Beyrut kentinin adı Akkad'cada 'Burtu' kuyu kaynak kelimesinden geldiği bilinmektedir.(1) Helenistik çağ, Roma ve Bizans dönemlerinde şehrin adı Berytos veya Berytus şeklinde kullanılmıştır.
Fenike şehir devletlerinden biri olan Beyrut, Büyük İskender döneminde bir liman şehri olarak gelişti. Ptolemaios krallığı, Selevkos Krallığı ardından ise Roma hâkimiyetine geçti. Romalılar döneminde Beyrut, hukuk okulu ile ün kazandı.
Bizans döneminde ipek ve cam endüstrisi kentte giderek ön plana çıktı. Hz. Ömer döneminde İslam egemenliğine giren kent, Emeviler döneminde bölgenin, özellikle Şam'ın başlıca iskelesi haline geldi. Kudüs Krallığı ve Memluk egemenliğinde kalan şehir 16. yüzyılda Osmanlı egemenliğine girdi.(2)
19. yüzyılın ortalarında Beyrut'un da içinde bulunduğu Lübnan bölgesi, Fransa ve İngiltere arasındaki nüfuz mücadelesinden dolayı milletlerarası bir mesele haline geldi.
Lübnan'da yaşayan farklı milliyet ve dinlere mensup gruplar, bölgede üstünlük kurmaya çalışan batılı sömürgeci devletler tarafından istismar edildiler. Batılı güçlerin zorlamasıyla 1846'da yerli halk temsilcilerinin de katıldığı yeni bir idarî rejim kuruldu. Ancak bu yeni rejim Batılıların desteklediği karışıklıklar yüzünden başarılı olamadı.
1860'ta Lübnan ve Şam'da meydana gelen Hıristiyan-Dürzi savaşları ile bölgede kanlı iç çatışmalar neticesinde, Batılı devletler olaylara taraf olarak karışmış oldular.
Osmanlı Devleti ile beş büyük devlet (İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve Prusya) arasında 19 Haziran 1861'de imzalanan protokolle, Beyrut'un idaresi Suriye vilayetinden ayrılıp İstanbul'a bağlandı. Böylece Beyrut şehri Lazkiye, Trablus, Akkâ ve Nablus sancaklarını içine alan bağımsız bir vilâyetin merkezi oldu ve bu idarî düzenleme 1888'e kadar devam etti.(3)
Doğu Akdeniz'de yer alan Beyrut, Anadolu'yu Arabistan'a, Akdeniz'i Basra'ya ve İran'a bağlayan yollar üzerindeydi. 1836'da kentte Amerikan ve 1839'da Rus konsoloslukları açılarak, mevcut İngiliz ve Avusturya konsoloslukları arasına katılmıştı.
1880'lerden itibaren Avusturya-Macaristan ve Almanya ticari bloğuyla İtalya, İngiltere'ye rakip olarak ön plana geçtiler.(4)
Beyrut'a başta Fransızlar olmak üzere batılıların yönelmeleri ile 1858 yılında Beyrut'ta Osmanlı Bankası açıldı, ardından bir Fransız kumpanyası tarafından 1859-1863 yılları arasında Şam'a şose yol da inşa edildi.(5)
Osmanlı hinterlandında demiryolu imtiyazlarından istifade etmek isteyen Fransızlar da 1895'te Beyrut-Şam demiryolunu hizmete açarak yük ve yolcu taşımacılığında yeni bir dönem başlattılar.(6)
Beyrut'un Şam ile karayolunun açılmasından sonra Liman inşası gündeme geldi. Beyrutlu Maruni Yusuf Matran Efendi, 1887 tarihinde imzalanan şartname uyarınca ilk başta 60 seneliğine daha sonra 99 yıllığına limanı işletme şartıyla, liman inşaatına başlayıp 1893 yılında limanın açılışını yaptı.(7)
1910 yılında Beyrut'tan Halep'e inşa edilen demiryolu ile kent Halep malları içinde önemli bir liman haline gelmeye başladı. Halep şehri, ticaretini İskenderun limanı ile olan 158 kilometrelik karayolu ile kervanlar aracılığı ile yapmakta iken, Halep'in Beyrut ile 400 kilometrelik demiryolu ile bağlanması ve Beyrut ile olan ulaşımın daha avantajlı hale dönüşmesi nedeniyle Halep, ticaretini Beyrut'a çevirmeye başladı. Nitekim 1909'da Halep'e ulaşan malların %60'ı Beyrut limanı, %40'ı da İskenderun limanı yoluyla geliyordu.(8)
Yüzyılın başında Şam ve Halep'in en önemli ticaret limanı olan Beyrut, günümüzde de Suriye'nin en önemli ticaret ve yaşam kapısıdır. İsrail'in bugün Beyrut'u işgal etme arzunun altında yatan ana sebeplerden biride hiç şüphesiz ki Suriye'nin ticari ve yaşam yollarını kapatıp, ambargolar ile Suriye Devletini güçsüz bırakıp bir sonraki işgal edilecek ülkeyi işgale hazırlama planıdır.
Acaba İsrail, Suriye'yi işgal ettikten sonra, hangi ülkenin sınır kapılarını limanlarını kapatıp, ekonomik ve siyasi hayatını meflûç edip, işgale hazırlayacak?
Kaynaklar:
1. Davut Dursun, "Beyrut", Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, VI. Cilt, ss.81-84.
2. A.g.m. ss.81-84.
3. A.g.m. ss.81-84.
4. Hayriye Bayazıdoğlu, Salnamelere Göre Beyrut(H.1310/M.1893- H.1326/1908), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı( Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2010, s. 126.
5. İlber Ortaylı, "19. Yüzyıl Sonunda Suriye ve Lübnan Üzerinde Bazı Notlar", Osmanlı Araştırmaları Dergisi, IV/4 (1984), s.99
6. Ortaylı, a.g.m. ss.99-100
7. Özlem Yıldız, II. Meşrutiyet'ten I. Dünya Savaşı'na Osmanlı Devleti'nde Deniz Ticareti (1908-1914), Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, ( Dokuz Eylül Üniversitesi Basılmamış Doktora Tezi), İzmir, 2012, s.168.
8. Özlem Yıldız, Osmanlı Devleti'nde Deniz Ticareti(1908-1914), Tarihçi Kitabevi, İstanbul, 2014, s.71.
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024