Bana arkadaşını söyle!
Uzun zaman geçirilen arkadaşlara dikkat edilmesi konusunda uzmanlardan uyarı geldi. Uzmanlar, fazla zaman geçirilen arkadaşların sigara, alkol, obezite ve hatta boşanmaya bile neden olabileceklerini belirtiyorlar
20.01.2020 15:14:00





Obezite, boşanma, sigara ve alkol kullanımının, postmodern yaşantının dayatmaları olduğunu belirten Prof. Dr. Cebrail Kısa, "Hepimiz bunları yapmak zorundayız gibi bir anlayış geliştirilmiş. Hızlı bir şekilde fast food yenir, ilişkiler yaşanır ve biter, sigara ve alkol sosyal ve entelektüel becerinin bir karşılığı olarak karşımıza çıkar ve dayatılır. Birçoğumuz da grup ya da sürü halinde bu davranışları yapıyoruz. 'O yaptı, ben de yapmalıyım' düşünce biçimi evrimsel psikolojinin iyi bir açıklamasıdır. Birçok deneyde insanların grup davranışlarına uyduğu ve bu davranışları birbirinden kopyaladığı gösterilmiştir. Bu da bize hayatta kalmak için ilkel insandan geliştirilmiş evrimsel bir kalıntıdır diyebilirim" ifadelerini kullandı.
Arkadaşlar sağlımıza zararlı mı?
Arkadaşlıkların kişileri nasıl etkilediğine dair merak edilenleri de yanıtlayan Prof. Dr. Kısa, "Hepimiz çocukluğumuzdan beri bu tür söylemlere alışkınızdır. Daha doğrusu, birçoğumuz aslında kötülüklerin hep dışarıdan geldiğine inanır. İnsanın kendi içinde hep doğruluk, güzellik ve şefkat olduğuna inanmak isteriz. En basit haliyle karakterin neredeyse kötü arkadaşlar ya da iyi arkadaşlar edinmekle oluştuğu ve bu konuda genetik bir miras olan mizacın ve diğer çevresel faktörlerin değersizleştirildiğini söyleyebilirim. Arkadaşların duygular, düşünceler ve davranışlar üzerine olan etkisi olumlu ya da olumsuz tartışılacak bir durum değildir. Ama mizaç veya huy dediğimiz, aslında doğuştan itibaren genetik, biyolojik olarak bir yapısal temelimiz var. Bu temel üzerine karakter ve kişiliğimiz gelişiyor.
Yani arkadaşlarımız zararlı mı ya da yararlı mı ikileminden ziyade, biz arkadaşlarımızla ne yapabiliriz ve onlardan ne kadar etkilenebiliriz, sorularının yanıtlarını aramak daha doğrudur. Bu soruları cevaplarken ve de arkadaş etkileşimini ele alırken doğuştan sahip olduğumuz biyolojik yapı, anne babadan aldığımız bilgileri, okul ve çevrenin etkileşimini göz önünde bulundurmalıyız. Kötü arkadaşlar sağlığımıza zararlıdır ve iyi arkadaşlar da sağlığımıza yararlıdır, diyebilirim. Bu her iki önermenin de doğru olduğunu söyleyebilirim. Ama arkadaşlar dışında bizi etkileyen birçok faktör olduğunu da unutmayalım" dedi.
'Duygular bulaşıcıdır'
Duyguların bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kısa, "Duygular kesinlikle bulaşıcıdır. Ama duyguların bulaşması ve aynı şekilde etki göstermesi için de kişinin etkileşimi yapabilecek bir genetik materyali ya da travmatik bir geçmişi olması gerekir. Bir çoğumuz aslında genetik yapının bir mirası olarak ailemize benzer tarzda neşeli, öfkeli, heyecanlı, mutlu, mutsuz, depresif ya da neşeli olabiliriz. Aynı şekilde bu depresif duygu durumu ya da neşeyi, çevremize de taşıyabilir ve ilişkilerde o duyguya ait bir iklim yaratabiliriz. Özellikle uzun süreli arkadaş ya da grup ilişkilerinde nasıl benzer duygu etkileşimlerinin yaşandığını son zamanlarda yaşanan bazı elim hadiselerde hepimiz yaşadık. Toplu eğlenceler, grup kumar veya alkol partileri, toplu cinnet geçirmeler, intiharlar, alemler bunlara birer örnektir. Başarı bağlamında da birbirinden etkilenen ve rol model alan davranışlarını kopyalayan insanların ya da grupların davranışları örnek verilebilir. İçinde yaşadığımız toplumun, ailenin, mahallenin, okulun ve arkadaş grubunun depresif, anksiyöz ve neşe iklimini bulaşıcı bir şekilde ediniyoruz ve bunu hayatımızın her alanına taşıyoruz" dedi. İHA
Arkadaşlar sağlımıza zararlı mı?
