Bayramı bayram olarak anlamak ve yaşamak

Bayramlar hem manevi hem de maddi birçok ifadeler yüklüdürler. Ramazan bayramından alacağınız yeme içmedeki ikram, serbestlik hazzı, ibadetler ikliminden çıkarken Kadir Gecesi ile affa, mağfirete muhatap olmuş bir kulun sevinci ile birleştiğinde, kuşlar gibi, tabir yerinde ise annenizden doğduğunuz gibi tertemiz bir hale gelmenin huzur ve mutluluğundasınızdır.

En mübarek ayda, eli kârda gönlü yarda olarak yaşamanın ve sonrasında bayrama ulaşmanın duygusu. Öyle ki, çocuklar gibi olur insan, sevgi dolu, huzur dolu, aşk dolu… İşte o zaman yanınızdaki kardeşinizle, ailenizle, sevdiklerinizle sevgiyi, huzuru ve aşkı paylaşmaya çalışırsınız. Sevginin, mutluluğun, aşkın ve nimetlerin paylaşıldığı Ramazan bayramı gününde.

Kurban bayramına ne demeli, o sevince ne demeli? En sevdiğin, en değer verdiğin dünyanın meyvesi evladı, Yüce Mevla'nın rızası için feda edebilme imtihanına. Evet, belki evladı feda etmedik ama feda eden İbrahim (a.s.)'ı düşünüp, onun imtihanını yaşayıp, o mutlu sonu yaşamayı. 

Arafat dağında o vakfe anına muhatap olanları düşünüp, tertemiz olma duygusunu, garantisini yaşamak isteyip, "Ya Rab! Bize de o anı nasip et, bize de yaşat" diye dua ettiğiniz an, bayram değil midir?

Müslümanların hep beraber oluk oluk Arafat'tan, tekbirlerle hamtlar ile zikrederek, inerken izlemek, o kardeşliği bütün dünyada yaşamak, bayramın sevdasını, heyecanını hep beraber yaşamak, bayramın bizlere yaşattıkları değil mi?

Bir de Gadir-i Hum Bayramı var! Kurban bayramından tam sekiz gün sonra. Gadir-i Hum bayramının ümmete hissettirdikleri neler diye sorarsanız?  Ümmetin her türlü ihtilaftan kurtulmasını sağlayan, her türlü dağılmayı önleyecek, birleştirici bir bayram derim kısaca.

Gadir-i Hum Bayramı, Peygamber Efendimiz'den (s.a.a.) sonra kimin Velayet makamına geçeceğini, ümmetin işlerini nasıl birinin yüklenmesi gerektiğinin bildirildiği bir gün.

Gadir-i Hum Bayramı, Hz. Ali'nin (a.s.), Allah (c.c.) emri ile Hz. Peygamber (s.a.a.) Efendimizden sonra İmam tayin edildiğinin bildirildiği gün.

Gadir-i Hum Bayramı, Peygamber Efendimiz'in (s.a.a.) halifesinin açıklandığı, Hz. Ali'nin (a.s.) halife tayin edildiği gün.

Gadir-i Hum Bayramı, Muhammed ümmetinin Veli'sinin, Mevla'sının ilan edildiği Nebevi ilanla "Ben kimin Mevla'sı isem Ali de onun Mevla'sıdır" düsturunun, bütün ümmete, bütün dünyaya ilan edildiği gündür.

Gadir-i Hum Bayramı, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in, İmam Ali'ye gelip "Tebrikler Ey Ebu Talib'in oğlu. Bütün mü'min ve mü'minelerin velisi oldun" dedikleri gündür.

Gadir-i Hum Bayramı öyle bir gündür ki, Peygamber Efendimizin (s.a.a.) Gadir-i Hum hutbesi sonrasında,  Yüce Yaratıcının Müslümanlara; "Bugün size, dininizi kemale erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım ve size din olarak İslâm'ı verip, ondan razı oldum" (Maide suresi 3.) ayetini inzal buyurdukları gün.

Gadir-i Hum Bayramı'nı bizlere öğreten çok kıymetli Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla bu bayramda bir ve beraber olamamanın derin üzüntüsü ile bütün bayramlarımızı yüklemiş oldukları maddi ve manevi ifadelerle yaşamayı Rabbimizden niyaz ediyorum.