Başbakan Tayyip Erdoğan'ın haftasonu partisinin kongresinde yaptığı konuşma, çok ciddi bir itirafı içeriyordu.
Başbakan, birtakım pembe ekonomik göstergeleri saydı, ihracat rakamlarını verdi, borsa patlamalarından söz etti.
Hayallerini anlattı.
Lakin?
İthalattaki patlamaya değinmedi.
Artan işsizliği mevzu etmedi.
20 milyar doları aşan dış ticaret açığı rakamlarını zikretmedi.
70 milyon insanımızın yüzde 95'e yakınının yoksulluk ve açlık sınırında çırpınışından bahis açmadı.
Milletimizin üzerindeki 250 milyar dolarlık borca, 11 ayda tam 45-50 milyar dolarlık yeni borç-faiz yükünün eklendiğine atıfta bulunmadı.
Ülkemiz üzerindeki karabasanlara dikkat çekmek yerine, milletimizi kendi hayalleriyle meşgul ederek göz boyamayı tercih etti.
Fakat, işin vahameti kendisini bir itirafa sürükledi.
İçimde bir ukde var, onu söyleyeyim diyerek asıl can alıcı itirafını sıraladı. Kongre konuşmasının "en reel ve kayda değer beyan"ı buydu?
Bu makro-ekonomik göstergelere rağmen, toplumun büyük kesimi rahat bir nefes alamadı, bu göstergelerden istifade etmedi, dedi.
Kim mi istifade etmiş bu göstergelerden??
IMF işbirlikçileri, TÜSİAD'çı patronlar.
Bir zamanların Başbakan'ı Mesut Yılmaz'ı pijama ile karşılamasıyla gündemden düşmeyen, şimdi de Başbakan Erdoğan'ın koltuk değeneği gibi yanından ayıramadığı kartel-patronlar.
Borsa kumarbazları ve devlete para satan rantiyeciler.
Yağma Hasan'ın böreğinin bittiğini ilan etti Başbakan.
Böreğin bittiği doğru mu?
Börek gerçekten bitti mi?
Başbakan'ı yalancı çıkarmamak için, hadi diyelim börek bitti. Bugüne kadar börekten nemalanan yağmacıların iştahları kesildi ve ihtirasları bitti mi? Nerdeee?
Börek bitti ise, böreğin tepsisini götüreceğiz diyorlar.
Hükümet de bunlara, "Tamam; götürün, ama yasal prosedürünü ayarlayalım, özelleştirelim öyle götürün. Tahvil olarak götürün. Milletin gözüne çok da batmaması için, bari biraz düşük faizle götürün" demiyor mu?
28 Ocak-1 Mart 2003 arasındaki 20-25 resmi günde "27.8 katrilyonluk borç geri ödemesi" için iç borçlanma ya da borç ötelemesi yapılmayacak mı?
Bu yağma, "börek cinsi"nden mi yoksa "böreğin tepsisi" mi?
O halde Başbakan, hangi akla hizmet ederek pembe tablolar çiziyor, toplumu hayallerle meşgul ediyor?
Milletimizin, bankada-faizde parası bulunan yüzde 3-5'lik kesimi dışındaki kesim perişan. Üretici ve imalatçı sahipsiz. Çiftçi ve köylü garip.
İşadamlarının sadece işleri ve psikolojileri yani asapları değil, "ekonomik sicil"leri bile süratle bozuluyor.
Sadece şu Ağustos ayında, bankaların 'kara listesi'ne, 11 bin 500'e yakın isim alındı. Böylece, bankaların 'kara listesi'ne alınanların toplam sayısı, Ağustos ayı sonu itibariyle 828 bin 548 olarak gerçekleşti. Bu rakamı, aileleri ve çalışanlarıyla ifade ederseniz, sicili bozuk olmayan kalmaz.
Hadi hükümet, sicil affı getirerek bu işe sünger çekti.
Ya sonrası, ya işsizlik, ya üretimsizlik, ya faiz ve borç yükü?!?
Orada tık yok. Tam o kavşakta Başbakan sadece itiraf ediyor. İflasını itiraf ediyor.
Başbakan'ın bu itirafını 70 milyon anlarsa, Türkiye kurtulur.
