Kılavuzu Tudor olanın başına bunlar gelir. Club Brugge'nin Hırvat Teknik Direktörü Ivan Leko, "Tudor, buraya gelmeden önce bana bilgi, akıl ve oynayacağım şekli verdi. Başakşehir'i de tanıttı." demişti. Leko'nun Galatasaray'ın Östersunds fatihi hemşerisi Tudor'dan aldığı akıl çok başarılı olmuş olacak ki oda Avrupa macerasını tıpkı Tudor gibi başlamadan bitirdi.
Şaka bir yana Başakşehir büyük bir alkışı hak etti. Taş gibi bir takım. Herkesin ortak fikri bu takımın ligde de şampiyonluğun en büyük adayı olduğu yönünde. Evet... Boz Baykuşlar Club Brugge karşısında aldığı sonuçla göz doldurdular. Ülke puanına şiddetle ihtiyacımızın olduğu bu dönemde alınan sonuç ve en azından UEFA Avrupa Ligi'nin garantilenmesi çok kıymetli. Şampiyonlar Ligi yolunda yeni rakip bugün belli oluyor. Rakip Sevilla, Napoli, Liverpool, CSKA Moskova ve Sporting Lizbon'dan biri olacak. Bu turu geçip gruplara kalmak açıkçası çok zor ama imkansız da değil!
Öte yandan alınan bu sevindirici sonuca rağmen bir itirazımı da dile getirmek isterim. Belediyelerin porfesyonel futbol takımı sahibi olmasını doğru bulmuyorum. Osmanlıspor da bunun bir diğer örneği. Belediyelerin görevi devletin yani milletin parasını milyon eurolar haline yabancı futbolculara vermek değil millete hizmet yolunda harcamaktırr. Bırakın bu işi başkaları yapsın. Siz de kendi işinizi yapın. Belediye destekli takım sistemine acilen son verilmeli. Belediyeler milletin parasını futbola yatırmak yerine her yağmur sonrası göle dönen yerlerin altyapısını düzeltmek için harcasalar daha hayırlı bir iş yapmış olurlar. Başakşehir demişken şunu da ifade edelim, bu takımın en büyük dezavantajı ve hatta zaman zaman çoğu zaman da avantajı taraftarının olmaması. Bu durumun nasıl bir dezavantaj ve nasıl bir avantaj olduğunu ayrı biz yazıda irdelemek üzere bir kenara bırakalım. Biz tekrar Başakşehir'i tebrik edelim ve önümüzdeki turda başarılar dileyelim.
Ne Lucescu'ymuş be!
Artık gına gelmişti. 4 büyüklerde ne zaman bir teknik direktör konusu açılsa hemen onun adı piyasaya sürülürdü. Nerdeyse 10 yıldır bu böyle. Sonunda muradımıza erdik ve 72 yaşındaki Rumen teknik direktör Mircea Lucescu milli takımın başına geçti. Üstelik de Galatasaray'a gelmesi an meselesiyken! Lucescu eski takımı Galatasaray ile milli takımı kapıştırıp kendine göre daha avantajlı olan milli takımı seçti. Bakalım ne yapacak? Önümüzde Ukrayna ve Hırvatistan gibi iki kritik maç var. Bu maçların ve gruptaki diğer maçların sonucu önümüzdeki yaz Rusya'da yapılacak dünya kupasına katılıp katılamayacağımızı belirleyecek.
Alınacak kötü bir sonuçta 10 yıldan fazla bir süredir hayalini kurduğumuz Lucescu'nun da ipinin çekileceği üstelik de yine milyon eurolarca tazminat ödeneceği aşikar. Ancak bu sefer TFF yönetiminin de topun ucuna konacağı ortada.
Şaka bir yana Başakşehir büyük bir alkışı hak etti. Taş gibi bir takım. Herkesin ortak fikri bu takımın ligde de şampiyonluğun en büyük adayı olduğu yönünde. Evet... Boz Baykuşlar Club Brugge karşısında aldığı sonuçla göz doldurdular. Ülke puanına şiddetle ihtiyacımızın olduğu bu dönemde alınan sonuç ve en azından UEFA Avrupa Ligi'nin garantilenmesi çok kıymetli. Şampiyonlar Ligi yolunda yeni rakip bugün belli oluyor. Rakip Sevilla, Napoli, Liverpool, CSKA Moskova ve Sporting Lizbon'dan biri olacak. Bu turu geçip gruplara kalmak açıkçası çok zor ama imkansız da değil!
Öte yandan alınan bu sevindirici sonuca rağmen bir itirazımı da dile getirmek isterim. Belediyelerin porfesyonel futbol takımı sahibi olmasını doğru bulmuyorum. Osmanlıspor da bunun bir diğer örneği. Belediyelerin görevi devletin yani milletin parasını milyon eurolar haline yabancı futbolculara vermek değil millete hizmet yolunda harcamaktırr. Bırakın bu işi başkaları yapsın. Siz de kendi işinizi yapın. Belediye destekli takım sistemine acilen son verilmeli. Belediyeler milletin parasını futbola yatırmak yerine her yağmur sonrası göle dönen yerlerin altyapısını düzeltmek için harcasalar daha hayırlı bir iş yapmış olurlar. Başakşehir demişken şunu da ifade edelim, bu takımın en büyük dezavantajı ve hatta zaman zaman çoğu zaman da avantajı taraftarının olmaması. Bu durumun nasıl bir dezavantaj ve nasıl bir avantaj olduğunu ayrı biz yazıda irdelemek üzere bir kenara bırakalım. Biz tekrar Başakşehir'i tebrik edelim ve önümüzdeki turda başarılar dileyelim.
Ne Lucescu'ymuş be!
Artık gına gelmişti. 4 büyüklerde ne zaman bir teknik direktör konusu açılsa hemen onun adı piyasaya sürülürdü. Nerdeyse 10 yıldır bu böyle. Sonunda muradımıza erdik ve 72 yaşındaki Rumen teknik direktör Mircea Lucescu milli takımın başına geçti. Üstelik de Galatasaray'a gelmesi an meselesiyken! Lucescu eski takımı Galatasaray ile milli takımı kapıştırıp kendine göre daha avantajlı olan milli takımı seçti. Bakalım ne yapacak? Önümüzde Ukrayna ve Hırvatistan gibi iki kritik maç var. Bu maçların ve gruptaki diğer maçların sonucu önümüzdeki yaz Rusya'da yapılacak dünya kupasına katılıp katılamayacağımızı belirleyecek.
Alınacak kötü bir sonuçta 10 yıldan fazla bir süredir hayalini kurduğumuz Lucescu'nun da ipinin çekileceği üstelik de yine milyon eurolarca tazminat ödeneceği aşikar. Ancak bu sefer TFF yönetiminin de topun ucuna konacağı ortada.
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021