Arkadaşlıkların kişileri nasıl etkilediğine dair merak edilenleri de yanıtlayan Prof. Dr. Kısa, "Hepimiz çocukluğumuzdan beri bu tür söylemlere alışkınızdır. Daha doğrusu, birçoğumuz aslında kötülüklerin hep dışarıdan geldiğine inanır. İnsanın kendi içinde hep doğruluk, güzellik ve şefkat olduğuna inanmak isteriz. En basit haliyle karakterin neredeyse kötü arkadaşlar ya da iyi arkadaşlar edinmekle oluştuğu ve bu konuda genetik bir miras olan mizacın ve diğer çevresel faktörlerin değersizleştirildiğini söyleyebilirim. Arkadaşların duygular, düşünceler ve davranışlar üzerine olan etkisi olumlu ya da olumsuz tartışılacak bir durum değildir. Ama mizaç veya huy dediğimiz, aslında doğuştan itibaren genetik, biyolojik olarak bir yapısal temelimiz var. Bu temel üzerine karakter ve kişiliğimiz gelişiyor.
Yani arkadaşlarımız zararlı mı ya da yararlı mı ikileminden ziyade, biz arkadaşlarımızla ne yapabiliriz ve onlardan ne kadar etkilenebiliriz, sorularının yanıtlarını aramak daha doğrudur. Bu soruları cevaplarken ve de arkadaş etkileşimini ele alırken doğuştan sahip olduğumuz biyolojik yapı, anne babadan aldığımız bilgileri, okul ve çevrenin etkileşimini göz önünde bulundurmalıyız. Kötü arkadaşlar sağlığımıza zararlıdır ve iyi arkadaşlar da sağlığımıza yararlıdır, diyebilirim. Bu her iki önermenin de doğru olduğunu söyleyebilirim. Ama arkadaşlar dışında bizi etkileyen birçok faktör olduğunu da unutmayalım" dedi.
'Duygular bulaşıcıdır'
Duyguların bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kısa, "Duygular kesinlikle bulaşıcıdır. Ama duyguların bulaşması ve aynı şekilde etki göstermesi için de kişinin etkileşimi yapabilecek bir genetik materyali ya da travmatik bir geçmişi olması gerekir. Bir çoğumuz aslında genetik yapının bir mirası olarak ailemize benzer tarzda neşeli, öfkeli, heyecanlı, mutlu, mutsuz, depresif ya da neşeli olabiliriz. Aynı şekilde bu depresif duygu durumu ya da neşeyi, çevremize de taşıyabilir ve ilişkilerde o duyguya ait bir iklim yaratabiliriz. Özellikle uzun süreli arkadaş ya da grup ilişkilerinde nasıl benzer duygu etkileşimlerinin yaşandığını son zamanlarda yaşanan bazı elim hadiselerde hepimiz yaşadık. Toplu eğlenceler, grup kumar veya alkol partileri, toplu cinnet geçirmeler, intiharlar, alemler bunlara birer örnektir. Başarı bağlamında da birbirinden etkilenen ve rol model alan davranışlarını kopyalayan insanların ya da grupların davranışları örnek verilebilir. İçinde yaşadığımız toplumun, ailenin, mahallenin, okulun ve arkadaş grubunun depresif, anksiyöz ve neşe iklimini bulaşıcı bir şekilde ediniyoruz ve bunu hayatımızın her alanına taşıyoruz" dedi. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.