İstenilen tüketim harcamalarının yakalanması için hem belli miktarda paranın dolaşımda olması, hem de gelir dağılımında belli bir dengenin kurulması gerekir.
Aşağıda da görüldüğü üzere belli bir gelir düzeyine kadar bireyler elde ettikleri gelirleri harcarlar, çünkü normal geçim noktasının altında gelirleri vardır. Bu noktadan sonra ise artık hane halkları elde ettikleri gelirin bir kısmını tasarruf etmeye başlarlar. Bu nokta tasarruf noktası ya da normal yaşam noktası olarak da ifade edilebilir. Bu noktadan sonra gelirin marjinal tüketim eğilimi azalacaktır.Eğer belli bir dönem içerisinde kullanılabilir milli gelir artmışsa bu artışın aynı oranda tüketimi arttıracağını söylemek her zaman mümkün değildir. Eğer bu toplam gelir artışı yüksek gelir grubundan kaynaklanıyorsa, gelir artışı az bir miktar tüketimde artışa sebep olacaktır. Eğer gelir artışı gelir dağılımında dengesizliği giderecek şekilde oluyorsa bu sefer toplam gelirdeki artış toplam tüketimi aynı paralellikte artıracaktır. Bu sebeple eksik olan talebi gidermek için yapılacak uygulama düşük gelir grubunun gelir seviyesini yükseltecek şekilde olmalıdır. Milli Ekonomi Modeli'nde bu, sosyal devlet projesi ile sağlanmakta ve ihtiyaç duyulan talep, dar gelirlinin bütçesine katkı yapılarak sağlanmaktadır.
Tüketimin iki boyutu vardırTüketimi iki kısımda ele almak mümkündür. Bunlardan birincisi hane halklarının tüketimi, diğeri de yatırım harcamalarıdır. Bunların toplamı belli bir dönem içerisinde yapılan tüketim harcamalarını bize gösterecektir. Burada görüşlerimizi ifade ederken daha anlaşılır olması bakımından kamu harcamalarını ve dış ticareti değerlendirmeye almıyoruz. Ağırlıklı olarak bu analizimizde hane halklarının tüketim harcamaları üzerinde duruyoruz. Hane halklarının tüketimi üzerine yapılan analizler hep hane halklarının sahip oldukları kullanılabilir gelirleri ne şekilde değerlendirdikleri üzerinde durmuştur. Oysa sahip olunan gelirin ne şekilde kullanıldığı sorusundan daha önemli olan soru şudur; normal bir hayat standardı için hane halklarının ihtiyaç duyduğu gelirleri ne olmalıdır?Tüketim analizi yaparken kaba hatları ile hane halklarını gelir seviyelerine göre ikiye ayırmak lazım. Belli bir gelir seviyesinin altında olan hane halkları elde ettikleri geliri tasarruf etmeden harcamayı tercih edeceklerdir. Dolayısı ile tasarrufun başladığı gelir seviyesinden yukarıda olanlar ile aşağısında olanların davranışları birbirinden daha farklıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Batima Mukaşeva / KazakistanMEM'den istifade edilmeliProf. Dr. Haydar Baş'ın bu kitabı onun milli ekonominin gelişmesi açısından yüksek sorumluluk hisseden bir vatandaş olduğunu gösteriyor. Bu kitap bize artık aşina olan sorunlara başka türlü bakma imkanı sağlıyor. Küreselleşme sorunu çok geniş sorundur. Onu bahar taşkınlığında önündeki her şeyi silip götüren bir nehre benzetmek mümkün. Sonuçlarının da ne olacağını kimse tahmin edemiyor. Bilirsiniz ki neo-liberalizmin Venger, Soros ve Stanislav John gibi önde gelen temsilcileri neoliberalizmi ilk sırada tutarak küreselleşme propagandasını yapmaktadırlar. Bu neoliberal küreselleşme akımları da uluslararası ekonomik kuruluşlara para kaynağı sağlayan dünyayı yöneten ülkelerin konumlarıyla sıkı-sıkıya bağlıdır. Milli Ekonomi Modeli kitabında önemle ifade edilen küreselleşme sorunu soğuk savaş dönemi sonrasında ABD vesair ülkelerin ekonomik büyümesiyle oluşmuş bir sorundur. Bu sorun her geçen gün katlanarak büyümüş ve ülkeleri her türlü sömürüye ve tehdide açık hale getirmiştir. Zamanımızdaki tehdit ve tehlikelere karşı milli güvenliğin yükseltilmesi, vesair ülkelerle işbirliğinin eşit şartlarda gerçekleşmesinin sağlanması ve bu anlayış içerisinde Milli Ekonomi