Hahgi zamanda ve hangi zeminde sayın Başbakan'ın bağırarak, canhıraş feryadla konuşması çalınsa kulağıma, kötü bir şeyler olduğunu ya da olacağının habercisi olarak kabul ederim. Üç yıla yaklaşan tecrübemiz bize bu hissi rahatlıkla veriyor.Hangi yeni yasayı, hangi yeni adımını, icraatını bağırarak savundu ise mutlaka altından bir çapanoğlu çıktı. Sayın Başbakan'ın bağırıp çağırması, milletin, memleketin aleyhinde atılan adımların örtülmesi, saklanması olarak algılandı dikkatli takipçiler tarafından.Hafızanızı bir yolkayın, şeridi geriye doğru sardırın ve Amerika ziyaretlerini hatırlamayı çalışın. Orada, yahudi lobilerinden aldığı cesaret ödüllerini, giydiği şövalye cübbelerini düşünün ve gelen eleştirilere nasıl sert çıktığını hatırlayın. Irak'ın işgali sürecinde işgalci haçlıların lehine yüksek perdeden nasıl nutuklar attığını hatırlayın ve ardından; "kahraman Amerikan askerlerinin en az kayıpla memleketlerine dönmeleri için dua ediyorum" cümlesini düşünün, o canhıraş feryatlarla çekilen nutukların, hangi yanlışları örtmeye yönelik olduğunu fikretmeye çalışın.Milyonlarca metrekare vatan toprağının, maden yataklarının ecnebilere satılmasını sağlayan düzenlemelerin öncesinde ve sonrasındaki sert çıkışları aklınızdan çıkarmadan otuzaltıbin kilisenin açılmasına yol açan düzenlemeler sırasındaki nutuklarını hatırlayın.Kürsüde, mikrofonların önünde kameraların karşısında kükreyen bir Tayyip Erdoğan görürseniz anlayın ki çok ciddi bir taviz verilmiştir, çok önemli bir yanlışa imza atılmıştır ve tavizi, yanlışı örtmeye matuftur bu bağırıp çağırmalar ya da çok ciddi tavizlerin, yanlışların ayak sesleridir.En son Diyarbakır ziyareti öncesinde ve orada söylediklerini önünüze bir koyun ve hemen akabinde yapılan eleştirilere karşı nasıl kükrediğini, muhalefeti "kan üzerinden siyaset yapmakla suçlayışını" düşünün.Ardından, Başbakan'ın bu talihsiz açıklamalarından cesaret alan bölücülerin, İstanbul'un göbeğinde nasıl terör estirdiklerini, devlete ve devlet güçlerine nasıl meydan okuduklarını, etrafı nasıl yakıp yıktılarını hatırlayın.Sonra da Başbakan'ın yüksek perdeden nutkunu, sert çıkışını bir kez daha hafızanızda canlandırın.Evet, bütün bu olup bitenlere bakarak diyoruz ki Başbakan bağırarak konuşuyorsa; "Kaza geliyorum dedi/Tehlike bağıra bağıra geliyor" atasözlerimizi hatırlayın ve dikkatle izleyin...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025