Bast dönemi

Yazının mutfağında bahar misali bir akşam, kimi zaman “kabz” dönemlerinden geçsek de mü’min olduğumuz için ümidimizi yitirmiyoruz. Hayat bazen öyle güzelleşiyor, öyle ballanıyor ki, hamd ve senalar, şükür ve teşekkürlerin ardı sıra geliyor.
Rabbim! Bizlere verdiğin, farkında olduğumuz ya da fark edemediğimiz, bir içim sudan bir güzel tebessüme kadar her bir nimet için sonsuz hamd ve senalar… Kalemim, defterim, radyom ve bu güzel akşam vakti şahidim olsun.
“Şanın hakkı için muhakkak ki size siret-i Muhammediye’de, her nokta-i nazardan pek güzel bir örnek vardır. Allah’a ve ahiret gününe ümit besler olup da Allah’ı çok zikretmekte olan kimseler için, yoksa sadece dünya hayatı ve ziynetini arayanlar ve Allah’ı ve ahreti düşünmeyenler için değil.” (Ahzab, 21).
Allah’ı ve ahiret gününü unuttuğumuzda bu dünyanın kısır döngülerine, doyumsuz sevdalarına, hatta adı konmamış karamsarlıklarına dalmamız, dengemizi kaybetmemiz ve çıkmaz yollara girmemiz işten bile değildir. Bugünlerde çok daha iyi fark ediyorum ki, hakiki mutluluk mutlaka Allah’ı (c.c.) anmak, Resûlullah’ı (s.a.a.) hatırlamak ve ahireti unutmamak ile mümkündür.
Dua etmeyen bir insanoğlu düşünebiliyor musunuz? Onun hali haraptır, farkında değil. İnsan dua etmeyi ihmal ettiğinde sanki üzerine kara bir bulut çöker, dünler pişmanlığı yarınlar çökkünlüğü hatırlatır. İnsan darü’l-hikmet’te olduğunu unutur, bu nedenle zorluklarda hikmetler bulmayı ihmal eder.
“Resul-i Ekrem’i anlamak kamil anlamda zikir ehline mahsustur, bu, zikir yoluyla insanın idrakinin genişlediğine ve zikrin faziletine birer delildir.” (İslam’da Zikir, Prof. Dr. Haydar Baş, s. 85).
Allah’ı en çok zikreden insan tabii ki Resûlullah Efendimiz (s.a.a.) idi. O’nun güzel ahlakını ve gerekliliğini anlayabilmek için her türden zikirle Allah’ı anmakta fayda var. Çünkü zikir bizlerin anlayış kapılarımızı açmakta, idrakimizi güçlendirmektedir.
“Hatasız kul olmaz…” Bizler hatalarımızla varız, ancak, onları düzeltmekle de mükellefiz elimizden geldiğince… Hatalar bizleri özür ve tevbeye yöneltiyorsa, yöneltebiliyorsa doğru yoldayız demektir.
Ne dersiniz?