Sevgiyle başlayan beraberliklerin ancak sevgi ve saygı ile devam etmesi gereklidir. İçinde saygı barındırmayan ilişkilerde yıpranır insanlar. Bu nedenle herkesle aramıza bir “saygı mesafesi” bırakmamızda fayda var.
“Biz bu Kur’an’ı bir dağa indirmiş olsaydık…” diye başlayan ayet-i kerimeyi hatırlar mısınız? İnsanın hem Rabbine, hem kendisine ve hem de diğer insanlara karşı sorumlulukları, görevleri ve onlardan bekleyeceği hakları var. İnsan bunları iyi bir şekilde dengeleyebilmeli. Görevlerinin, sorumluluklarının, haklarının sınırlarını öğrenmelidir.
Hayat hepimizi bir şekilde yoruyor, hastalık, geçim derdi ve başkaları ömrümüzü törpülüyor sanki, lakin bizler törpülenmeden cilalanmadan hakiki insan olamıyoruz. Bunun tescillenmiş bir hakikat olduğu söylenebilir. İnsanlık tarihi boyunca en zor sıkıntıları çekenler peygamberler ve varisleri olmuştur. Allah’ın selamı, rahmeti onların üzerine olsun. Gönüllerde yaşayanlar da onlardır, isimleri anılan hatırlanan, selamlarla, salatlarla anılanlar, övülenler, yüceltilenler de onlardır.
Yine cuşa gelmişim ve böyle bir başlık atıvermişim, şimdi o başlığın düşündürdüklerini yazmaya gayret ediyorum. Kimi zaman sırtımıza bir dünyayı yüklüyoruz, kimi zamansa kelebekler gibi hafifliyoruz. Önemli olan dünya sırtımızda iken bir gün kelebekleşebileceğimizi hatırlayabilmektir. Ayrıca ümit etmektir, kısır döngülerimizden kurtulmaktır. Bunlar da kolay değildir, profesyonel yardım almak ve hatta medikal çözümleri de dışlamamak gerektiğine inanıyoruz. Her derdin bir devası olmalı.
Her derdin devası dedim de aklıma geldi, tüm dünya ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için bir reçete arıyordu o reçete bir Türk tarafından keşfedildi ve yazıldı. Allah (c.c.) o güzel insana bu güzelliği adeta lutfetti. Görmemezlikten gelenler, ufku yeterince geniş olmayanlar reçeteyi ve sahibini de gerektiği gibi saymıyorlar. Artık buna gaflet mi denir, hased mi denir bilemiyoruz. Ancak bu güzel insana sırt çevirenler, görmezden gelenler çok şey kaybediyorlar, bizler de O’nu hakkıyla anlatamıyoruz belki. Allah inancımızı kuvvetlendirsin ve lisanımızı açsın inşallah. Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e “Gazanız ve seyahatiniz mübarek olsun” diyoruz ve tebrik ediyoruz.
“Biz bu Kur’an’ı bir dağa indirmiş olsaydık…” diye başlayan ayet-i kerimeyi hatırlar mısınız? İnsanın hem Rabbine, hem kendisine ve hem de diğer insanlara karşı sorumlulukları, görevleri ve onlardan bekleyeceği hakları var. İnsan bunları iyi bir şekilde dengeleyebilmeli. Görevlerinin, sorumluluklarının, haklarının sınırlarını öğrenmelidir.
Hayat hepimizi bir şekilde yoruyor, hastalık, geçim derdi ve başkaları ömrümüzü törpülüyor sanki, lakin bizler törpülenmeden cilalanmadan hakiki insan olamıyoruz. Bunun tescillenmiş bir hakikat olduğu söylenebilir. İnsanlık tarihi boyunca en zor sıkıntıları çekenler peygamberler ve varisleri olmuştur. Allah’ın selamı, rahmeti onların üzerine olsun. Gönüllerde yaşayanlar da onlardır, isimleri anılan hatırlanan, selamlarla, salatlarla anılanlar, övülenler, yüceltilenler de onlardır.
Yine cuşa gelmişim ve böyle bir başlık atıvermişim, şimdi o başlığın düşündürdüklerini yazmaya gayret ediyorum. Kimi zaman sırtımıza bir dünyayı yüklüyoruz, kimi zamansa kelebekler gibi hafifliyoruz. Önemli olan dünya sırtımızda iken bir gün kelebekleşebileceğimizi hatırlayabilmektir. Ayrıca ümit etmektir, kısır döngülerimizden kurtulmaktır. Bunlar da kolay değildir, profesyonel yardım almak ve hatta medikal çözümleri de dışlamamak gerektiğine inanıyoruz. Her derdin bir devası olmalı.
Her derdin devası dedim de aklıma geldi, tüm dünya ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için bir reçete arıyordu o reçete bir Türk tarafından keşfedildi ve yazıldı. Allah (c.c.) o güzel insana bu güzelliği adeta lutfetti. Görmemezlikten gelenler, ufku yeterince geniş olmayanlar reçeteyi ve sahibini de gerektiği gibi saymıyorlar. Artık buna gaflet mi denir, hased mi denir bilemiyoruz. Ancak bu güzel insana sırt çevirenler, görmezden gelenler çok şey kaybediyorlar, bizler de O’nu hakkıyla anlatamıyoruz belki. Allah inancımızı kuvvetlendirsin ve lisanımızı açsın inşallah. Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e “Gazanız ve seyahatiniz mübarek olsun” diyoruz ve tebrik ediyoruz.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022