Balıkçılıkta da geride kaldık
Denizlerle çevrili Türkiye, balıkçılık konusunda hiçbir varlık gösteremiyor. 2018 yılında Türkiye'de hem deniz avcılığı hem de iç sulardaki avcılık büyük düşüş yaşadı. Küresel su ürünleri ticareti 145 milyar dolara ulaşırken Türkiye'nin bu pastadan aldıuğı pay yüzde 1 bile değil
12.06.2019 00:00:00
ORHAN DEDE/İSTANBUL
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin su ürünleri üretimi ve avcılığı konusunda durumu iyi değil. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı Su Ürünleri, 2018 verileri de bu konuda Türkiye'nin durumunu teyit ediyor.
2017 yılında 630 bin 819 ton olarak kayıtlara geçen Türkiye'nin su ürünleri üretimi, geçen yıl yüzde 0.3 azalarak 628 bin 631 ton olarak gerçekleşti. Üretimin yüzde 35.3'ünü deniz balıkları, yüzde 9.9'unu diğer deniz ürünleri, yüzde 4.8'ini iç su ürünleri ve yüzde 50'sini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu.
Su ürünleri avcılığı 2018 yılında yüzde 11.4 azalırken, yetiştiricilik yüzde 13.8 arttı. Avcılıkla yapılan üretim 314 bin 094 ton olurken, yetiştiricilik üretimi ise 314 bin 537 ton olarak gerçekleşti. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 11.9, iç su ürünleri avcılığı yüzde 6.2 azaldı.
Kıyı uzunluğumuz 8 bin 333 km
Su ürünlerine elverişli üretim sahaları yönünden küçümsenmeyecek bir potansiyele ve kapasiteye sahip durumdaki Türkiye, ne yazık ki bu potansiyeli yeterince değerlendiremiyor.
Kuzeyinde Karadeniz, kuzeybatısında Marmara, batısında Ege ve güneyinde de Akdeniz'in yer aldığı ülkemizin sahip olduğu kıyı uzunluğu 8333 km. Türkiye'de yaklaşık 100 bin ailenin geçimini balıkçılıkla sağladığı biliniyor. Ancak Türkiye'nin potansiyeli göz önünde tutulduğunda balıkçılık konusunda çok geri kaldığımız anlaşılıyor.
Ticaretinde de gerideyiz
Balık ve balık ürünleri, dünyada en çok ticareti yapılan gıda maddeleri arasında. Balık ürünlerindeki yıllık ticaret hacmi 145 milyar dolar seviyesini aşıyor. Türkiye'nin 2018 yılında gerçekleştirdiği su ürünleri ihracatı 900 milyon doları dahi bulmadı.
Yaklaşık 200 milyon dolar düzeyinde de su ürünleri ithalatı gerçekleştiriyoruz. Su ürünlerinde dünya genelinde 145 milyar doları aşan ticaret hacmine kıyasla Türkiye'nin gerçekleştirdiği 900 milyon dolarlık ihracat çok düşük kalıyor.
Bu ihracat rakamıyla Türkiye, dünya su ürünleri ticareti pastasından yalnızca yüzde 0.6 pay alabiliyor. Bu da Türkiye'nin bu konuda gidecek daha çok yolu olduğunu gösteriyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin su ürünleri üretimi ve avcılığı konusunda durumu iyi değil. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı Su Ürünleri, 2018 verileri de bu konuda Türkiye'nin durumunu teyit ediyor.
2017 yılında 630 bin 819 ton olarak kayıtlara geçen Türkiye'nin su ürünleri üretimi, geçen yıl yüzde 0.3 azalarak 628 bin 631 ton olarak gerçekleşti. Üretimin yüzde 35.3'ünü deniz balıkları, yüzde 9.9'unu diğer deniz ürünleri, yüzde 4.8'ini iç su ürünleri ve yüzde 50'sini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu.
Su ürünleri avcılığı 2018 yılında yüzde 11.4 azalırken, yetiştiricilik yüzde 13.8 arttı. Avcılıkla yapılan üretim 314 bin 094 ton olurken, yetiştiricilik üretimi ise 314 bin 537 ton olarak gerçekleşti. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 11.9, iç su ürünleri avcılığı yüzde 6.2 azaldı.
Kıyı uzunluğumuz 8 bin 333 km
Su ürünlerine elverişli üretim sahaları yönünden küçümsenmeyecek bir potansiyele ve kapasiteye sahip durumdaki Türkiye, ne yazık ki bu potansiyeli yeterince değerlendiremiyor.
Kuzeyinde Karadeniz, kuzeybatısında Marmara, batısında Ege ve güneyinde de Akdeniz'in yer aldığı ülkemizin sahip olduğu kıyı uzunluğu 8333 km. Türkiye'de yaklaşık 100 bin ailenin geçimini balıkçılıkla sağladığı biliniyor. Ancak Türkiye'nin potansiyeli göz önünde tutulduğunda balıkçılık konusunda çok geri kaldığımız anlaşılıyor.
Ticaretinde de gerideyiz
Balık ve balık ürünleri, dünyada en çok ticareti yapılan gıda maddeleri arasında. Balık ürünlerindeki yıllık ticaret hacmi 145 milyar dolar seviyesini aşıyor. Türkiye'nin 2018 yılında gerçekleştirdiği su ürünleri ihracatı 900 milyon doları dahi bulmadı.
Yaklaşık 200 milyon dolar düzeyinde de su ürünleri ithalatı gerçekleştiriyoruz. Su ürünlerinde dünya genelinde 145 milyar doları aşan ticaret hacmine kıyasla Türkiye'nin gerçekleştirdiği 900 milyon dolarlık ihracat çok düşük kalıyor.
Bu ihracat rakamıyla Türkiye, dünya su ürünleri ticareti pastasından yalnızca yüzde 0.6 pay alabiliyor. Bu da Türkiye'nin bu konuda gidecek daha çok yolu olduğunu gösteriyor.