‘Bağımlılığı yenmek imkansız değil’
Sigara, alkol, uyuşturucu, ilaç… Beyinde bağımlılık yaratan maddelerden sadece birkaçı… Kullanılmadığında; titreme, dikkat dağınıklığı, huzursuzluk, öfke nöbetleri ortaya çıkıyor. Maddesiz hayat imkansız hale geliyor. Tedavi ise uzun ve zorlu bir süreç. Ama imkansız değil





Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Suat Küçükgöncü, bağımlılık ve tedavisi ile ilgili önemli bilgiler verdi. Doç. Dr. Küçükgöncü, "Bağımlılık sinsi ve kronik bir beyin hastalığıdır" dedi.
Türkiye'de 18 yaşından büyük her iki kişiden birinin en az bir kez sigarayı, yüzde 40'nın ise en az bir kez alkol ürünlerini denediğine dikkat çeken Doç. Dr. Küçükgöncü, tehlikenin sadece alkol ve sigarayla sınırlı olmadığını, teknoloji, alışveriş, kumar, seks bağımlılığının da kişinin kendisi kadar ailesi ve topluma ağır ekonomik ve psikolojik zarar verdiğini söyledi.
Belli bir süre, belli bir maddeyi, belli dozlarda kullanmanın herkesi bağımlı yapabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Küçükgöncü, "Biz istemesek, bağımlı olmayacağımızı düşünsek bile kişilik özelliklerimiz ile birlikte kullanılan maddenin miktarına, süresine bağlı olarak hepimiz bağımlılık geliştirebiliriz" dedi.
Hangi hasarlara yol açıyor?
Doç. Dr. Küçükgöncü, bağımlı kişilerin maddeyi kullanmadıkları zamanlarda yoksunluk belirtileri denilen terleme, titreme, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi fiziksel durumları yaşadığını, zamanla kullanılan miktar yetmemeye başladığından kullanılan madde miktarının da arttığını ifade etti.
Madde kullanımının zamanla beden ve beyinde ciddi zararlara yol açtığını vurgulayan Doç. Dr. Küçükgöncü, "Beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişimi bozarak zamanla beynimizin olayları, durumları, diğer insanları algılamasını engelleyebilir, davranışlarımızı değiştirebilir. Kalıcı hasarlara yol açabilir.
Kalp damar sistemi rahatsızlıkları, karaciğer rahatsızlıkları, cinsel işlev bozuklukları ve daha birçok fiziksel rahatsızlıklara neden olabilir. Kullananların yaşam sürelerini kısaltır" diye konuştu.
Kişi, iyileşmeyi istemeli
Bağımlılığın tedavisi için kişinin tedaviye istekli ve motive olmasının ilk şart olduğunu söyleyen Doç. Dr. Küçükgöncü, tedavinin ilk aşamasında alanında yetkin kurum ve kuruluşlara başvurmak gerektiğinin altını çizdi ve tedavi süreci hakkında şu bilgileri verdi:
"Bağımlılığı olan hastalarımıza psikolojik ve psikiyatrik destek alması, bağımlılık gruplarına katılmasını öneririz. Bağımlılık tedavisini birkaç adımda gerçekleştiririz. Birincisi yoksunluk dönemi tedavisinde arındırma tedavisi yapılmaktadır.
Maddenin etkilerinin geçmesi ve bunlarla ilgili olabilecek fiziksel veya psikolojik sorunların kolaylaştırılması, üstesinden gelinmesi sağlanır.
Bu arındırma döneminde genellikle tıbbi yardım şarttır. Daha sonra idame tedavisi ve tekrarların önlenmesi için ilaç tedavisi, psikolojik destek, grup tedavileri uygulanır. Bu süreçte ailenin ve çevrenin sosyal desteği, sevgisi ve ilgisi oldukça önemlidir."
HABER MERKEZİ