İsrail savaş uçaklarının Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan bir askeri araştırma merkezini vurmasının ardından bölgedeki gerilim daha da tırmandı.
Suriye ordusundan yapılan açıklamada, İsrail saldırısının, “teröristlerin tesisi ele geçirme girişimlerinin başarısız olmasının ardından” gerçekleştiği ifade edildi. İsrail’in Hizbullah’a silah götüren bir konvoyu hedef aldığı yönündeki haberlerin ise doğru olmadığı açıklandı.
İsyancıların ele geçirmekte başarısız oldukları bir tesisi İsrail uçaklarıyla vurması Suriye’de terör estiren isyancılarla İsrail’in gizli ittifakını gözler önüne serdi.
Lübnan Dışişleri Bakanlığı ve Hizbullah Lübnan hava sahasını da ihlal ederek gerçekleştirdiği saldırıdan ötürü İsrail’i kınadı.
Hizbullah açıklamasında ise bu saldırının, Suriye’deki kanlı çatışmanın gerçek kaynağının “maskesini düşürdüğü” belirtildi.
Görünen o ki Suriye bu saldırıyı karşılıksız bırakmayacak. Suriye, Lübnan’daki büyükelçisinin “Sürpriz bir misilleme olabilir” açıklamasının ardından, İsrail saldırısını Birleşmiş Milletler’e taşıdı.
İsrail bölgede fitili ateşledi. Kılıçların çekildiği bir konjonktürde İsrail’in bu hamlesi Suriye’yi tahrik etmek için olabilir.
Dolayısıyla tepkisini BM’de göstermekle yetineceğini düşündüğüm Suriye, umarım İsrail’e karşı kızgınlığı yüzünden soğukkanlı olmayı bir kenara bırakmaz.
Çünkü Suriye krizinin başından bu yana soğukkanlı bir şekilde süreci yöneten Beşar Esad’ın haklı da olsa göstereceği bir tepki Suriye lehine devam eden süreci tam tersine çevirebilir.
Çünkü çatışma ortamı her ne kadar Suriye için bir yıkım anlamına gelse de uzadıkça isyancılar için yenilgiyi daha da yakınlaştırıyor.
Bu çatışma ortamının uzaması Suriye yönetiminin konumunu güçlendirip isyancıların durumunu güçleştirmektedir. Son saldırı artık isyancılarla ilişkisini olabildiğince gizli ve taşeron ülkeler üzerinden yürüten İsrail’in sabırsızlığını gösteriyor.
İsrail’in tahrik edici çıkışları bu saldırıyla da sınırlı değil. Çünkü iddialara göre İsrail uçakları yasak olduğu halde Golan Tepeleri üzerinde de uçuşlar yapıyor.
İsrail’in bu cüretkârlığının dayanağı Amerika Birleşik Devletleri’dir. Çünkü ABD her halükarda İsrail’e destek vermektedir. Her ne şart altında olursa olsun ABD’nin arkasında olacağını bilen İsrail, “kimse vurmasa ben girip vururum” diyebilmektedir.
İsrail sönmeye yüz tutan isyan hareketini bu saldırıyla körüklemiştir.
Gelinen noktada Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren “Arap Baharı” artık bahar ismini taşıyamaz olmuştur. Libya’da kaos hâkim. Mısır hakeza benzer durumda. Süreç artık kimsenin inkâr edemeyeceği bir netlikte kaosa dönüşmüştür.
Gelinen nokta yanı başında bir kaosun giderek büyüdüğünü gören Türkiye’nin bu sürecin taşeronu olmaktan vazgeçmesi için daha ne kadar beklemek gerekmektedir?
İsrail’in sabırsızlığının da bize bir kez daha ispat ettiği gibi Suriye’de isyancıların başarılı olması en fazla Gazze ve Filistin’deki zulmün müsebbibi İsrail’in işine gelecektir.
