Türkiye'nin 57. hükümet, yani DSP-ANAP-MHP'den oluşan üçlü koalisyon ile yönetildiği bir dönemde çalıştığı gazetedeki köşesinde Kasım 2001'de Cengiz Çandar şunları kaleme almıştı:
"Afganistan'daki Taliban rejimine yönelik olarak başlatılan 'terörü ve terörist barındıran ve üreten rejimleri hedef alan 'kampanya'nın, içine Irak'ı alarak genişlemesi bir 'Amerikan politikası' halini alırsa; o gün geldiğinde Bülent Ecevit, Türkiye'de Başbakan olarak bırakılmayacaktır."
Bu ifadelerin yayınlanmasının üzerinden henüz 8 ay geçmişti ve takvimler Temmuz 2002'yi gösteriyordu.
İktidar ortağı olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, sürpriz bir şekilde 7 Temmuz 2002'de
Türkiye'yi erken seçime götüren sürecin fitilini ateşledi.
O günlerdeki bir konuşmasında Sayın Bahçeli, "38 aydır ülke hizmetinde oldukça başarılı olmuş 57. hükümetten" bahsediyordu oysa.
'Madem 57. hükümet başarılı bir hükümet, o zaman neden erken seçim' sorusu cevapsız bırakılıyordu. Bu soruya bugün de cevap verilmiş değil.
Partisinin hiçbir kurumuna danışmadan tek başına karar vererek erken seçime gittiği için kendi partilileri tarafından bile eleştirilerin hedefi oluyordu Bahçeli.
Erken seçimin ertelenmesi gündeme gelince de MHP lideri Sayın Bahçeli, "3 Kasım'da seçim yapılmazsa hükümetten çekiliriz" restini çekiyordu.
Nihayetinde AKP'ye iktidar yolunu açmak uğruna kendi partisini baraj altına bırakan kişi olarak Sayın Bahçeli tarihe geçti.
Yüzde yüz isabetle bir öngörü dile getiren ya da uygulanan küresel senaryoyu biliyor olmanın verdiği fırsatı değerlendiren Çandar'ın yazdıkları gerçek olmuştu.
Ne ilginç bir tesadüftü ki tam da o dönemde
Ortadoğu hızla 2. Körfez Savaşı'na doğru sürükleniyordu.
ABD çok şanslıydı, çünkü Ortadoğu'daki planlarına ters düşmeyi aklından bile geçirmeyecek, Büyük Ortadoğu Projesi'nde görev almak için her şeyi göze alacak bir müttefike Türkiye'de sahip oluyordu.
Aradan 14 yıldan fazla bir zaman geçti.
Ve şimdi tarih, Bahçeli bağlamında bir kez daha, üstelik göz göre göre tekerrür ediyor.
Sayın Bahçeli, Türkiye'yi başkanlık sistemine taşıyacak Anayasa değişikliğini hükümetin Meclis'e getirmesini gerektiğini, söz konusu değişikliğin referanduma gitmesine destek vereceğini açıkladı.
Türkiye'de fiili bir 'başkanlık' olduğunu bunun da hukuksuz bir durum olduğunu söyleyen Bahçeli, "Ya fiili durum düzelsin ya da fiili durum hukuki bir durum kazanarak Türkiye huzur bulsun" diyor.
Demek oluyorki Bahçeli'ye göre 'ülkemize dayatılan fiili başkanlık durumu hukuki bir dayanağa kavuşursa ancak Türkiye huzur bulabilir.'
Merak ediyorum Sayın Bahçeli, bu kararı partisinin yetkili kurullarıyla istişare ederek mi aldı, yoksa Temmuz 2002'deki AKP'yi iktidara taşıyan erken seçim kararında olduğu gibi yine tek başına mı?
Medyanın ağırlıklı çoğunluğu iktidarın uhdesindeyken, maddi olarak da güç dengesi iktidar lehine olduğu ortadayken olası bir referandumda başkanlık sistemine hayır çıkmasının zor olduğu şimdi bile ortadadır.
Sayın Bahçeli'nin 2002'deki çıkışı AKP'ye ön açmıştı.
Korkarım son çıkışıyla da başkanlık sistemine kapı aralamıştır.
