Azerbaycan seçimlerinde Soros rüzgarları

6 Kasım tarihinde ülkemizi oldukça yakından ilgilendiren iki önemli konu karşımıza çıkacak. İlki AB ilerleme raporu, diğeri ise Azerbaycan seçimleri.Bugünkü yazımda stratejik birlikteliğimiz olan komşu ve dost ülke Azerbaycan'da yapılacak seçimlerden bahsetmek istiyorum.  6 Kasım'da yaklaşık 4.5 milyon seçmen 5 bin sandıkta oy kullanarak Azerbaycan meclisinin 125 üyesini belirleyecek.Şu an itibariyle en güçlü parti, Devlet Başkanı İlham Aliyev'in başında olduğu Yeni Azerbaycan Partisi. Ardından anamuhalefetteki Musavat Partisi'nin lideri İsa Gamber'in oluşturduğu "Azadlık Grubu" geliyor. Grubun diğer iştirakleri ise Azerbaycan Halk Cephesi ve Azerbaycan Demokrat Partisi.Devlet Başkanı Aliyev, Azeri halkı tarafından sevilen, başta Türkiye olmak üzere, diğer ülkelerle olan ilişkilerde başarılı bir lider. Aliyev, başarılı performansından dolayı her ne kadar kendinden emin olsa da, maalesef başta demokrasiyi kendi çıkarları için kullanan ABD olmak üzere bazı dış güçlerin anti demokratik girişimleriyle farklı bir sonuç da çıkabilir.Esasen Aliyev'in iktidarda kalmasının Türkiye açısından stratejik önemi vardır. Çünkü Aliyev'in karşısına rakip olarak dikilen muhalifler, ABD'nin bir takım taleplerini yerine getirme karşılığı desteklenmektedir.Nedir bu talepler? ABD'nin Azerbaycan'a olan ilgisinin arkasında yatan gerçekler nelerdir?Önemli sebeplerden birisi petrol. British Petroleum'un bu yılki enerji raporuna göre, Azerbaycan'daki petrol rezervlerinin ömrü 60 yıldan fazla. Bu rezervler petrol bulunan ülkeleri ya işgal eden, ya tehdit eden ya da karışıklar çıkartıp iç savaşa sürükleyen ABD'nin iştahını kabartıyor.Diğer bir sebep, güçlü bir Ortadoğu ülkesi olan İran'ı kuzeyden ablukaya alabilmek. Rus Nezavisimaya gazetesi'nin geçtiğimiz Nisan ayında çıkan bir haberine göre, NATO komutanı General James Jones, ABD'nin Hazar bölgesinin güvenliği için Azerbaycan'da askeri üs kurmak ve özel birlik konuşlandırmak istediğini açıklamıştı.Yine El Cezire internet sitesinin haziranda çıkan bir haberinde, Birleşmiş Milletler eski silah denetçisi Scott Ritter, ABD'nin İran'a Azerbaycan üzerinden saldırmayı planladığını ifade ediyordu. Üçüncü bir sebep de -belki size komplo teorisi olarak gelecek ama, yine de bir yere not alın- Türkiye için.Buna komplo teorisi diyenler, ABD'nin kuzey batımızda Romanya ve Bulgaristan'a üs kurmasını, Batı'da Yunanistan'ın adalarda silahlanmasına göz yummasını, Güney'de Kıbrıs'ta ısrarla askeri üs talebinde bulunmasını, Güneydoğumuzda Telafer'de ve Erbil'de askeri üs kurmasını, Doğu komşumuz İran'a tehditler savurarak rejim değişikliği istemesini, yine doğu komşumuz Azerbaycan'da rejim değişikliğini desteklemesini ve askeri üs taleplerini, Kuzey doğumuzda Gürcistan'da "Kadife devrim" yaptırarak yönetimi değiştirmesini ve burada da üs kurmasını, Kuzeyimizde Ukrayna'da "turuncu devrim" yaparak buraya hakim olmasını dikkatlerini versinler, bu kareleri birleştirsinler ve arada sıkışıp kalan ülkenin de hangi ülke olduğuna haritadan lütfen baksınlar.İşin ilginç tarafı ülkemiz için tehdit içeren bu gelişmelerin planlamalarının yine ülkemizde gerçekleşiyor olması.Ukrayna, Gürcistan, Yugoslavya ve Kırgızistan'da ABD yanlısı devrimlerin baş aktörü Soros'un Azerbaycan seçimleri için desteklediği İsa Gamber ile birkaç ay önce İstanbul'da, yanlış duymadınız İstanbul'da görüştüğü basınımız tarafından aktarılmıştı.    Çok filmler çevriliyor ama görecek göz lazım.İyi bir siyaset adamı içinde bulunduğumuz ve de gelecekte önümüze çıkacak problemleri önceden keşfedip gerekli önlemleri alır.Gerek ülkemiz gerekse Azerbaycan halkı oynanan oyunların farkına varmalı, dış kaynaklı senaryolara asla alet olmamalıdır.Bu duygularla ve de uyarılarla Azerbaycan seçimlerinin hem Azerbaycan'a hem de Türkiye'ye hayırlar getirmesini dilerim.