Baksı Müzesi: Geleneksel ve çağdaş sanatı buluşturan proje
Bayburt'un Bayraktar Köyü'nde, Çoruh Vadisi'ne nazır bir tepede yükselen Baksı Müzesi, sadece bir sanat mekânı değil, aynı zamanda sosyo-kültürel bir dönüşüm projesinin vücut bulmuş halidir
25.09.2025 19:31:00 / Güncelleme: 25.09.2025 19:34:08
Hasan Gündoğdu
Hasan Gündoğdu





Kurucusu, Bayburt doğumlu sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın "doğduğu topraklara yaşam birikimini taşıma" felsefesiyle 2000'li yılların başında filizlenen bu düş, 2010 yılında kapılarını açarak gerçeğe dönüştü.
Felsefesi: Geleneksel ile çağdaşın buluşması
Müze adını, köyün eski adı olan ve Orta Asya Türkçesinde "bilgin, hekim, şaman" gibi anlamlara gelen "Baksı" kelimesinden almıştır. Bu isim, müzenin çok katmanlı kimliğini mükemmel şekilde özetler.

Baksı Müzesi'nin temel felsefesi, geleneksel el sanatları ile çağdaş sanatı aynı çatı altında, birbirini besleyen bir düzlemde buluşturmaktır. Müze, yoğun göç veren ve kültürel değerleri kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan Bayburt'a bir "umut" ve "tersine göç" motivasyonu sunmayı amaçlar.
Sanatı sadece seyirlik bir obje olmaktan çıkarıp, bölge halkının yaşamına dâhil eden, istihdam sağlayan ve eğitim veren bir merkezdir. Özellikle kadın istihdamına yönelik projeler ve yöresel lezzetlerin sunulduğu mutfağıyla, yöre ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır.

Mimari yapı ve koleksiyonları
Yaklaşık 40 dönümlük bir araziye yayılan Baksı Müzesi kompleksi, modern ve yöresel mimariyi harmanlayan özgün bir tasarıma sahiptir. Ana müze binasına ek olarak; daimi koleksiyonların sergilendiği Depo Müze (1000 metrekare kapalı alan), atölyeler, bir kütüphane, konferans salonu ve sanatçıların konakladığı Konukevi gibi bölümlerden oluşur.

Müzenin koleksiyonu iki ana eksende ilerler:
1. Çağdaş Sanat Koleksiyonu: Türkiye'nin önde gelen sanatçılarının eserlerinden oluşan bu bölüm, güncel sanatın yenilikçi ve deneysel yönlerini sergiler.
2. Geleneksel Sanatlar Koleksiyonu: Bölgenin kültürel mirasını oluşturan taş baskılar, halk resmi örnekleri, geleneksel taslar, çömlekler, seramikler, ehram (yöresel dokuma) ve kilim gibi el sanatları eserlerini barındırır.
Bu iki koleksiyonun yan yana sergilenmesi, Baksı'yı ne sadece bir etnografya, ne de sadece bir modern sanat müzesi yapar; aksine, kültürel sürekliliği vurgulayan eşsiz bir "buluşma noktası" haline getirir.

Kazanılan uluslararası başarılar
Baksı Müzesi, tamamen gönüllülerin ve sanatseverlerin katkılarıyla, devletten maddi destek almadan hayata geçirilmiş bir projedir. Kuruluşundan bu yana elde ettiği başarılar, müzenin etkisini uluslararası alana taşımıştır:
2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü: Müze, Avrupa Parlamenterler Meclisi himayesinde verilen bu prestijli ödülü kazanarak, Avrupa müzeciliğinin zirvesine yerleşmiştir.
TBMM Onur Ödülü (2014): Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'a, bu kültürel projeyi hayata geçirmesinden dolayı verilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü (2018): Kültür ve sanata hizmet alanındaki üstün çabaları takdir edilmiştir.
Bayburt'un sarp coğrafyasında, medeniyetlerin iz düşümünde kurulan Baksı Müzesi, sanatın sadece büyük şehirlere ait bir lüks olmadığını, doğru bir vizyonla en ücra köşede bile bir "mucize" yaratabileceğini kanıtlayan, Türkiye'nin en özgün ve ilham verici kültür sanat projelerinden biridir.
Felsefesi: Geleneksel ile çağdaşın buluşması
Müze adını, köyün eski adı olan ve Orta Asya Türkçesinde "bilgin, hekim, şaman" gibi anlamlara gelen "Baksı" kelimesinden almıştır. Bu isim, müzenin çok katmanlı kimliğini mükemmel şekilde özetler.

Baksı Müzesi'nin temel felsefesi, geleneksel el sanatları ile çağdaş sanatı aynı çatı altında, birbirini besleyen bir düzlemde buluşturmaktır. Müze, yoğun göç veren ve kültürel değerleri kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan Bayburt'a bir "umut" ve "tersine göç" motivasyonu sunmayı amaçlar.
Sanatı sadece seyirlik bir obje olmaktan çıkarıp, bölge halkının yaşamına dâhil eden, istihdam sağlayan ve eğitim veren bir merkezdir. Özellikle kadın istihdamına yönelik projeler ve yöresel lezzetlerin sunulduğu mutfağıyla, yöre ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır.

Mimari yapı ve koleksiyonları
Yaklaşık 40 dönümlük bir araziye yayılan Baksı Müzesi kompleksi, modern ve yöresel mimariyi harmanlayan özgün bir tasarıma sahiptir. Ana müze binasına ek olarak; daimi koleksiyonların sergilendiği Depo Müze (1000 metrekare kapalı alan), atölyeler, bir kütüphane, konferans salonu ve sanatçıların konakladığı Konukevi gibi bölümlerden oluşur.

Müzenin koleksiyonu iki ana eksende ilerler:
1. Çağdaş Sanat Koleksiyonu: Türkiye'nin önde gelen sanatçılarının eserlerinden oluşan bu bölüm, güncel sanatın yenilikçi ve deneysel yönlerini sergiler.
2. Geleneksel Sanatlar Koleksiyonu: Bölgenin kültürel mirasını oluşturan taş baskılar, halk resmi örnekleri, geleneksel taslar, çömlekler, seramikler, ehram (yöresel dokuma) ve kilim gibi el sanatları eserlerini barındırır.
Bu iki koleksiyonun yan yana sergilenmesi, Baksı'yı ne sadece bir etnografya, ne de sadece bir modern sanat müzesi yapar; aksine, kültürel sürekliliği vurgulayan eşsiz bir "buluşma noktası" haline getirir.

Kazanılan uluslararası başarılar
Baksı Müzesi, tamamen gönüllülerin ve sanatseverlerin katkılarıyla, devletten maddi destek almadan hayata geçirilmiş bir projedir. Kuruluşundan bu yana elde ettiği başarılar, müzenin etkisini uluslararası alana taşımıştır:
2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü: Müze, Avrupa Parlamenterler Meclisi himayesinde verilen bu prestijli ödülü kazanarak, Avrupa müzeciliğinin zirvesine yerleşmiştir.
TBMM Onur Ödülü (2014): Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'a, bu kültürel projeyi hayata geçirmesinden dolayı verilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü (2018): Kültür ve sanata hizmet alanındaki üstün çabaları takdir edilmiştir.
Bayburt'un sarp coğrafyasında, medeniyetlerin iz düşümünde kurulan Baksı Müzesi, sanatın sadece büyük şehirlere ait bir lüks olmadığını, doğru bir vizyonla en ücra köşede bile bir "mucize" yaratabileceğini kanıtlayan, Türkiye'nin en özgün ve ilham verici kültür sanat projelerinden biridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.