Modelinden de ciddi şekilde istifade edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Aşağıda da görüldüğü üzere belli bir gelir düzeyine kadar bireyler elde ettikleri gelirleri harcarlar, çünkü normal geçim noktasının altında gelirleri vardır. Bu noktadan sonra ise artık hane halkları elde ettikleri gelirin bir kısmını tasarruf etmeye başlarlar. Bu nokta tasarruf noktası ya da normal yaşam noktası olarak da ifade edilebilir. Bu noktadan sonra gelirin marjinal tüketim eğilimi azalacaktır.Eğer belli bir dönem içerisinde kullanılabilir milli gelir artmışsa bu artışın aynı oranda tüketimi arttıracağını söylemek her zaman mümkün değildir. Eğer bu toplam gelir artışı yüksek gelir grubundan kaynaklanıyorsa, gelir artışı az bir miktar tüketimde artışa sebep olacaktır. Eğer gelir artışı gelir dağılımında dengesizliği giderecek şekilde oluyorsa bu sefer toplam gelirdeki artış toplam tüketimi aynı paralellikte artıracaktır. Bu sebeple eksik olan talebi gidermek için yapılacak uygulama düşük gelir grubunun gelir seviyesini yükseltecek şekilde olmalıdır. Milli Ekonomi Modeli'nde bu, sosyal devlet projesi ile sağlanmakta ve ihtiyaç duyulan talep, dar gelirlinin bütçesine katkı yapılarak sağlanmaktadır.
Tüketimin iki boyutu vardırTüketimi iki kısımda ele almak mümkündür. Bunlardan birincisi hane halklarının tüketimi, diğeri de yatırım harcamalarıdır. Bunların toplamı belli bir dönem içerisinde yapılan tüketim harcamalarını bize gösterecektir. Burada görüşlerimizi ifade ederken daha anlaşılır olması bakımından kamu harcamalarını ve dış ticareti değerlendirmeye almıyoruz. Ağırlıklı olarak bu analizimizde hane halklarının tüketim harcamaları üzerinde duruyoruz. Hane halklarının tüketimi üzerine yapılan analizler hep hane halklarının sahip oldukları kullanılabilir gelirleri ne şekilde değerlendirdikleri üzerinde durmuştur. Oysa sahip olunan gelirin ne şekilde kullanıldığı sorusundan daha önemli olan soru şudur; normal bir hayat standardı için hane halklarının ihtiyaç duyduğu gelirleri ne olmalıdır?Tüketim analizi yaparken kaba hatları ile hane halklarını gelir seviyelerine göre ikiye ayırmak lazım. Belli bir gelir seviyesinin altında olan hane halkları elde ettikleri geliri tasarruf etmeden harcamayı tercih edeceklerdir. Dolayısı ile tasarrufun başladığı gelir seviyesinden yukarıda olanlar ile aşağısında olanların davranışları birbirinden daha farklıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Batima Mukaşeva / KazakistanMEM'den istifade edilmeliProf. Dr. Haydar Baş'ın bu kitabı onun milli ekonominin gelişmesi açısından yüksek sorumluluk hisseden bir vatandaş olduğunu gösteriyor. Bu kitap bize artık aşina olan sorunlara başka türlü bakma imkanı sağlıyor. Küreselleşme sorunu çok geniş sorundur. Onu bahar taşkınlığında önündeki her şeyi silip götüren bir nehre benzetmek mümkün. Sonuçlarının da ne olacağını kimse tahmin edemiyor. Bilirsiniz ki neo-liberalizmin Venger, Soros ve Stanislav John gibi önde gelen temsilcileri neoliberalizmi ilk sırada tutarak küreselleşme propagandasını yapmaktadırlar. Bu neoliberal küreselleşme akımları da uluslararası ekonomik kuruluşlara para kaynağı sağlayan dünyayı yöneten ülkelerin konumlarıyla sıkı-sıkıya bağlıdır. Milli Ekonomi Modeli kitabında önemle ifade edilen küreselleşme sorunu soğuk savaş dönemi sonrasında ABD vesair ülkelerin ekonomik büyümesiyle oluşmuş bir sorundur. Bu sorun her geçen gün katlanarak büyümüş ve ülkeleri her türlü sömürüye ve tehdide açık hale getirmiştir. Zamanımızdaki tehdit ve tehlikelere karşı milli güvenliğin yükseltilmesi, vesair ülkelerle işbirliğinin eşit şartlarda gerçekleşmesinin sağlanması ve bu anlayış içerisinde Milli Ekonomi Modelinden de ciddi şekilde istifade edilmesi gerektiğini düşünüyorum.