-on beşer can veriyoruz!
Böyle bir politika bile bile yılanla yatağa yatmaktır.
Haçlı Avrupa’sı, Amerika ve İsrail’in işgalci vaziyetleri ve düşmanlıkları sadece fobi veya potansiyel bir tehdit değil; bilfiil ortada, yaşanıyor.
Yılanla aynı yatağa yatanın akıbeti bellidir!
***
Sen bu Haçlı Avrupa’sı, işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail ile yatıp-kalkacaksın, ortak politikalar üreteceksin; böylece güya millete, memlekete ve İslam alemine hizmet edeceksin…
Sen onu külahıma anlat!
Buna ahmaklar bile kanmaz!
Bunlarla “ortak terör politikası” ürettin, ne oldu?
10 sene önce “sıfır terör” noktasındaydı, şimdi her gün on-onbeş can veriyoruz!
Bunlarla ortak “dış politika” ürettin, ne oldu?!
Afganistan’dan Fas’a onlarca İslam ülkesini karıştırdılar, işgal ettiler, Müslümanların analarını ağlatıyorlar.
Düne kadar abi-kardeş sarmaş-dolaş olduğun kapı komşun Suriye başta olmak üzere etrafındaki tüm komşularında seni düşman yaptılar, fitne ateşi yaktılar. Müslümanları kırdırıyor, İsrail’e nefes aldırıyor, yol açıyorlar.
Bunlarla “din ve medeniyet politikası” ürettin, ne oldu?
Tek bir gayr-ı Müslim’in dahi yaşamadığı Müslüman mahalleri kilise evlerle doldu. Hak olan batıl, batıl olan hak kabul edildi; iman ve ilahi ölçü kayboldu. Kelime-i Tevhid’den “Muhammed Rasulullah” çıktı. Kur’an ayetinin tam ortasına tanrı İsa figürü kondu, haç yerleştirildi. Domuz eti kasaplık hayvan eti, zina ise serbest oldu. Şiddet, yolsuzluk, soysuzluk, ahlaksızlık aldı başını gidiyor.
Bunlarla ortak “ekonomi politikası” tutturdun, ne oldu?
Tarım bitti, sanayi bitti, işsizlik aldı-başını gitti.
TÜPRAŞ’tan SEKA’ya ne kadar Cumhuriyet mirası varsa kelepir fiyatına hepsi elden çıktı, ecnebiye gitti.
Böylece devletin gelir kaynağı kurudu; kamu giderini karşılamak için, ya faizli borç dileniyor yahut millete vergi salıyorsun. Anası ağlamış milletin sırtına hala vergi salmanın hesaplarını yapıyorsun!
Her alanda benzer iflas, benzer batak… Saymaya hacet yok!
Bu derece şaşırmış, bu derece ölçüsüz, bu kadar şirazeden çıkmış, bu kadar kör-kötürüm bir gidişat; ortada ne vatan bırakır, ne devlet, ne birlik, ne asayiş!
***
Çıkış yolu yok mu?
Elbette var… Ama önce samimiyet, basiret ve iman!
Külahlarımızı önümüze koyalım, her birimiz dürüstçe kendimize soralım, samimiyetle cevap verelim:
AB’den PKK terörüne, ekonomiden Kuzey Irak’taki Kürdistan oluşumu ve Türkiye’nin federatif yapılanmaya sürüklenişine kadar her alanda böylesi vahim gidişatın yaşanacağını BTP Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş öngörmüş, haber vermiş, ikaz etmişti?
Etmişti... Vallahi etmişti, billahi etmişti!
Çare, çözüm ve çıkış yolu göstermiş, projelerini tek tek anlatmış mıydı?
Anlatmıştı… Vallahi anlatmıştı!
Milleti aldatmayı, milletin değerlerini istismar etmeyi ve Amerika ve Avrupa’ya dayanıp devlet idare etmeyi maharet sayan siyaset takımı, Prof. Dr. Baş’ın projelerini çaldı, çalma ve çakma söylemlerle milleti avladı. Millet de Prof. Dr. Baş’a kulak asmadı… Olan oldu. Tablo önümüzde!
Ayıkmazsak, bundan sonrası daha beter olacaktır… Bunca acı tecrübe ve vahim gidişattan sonra Türk milleti, hala ayıkmaz, Prof. Dr. Baş’a kulak asmaz, hakkı sahibine-emaneti ehline teslim etmezse, bundan sonrası tufandır!
Köyde-şehirde, caddede-sokakta, medyada-ekranda her geçen gün pişmanlığını izhar ve itiraf edenlerin sayılarının kartopu gibi yuvarlandıkça büyümesi, kurtuluşumuz için ciddi bir umuttur. Ayıkmak ve ayıktırmak hususunda gayret edelim, çabalayalım, görelim Mevla neyler…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019