Atatürk kurtuluş savaşı ile tüm ezilen sömürülen, soy kırımı ile karşı karşıya kalmış ülkelere bağımsızlık savaşı vermeden asla kurtuluş olamaz örneğini vermiştir. Prof. Dr. Haydar Baş Allah'ın(c.c) verdiği ilmini insanların, daha doğrusu, devlet olabilme şansına sahip ülkelerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarının yolunu göstermiştir. M.E.M ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerini dünyanın önüne sunmadan önce çeşitli kongrelerle, konferanslarla, makalelerle halkımızın önüne sermiştir. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana ne deseniz az misali hiç bir kımıldama olmamıştır. Anlamayan, görmeyen, yerli malını horlayan, ancak yabancıya kul köle olmayı fazilet sayan topluluk haline getirilmiş ülkemizden ümidini kesen Haydar Hoca, seneler sonra ülkeye fikirlerini ithalat yolu ile getirmek mecburiyetinde kalmıştır. Artık görülmektedir ki, Atalarımız çok doğru söylemişler. Bir zamanlar hedef olan, toprağı bol olsun. Aziz Nesin aklıma geldi. Nesin'in hakkını, Nesin'e vermek lazım? Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. Davul sesine bağırarak cevap verir kaz. Hele kasım, kasım kurulan erkek hindiler zurnaya glu, glu diye cevap verirler. Yüzlerce ülke M.E.M'i NEM (National Economic Model) olarak öğrendi. Dürüst olanlar, olmayanlar anlasın diye modele HAYDARİZM adını vererek tescilledi. Yabancılar bizi TURKEY olarak isimlendiriyorlardı. Şimdi 'Turkiye' olduk. Bu şekilde devam edersek tekrar eski ismimizde ısrar edebilirler ve bir şey söylemek mümkün olmaz. Sonuçta herkes görecektir ki, M.E.M dünya ülkelerine kurtuluşun ve bağımsızlığın rehberidir. Her ülkenin kendi parasına sahip olması ise devletin bağımsızlığının beş şartından biridir. Haydar Hocanın dehasının işaretlerinden biri ve sömürünün sonudur.Not: Aşağıdaki pratik görüşlerim şahsıma ait görüşlerdir. Kimseyi ve de MEM'i bağlamaz.Devletlerarası ve halklar arasıalışverişte paraİki devlet düşünelim: A ülkesinin parası (a) B ülkesinin parası (b) olsun. Öncelikle ülkeler kendi paralarına sahip olabilme yetkilerinde olmalıdır. Bu şarttır (MEM). Yani şimdi olduğu gibi yabancı bir para karşılığında para basma mecburiyetinde olmamalıdırlar. Eskisi gibi elbette para basmanın altın rezervine bağlanması sınırlamalardan biri olmalıdır. Bilindiği gibi para emeğin, dolayısı ile üretimin karşılığıdır (MEM). Bu durumda piyasada mevcut bir sıcak paranın olduğu kesindir. Bu seviye ülkenin durumuna göre ayarlanmış olacaktır. Öncelikle bu iki ülke arasında kendi paraları ile bir alışveriş olacağına göre, iki ülkenin paralarının dönüşümünün belirlenmesi şarttır. Her malın genellikle ihtiyaç ürünlerinin fiyatları her iki ülkede bellidir. Ya da uzmanlarca belirlenir. Sonuçta pek çok kalemde ortak bir para dönüşümüne karar verildiğinde olay açıklık kazanacaktır. (a) = k (b) formülünde k bir sabit pozitif bir sayıdır. B ülkesi nasıl olacak da (a) bulacak diye düşünüldüğünde ilk akla gelecek durum. A ile B arasında karşılıklı para değişiminin yapılmasıdır ve bunun gerektikçe yapılacağı kesindir. Aksi halde iki taraf için de zorluk ortaya çıkar. Bence buna pratik çözüm gereklidir. Diyelim ki, B ülkesi A ülkesinden bir ürün talep etti. Beklenen o ürünün karşılığı olan Ma para miktarının A ülkesine transfer edilmesi gereklidir. Bunun yerine ne yapılabilir ona bakalım. Sonuçta B ülkesi varsa elinde, yoksa değişim talebi ile tamamlayarak bu parayı ödeyecektir. Bu durum B ülkesinin elinde (a) nın yetersiz olması nedeniyle elinde mevcut C ülke parasını (c) kullanarak işini hızla görmesi durumunu ortaya çıkarabilecektir. Gurup ülkelerin, ortak para politikası. IMF benzeri sistemler hiç bir şekilde faydalı olamaz sadece doları aradan çıkaramayan AB ülkelerinin kaderine dönüşür. Çoklu para sistemi her ülkede katıksız zenginleşme ve büyümedir.Pratik ticaret formülüB ülkesi A ülkesinden mal talep ettiğinde. A ülkesi, o ürünü derhal B ülkesine gönderecek ve para talep etmeyecektir. A ülkesi derhal merkez bankasına gönderdiği mal karşılığı parayı bastırıp gereği kadarını malı üretene yani piyasaya sürecektir. Devlete ait kısmının miktarını da kasasına koyacaktır. Yani karşı ülke malı hiç ödeme yapmadan almış olacağından mal almakta bir zorluk oluşmayacak, A ülkesinin ticarete katkısı parasını basmak için kağıt ve mürekkep olacaktır. Karşıdan parasını almakla kendisinin üretiminin karşılığını basması arasında bir fark yoktur.Örnek verelim: B ülkesi bin liralık bir saat talep etti yani 1000 a kadar bir parayı verecekti. A ülkesinin cebine girecek para budur. A ülkesi bu para kendi parası olduğu için 1000 a kadar para bastı. A ülkesi için değişen bir durum var mı? Sadece kağıt ve mürekkep o zaman onu da ekleyebilir. Dikkat edilirse bu metot tüm alışverişleri tam olarak etkiler. Üretimleri sınırsız arttırır. Büyümeye, teknolojik çalışmaları ve ARGE olayını teşvik eder insanlar ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayabilir. Ülkeler kendi ülkelerinde para politikalarını devlet eli ile dengeleyeceklerdir. Milli kaynakların elde olması devletin büyüklüğünü ve zenginleşmesini sağlayacak her türlü sınırsız kaynak (MEM) insanlığın elinde olacaktır. Turistik faaliyetlerde karşılıklı para dönüşümü geçerlidirNot: Bu metodu tartışmaya açabiliriz.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017