Çok partili sisteme geçildiği günden beri partilerin iktidarda iken ayrı muhalefette iken ayrı eylem ve söylemleri öteden beri hep milletin dikkatini çekmiştir.Öyle ki muhalefette iken seslendirdiği gerçeklerin tam zıddını iktidara geldikten sonra hem hararetle savunan hem de hayata geçiren çok partiler gördük.Bu mesele partiler bazında böyle olduğu gibi hükümetlerde görev alan kabine üyeleri bazında da maalesef böyle olmuş, vicdan sahiplerine parmak ısırtacak örnekler sergilenmiştir.Bunun en çarpıcı örneğine sayın Cumhurbaşkanı Gül'ün şahsında şahit olduk.Doksanlı yıllarda bir muhalefet partisi vekili iken AB konusunda söyledikleri ile daha sonra Dışişleri Bakanı olduktan sonra söyleyip yaptıkları arasında Ağrı Dağı kadar farklar var. O yıllarda söylediklerine ulaşmak,kendi sesinden dinlemek artık çok kolay olduğu için detayına girmiyoruz.Yakın geçmişte yapılan kabine değişikliği ile yerleri değişen veya koltuğunu kaybeden eski bakanların ülkenin bazı gerçeklerini görmeye başladıklarını öğreniyoruz.Bakanken bakmayanlar,baksa da görmeyenler, ülke gerçeklerine kulaklarını tıkayanlar ne hikmetse bakanlığı kaybettikten sonra görmeye işitmeye başlıyorlar. Halbuki bu millet, bin bir sefaleti,bin bir sıkıntıyı bağrına basarak bir asgari ücretlinin en az yirmi fazlasını bakana her ay maaş olarak veriyor ki millet ile, memleket ile ilgili meseleleri görsün, vurgunları-soygunları duysun ve anında müdahale etsin.Özellikle mevcut iktidarın bakanları koltukta iken bakmaz,baksa da görmez,milletten yükselen feryatları duymaz ve fakat koltuğunu kaybettikten sonra gözleri açılır, kulakları duymaya başlar ve ne hikmetse dilleri ancak o zaman çözülür.Altı yılı aşkın bir süre bu ülkenin Maliye Bakanlığını yapmış olan ve adı "Babalar gibi satan bakan" olarak zihinlerde kalan "Kemal abi"nin dili çözülmüş ve konuşmaya başlamış:"Kriz teğet geçti diyenler Ankara'yı anlatmışlar, tıkır tıkır maaş alanları anlatmışlar, iş dünyası öyle değilmiş, İstanbul perişan?"Koltuğunu kaybeden diğer bakanlar da konuşmaya başlamış, iyi güzel de geçen yılların, perişan edilmiş kulların hesapları ne olacak? Bakanken neden bakmıyorsunuz, görmüyorsunuz da, vazifenizi yapmıyorsunuz da sonrasında gözleriniz ve dilleriniz açılıyor?Sizce normal mi bu durum?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024