'Beklenen İmam'ınızla irtibat kurun'
İmam Muhammed Bâkır (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "İbn-i Abbas, birisini İmam Zeynelâbidin (aleyhisselam)'ın yanına göndererek, 'Ey iman edenler! Sabredin, sabrı tavsiye edin ve irtibat kurun' (Âl-i İmrân, 200) ayetini sordurdu. İmam Zeynelâbidin (aleyhisselam) gazaplanarak soruyu sorana şöyle buyurdu: Sana emredenin kendisiyle karşılaşmak isterim. Bu ayet babam ve bizim hakkımızda nazil olmuştur. Bizlere emrolunan sebat ve karşı durmanın vakti daha gelmemiştir. Yakın bir zamanda sebat edip sabrı tavsiye edeneler ve irtibat kuranlar bizim neslimizden geleceklerdir.
Ama ibn-i Abbas'ın sülbünde cehennem ateşi için yaratılmış bir emanet vardır. Yakında bazı kavimleri dalga dalga dinden çıkaracaklar ve Âl-i Muhammed'in evlatlarından olan nesillerin kanıyla yeryüzünü boyayacaklar ve onlar zamanı gelmeden kıyam edenlerin kanıdır. Ve onlar hedeflerine ulaşamayacaklardır. Ama iman edenler sebat edip sabrederler ve birbirlerine sabrı tavsiye ederler ta ki Allah'ın hükmü gelinceye dek. Ve Allah hükmedenlerin en hayırlısıdır."
Büreyd bin Muaviyet-ul İclî der ki:
İmam Muhammed Bâkır (aleyhisselam), "Sabredin ve sabrı tavsiye edin ve irtibat kurun" ayeti hakkında şöyle buyurdu: "Farzları yerine getirirken sabredin ve düşmanlarınıza karşı sabrı tavsiye edin ve (beklenen) İmam'ınızla irtibat kurun."
Câbir der ki:
İmam Muhammed Bâkır (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "Biz Ehl-i Beyt'in Kâimi'nin zuhuru tıpkı Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve âlih) zuhuru gibidir. Ve Kâim'in kıyamından önce biz Ehl-i Beyt'ten ortaya çıkıp kıyam eden, tıpkı yumurtadan vakitsiz çıkıp çocukların oyuncağı olan cüceye benzer."
Alâ bin Siyâbe der ki:
İmam Ebu Abdullah Ca'fer Sâdık (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "İçinizden her kim Hz. Mehdi'nin zuhurunu beklerken ölürse, tıpkı onun çadırındaki şahıs gibidir."
Cabir bin Yezîd der ki:
İmam Muhammed Bâkır (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "Yerler ve gökler sustukça siz de susun -Yani kimseye başkaldırmayın.- Sizin yapmanız gereken gizli bir şey değildir. Bu halktan değil de Allah Azze ve Celle'den gelen bir ayet değil midir? Bu güneşten daha aydınlık bir olay değil midir? Ki hep takvalı olan hem de fâcir olan bunu bilir. Siz sabah nedir bilir misiniz? Doğrusu (zuhur) sabah gibidir ve onda hiç gizlilik yoktur." (Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).
OKAN EGESEL