Yoksa?
"Yoksa"sı? yok.
Başbakan, birtakım pembe ekonomik göstergeleri saydı, ihracat rakamlarını verdi, borsa patlamalarından söz etti.
Hayallerini anlattı.
Lakin?
İthalattaki patlamaya değinmedi.
Artan işsizliği mevzu etmedi.
20 milyar doları aşan dış ticaret açığı rakamlarını zikretmedi.
70 milyon insanımızın yüzde 95'e yakınının yoksulluk ve açlık sınırında çırpınışından bahis açmadı.
Milletimizin üzerindeki 250 milyar dolarlık borca, 11 ayda tam 45-50 milyar dolarlık yeni borç-faiz yükünün eklendiğine atıfta bulunmadı.
Ülkemiz üzerindeki karabasanlara dikkat çekmek yerine, milletimizi kendi hayalleriyle meşgul ederek göz boyamayı tercih etti.
Fakat, işin vahameti kendisini bir itirafa sürükledi.
İçimde bir ukde var, onu söyleyeyim diyerek asıl can alıcı itirafını sıraladı. Kongre konuşmasının "en reel ve kayda değer beyan"ı buydu?
Bu makro-ekonomik göstergelere rağmen, toplumun büyük kesimi rahat bir nefes alamadı, bu göstergelerden istifade etmedi, dedi.
Kim mi istifade etmiş bu göstergelerden??
IMF işbirlikçileri, TÜSİAD'çı patronlar.
Bir zamanların Başbakan'ı Mesut Yılmaz'ı pijama ile karşılamasıyla gündemden düşmeyen, şimdi de Başbakan Erdoğan'ın koltuk değeneği gibi yanından ayıramadığı kartel-patronlar.
Borsa kumarbazları ve devlete para satan rantiyeciler.
Yağma Hasan'ın böreğinin bittiğini ilan etti Başbakan.
Böreğin bittiği doğru mu?
Börek gerçekten bitti mi?
Başbakan'ı yalancı çıkarmamak için, hadi diyelim börek bitti. Bugüne kadar börekten nemalanan yağmacıların iştahları kesildi ve ihtirasları bitti mi? Nerdeee?
Börek bitti ise, böreğin tepsisini götüreceğiz diyorlar.
Hükümet de bunlara, "Tamam; götürün, ama yasal prosedürünü ayarlayalım, özelleştirelim öyle götürün. Tahvil olarak götürün. Milletin gözüne çok da batmaması için, bari biraz düşük faizle götürün" demiyor mu?
28 Ocak-1 Mart 2003 arasındaki 20-25 resmi günde "27.8 katrilyonluk borç geri ödemesi" için iç borçlanma ya da borç ötelemesi yapılmayacak mı?
Bu yağma, "börek cinsi"nden mi yoksa "böreğin tepsisi" mi?
O halde Başbakan, hangi akla hizmet ederek pembe tablolar çiziyor, toplumu hayallerle meşgul ediyor?
Milletimizin, bankada-faizde parası bulunan yüzde 3-5'lik kesimi dışındaki kesim perişan. Üretici ve imalatçı sahipsiz. Çiftçi ve köylü garip.
İşadamlarının sadece işleri ve psikolojileri yani asapları değil, "ekonomik sicil"leri bile süratle bozuluyor.
Sadece şu Ağustos ayında, bankaların 'kara listesi'ne, 11 bin 500'e yakın isim alındı. Böylece, bankaların 'kara listesi'ne alınanların toplam sayısı, Ağustos ayı sonu itibariyle 828 bin 548 olarak gerçekleşti. Bu rakamı, aileleri ve çalışanlarıyla ifade ederseniz, sicili bozuk olmayan kalmaz.
Hadi hükümet, sicil affı getirerek bu işe sünger çekti.
Ya sonrası, ya işsizlik, ya üretimsizlik, ya faiz ve borç yükü?!?
Orada tık yok. Tam o kavşakta Başbakan sadece itiraf ediyor. İflasını itiraf ediyor.
Başbakan'ın bu itirafını 70 milyon anlarsa, Türkiye kurtulur.
Yoksa?
"Yoksa"sı? yok.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019