Türkiye bu kirli oyunlarda daha ne kadar kendini kullandıracaktır?
Suriye ordusundan yapılan açıklamada, İsrail saldırısının, “teröristlerin tesisi ele geçirme girişimlerinin başarısız olmasının ardından” gerçekleştiği ifade edildi. İsrail’in Hizbullah’a silah götüren bir konvoyu hedef aldığı yönündeki haberlerin ise doğru olmadığı açıklandı.
İsyancıların ele geçirmekte başarısız oldukları bir tesisi İsrail uçaklarıyla vurması Suriye’de terör estiren isyancılarla İsrail’in gizli ittifakını gözler önüne serdi.
Lübnan Dışişleri Bakanlığı ve Hizbullah Lübnan hava sahasını da ihlal ederek gerçekleştirdiği saldırıdan ötürü İsrail’i kınadı.
Hizbullah açıklamasında ise bu saldırının, Suriye’deki kanlı çatışmanın gerçek kaynağının “maskesini düşürdüğü” belirtildi.
Görünen o ki Suriye bu saldırıyı karşılıksız bırakmayacak. Suriye, Lübnan’daki büyükelçisinin “Sürpriz bir misilleme olabilir” açıklamasının ardından, İsrail saldırısını Birleşmiş Milletler’e taşıdı.
İsrail bölgede fitili ateşledi. Kılıçların çekildiği bir konjonktürde İsrail’in bu hamlesi Suriye’yi tahrik etmek için olabilir.
Dolayısıyla tepkisini BM’de göstermekle yetineceğini düşündüğüm Suriye, umarım İsrail’e karşı kızgınlığı yüzünden soğukkanlı olmayı bir kenara bırakmaz.
Çünkü Suriye krizinin başından bu yana soğukkanlı bir şekilde süreci yöneten Beşar Esad’ın haklı da olsa göstereceği bir tepki Suriye lehine devam eden süreci tam tersine çevirebilir.
Çünkü çatışma ortamı her ne kadar Suriye için bir yıkım anlamına gelse de uzadıkça isyancılar için yenilgiyi daha da yakınlaştırıyor.
Bu çatışma ortamının uzaması Suriye yönetiminin konumunu güçlendirip isyancıların durumunu güçleştirmektedir. Son saldırı artık isyancılarla ilişkisini olabildiğince gizli ve taşeron ülkeler üzerinden yürüten İsrail’in sabırsızlığını gösteriyor.
İsrail’in tahrik edici çıkışları bu saldırıyla da sınırlı değil. Çünkü iddialara göre İsrail uçakları yasak olduğu halde Golan Tepeleri üzerinde de uçuşlar yapıyor.
İsrail’in bu cüretkârlığının dayanağı Amerika Birleşik Devletleri’dir. Çünkü ABD her halükarda İsrail’e destek vermektedir. Her ne şart altında olursa olsun ABD’nin arkasında olacağını bilen İsrail, “kimse vurmasa ben girip vururum” diyebilmektedir.
İsrail sönmeye yüz tutan isyan hareketini bu saldırıyla körüklemiştir.
Gelinen noktada Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren “Arap Baharı” artık bahar ismini taşıyamaz olmuştur. Libya’da kaos hâkim. Mısır hakeza benzer durumda. Süreç artık kimsenin inkâr edemeyeceği bir netlikte kaosa dönüşmüştür.
Gelinen nokta yanı başında bir kaosun giderek büyüdüğünü gören Türkiye’nin bu sürecin taşeronu olmaktan vazgeçmesi için daha ne kadar beklemek gerekmektedir?
İsrail’in sabırsızlığının da bize bir kez daha ispat ettiği gibi Suriye’de isyancıların başarılı olması en fazla Gazze ve Filistin’deki zulmün müsebbibi İsrail’in işine gelecektir.
Türkiye bu kirli oyunlarda daha ne kadar kendini kullandıracaktır?
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023