Türkiye başkanlık sistemine geçtiği takdirde başkan yardımcısı olarak Sayın Bahçeli'yi görürsem hiç ama hiç şaşırmayacağım.
"Afganistan'daki Taliban rejimine yönelik olarak başlatılan 'terörü ve terörist barındıran ve üreten rejimleri hedef alan 'kampanya'nın, içine Irak'ı alarak genişlemesi bir 'Amerikan politikası' halini alırsa; o gün geldiğinde Bülent Ecevit, Türkiye'de Başbakan olarak bırakılmayacaktır."
Bu ifadelerin yayınlanmasının üzerinden henüz 8 ay geçmişti ve takvimler Temmuz 2002'yi gösteriyordu.
İktidar ortağı olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, sürpriz bir şekilde 7 Temmuz 2002'de
Türkiye'yi erken seçime götüren sürecin fitilini ateşledi.
O günlerdeki bir konuşmasında Sayın Bahçeli, "38 aydır ülke hizmetinde oldukça başarılı olmuş 57. hükümetten" bahsediyordu oysa.
'Madem 57. hükümet başarılı bir hükümet, o zaman neden erken seçim' sorusu cevapsız bırakılıyordu. Bu soruya bugün de cevap verilmiş değil.
Partisinin hiçbir kurumuna danışmadan tek başına karar vererek erken seçime gittiği için kendi partilileri tarafından bile eleştirilerin hedefi oluyordu Bahçeli.
Erken seçimin ertelenmesi gündeme gelince de MHP lideri Sayın Bahçeli, "3 Kasım'da seçim yapılmazsa hükümetten çekiliriz" restini çekiyordu.
Nihayetinde AKP'ye iktidar yolunu açmak uğruna kendi partisini baraj altına bırakan kişi olarak Sayın Bahçeli tarihe geçti.
Yüzde yüz isabetle bir öngörü dile getiren ya da uygulanan küresel senaryoyu biliyor olmanın verdiği fırsatı değerlendiren Çandar'ın yazdıkları gerçek olmuştu.
Ne ilginç bir tesadüftü ki tam da o dönemde
Ortadoğu hızla 2. Körfez Savaşı'na doğru sürükleniyordu.
ABD çok şanslıydı, çünkü Ortadoğu'daki planlarına ters düşmeyi aklından bile geçirmeyecek, Büyük Ortadoğu Projesi'nde görev almak için her şeyi göze alacak bir müttefike Türkiye'de sahip oluyordu.
Aradan 14 yıldan fazla bir zaman geçti.
Ve şimdi tarih, Bahçeli bağlamında bir kez daha, üstelik göz göre göre tekerrür ediyor.
Sayın Bahçeli, Türkiye'yi başkanlık sistemine taşıyacak Anayasa değişikliğini hükümetin Meclis'e getirmesini gerektiğini, söz konusu değişikliğin referanduma gitmesine destek vereceğini açıkladı.
Türkiye'de fiili bir 'başkanlık' olduğunu bunun da hukuksuz bir durum olduğunu söyleyen Bahçeli, "Ya fiili durum düzelsin ya da fiili durum hukuki bir durum kazanarak Türkiye huzur bulsun" diyor.
Demek oluyorki Bahçeli'ye göre 'ülkemize dayatılan fiili başkanlık durumu hukuki bir dayanağa kavuşursa ancak Türkiye huzur bulabilir.'
Merak ediyorum Sayın Bahçeli, bu kararı partisinin yetkili kurullarıyla istişare ederek mi aldı, yoksa Temmuz 2002'deki AKP'yi iktidara taşıyan erken seçim kararında olduğu gibi yine tek başına mı?
Medyanın ağırlıklı çoğunluğu iktidarın uhdesindeyken, maddi olarak da güç dengesi iktidar lehine olduğu ortadayken olası bir referandumda başkanlık sistemine hayır çıkmasının zor olduğu şimdi bile ortadadır.
Sayın Bahçeli'nin 2002'deki çıkışı AKP'ye ön açmıştı.
Korkarım son çıkışıyla da başkanlık sistemine kapı aralamıştır.
Türkiye başkanlık sistemine geçtiği takdirde başkan yardımcısı olarak Sayın Bahçeli'yi görürsem hiç ama hiç şaşırmayacağım.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023