‘Ben, gelecekte dini küçümsemenizden korkuyorum’
Hz. Ali’den (a.s.), o da Resul-i Ekrem’den (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir
27.02.2024 08:48:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.), o da Resul-i Ekrem'den (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Ben, gelecekte dini küçümsemenizden, hüküm hakkında rüşvet almanızdan (veya kadılık makamını alıp-satmanızdan), sıla-i rahim (akrabalara iyilik ve ihsan) yapmamanızdan, Kur'an okumak yerine saz ve müziğe yöneleceğinizden ve din hususunda sizden üstün olmayan kimseleri kendinize imam ve rehber yapmanızdan korkuyorum."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.), Resulullah'ın (s.a.v.) kendisine şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ya Ali! Tuz ye; çünkü tuz yetmiş derde şifadır; o dertlerin (hastalıkların) en küçüğü cüzam, abraş ve deliliktir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resûlullah'a (s.a.v.) karpuz (veya kavun) ve hurma getirdiler. Onlardan yiyip şöyle buyurdular: Bunların her ikisi de güzeldir. (Hurmanın tabiatı sıcak, karpuzunki ise soğuktur)."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "O (İmam Hasan), yedinci günü Hasan olarak adlandırıldı ve Hasan isminden Hüseyin türedi." Sözünün devamında buyurdular: "O ikisi arasında ancak bir hamilelik süresi geçmiştir (fazla değil)."
Aynı senetle Ali b. Hüseyin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Peygamber (s.a.v.), İmam Hasan (a.s.) doğduğu gün kulağına namaz ezanı okudu."
Aynı senetle Câfer b. Muhammed (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Babam esansını istedi, ondan baş ve yüzüne (biraz) sürdü.
'Kullandığın esans nedir?' diye sordum. 'Menekşedir' buyurdular. 'Menekşenin üstünlüğü (fazileti) nedir?' dedim. Buyurdular ki: Babam ceddim Hüseyin'den, o da babası Ali'den (a.s.), o da Resûlullah'tan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Menekşenin diğer esanslara üstünlüğü, İslam'ın diğer dinlere üstünlüğü gibidir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Allah'a isyan ederek kullara itaat eden kimsenin dini yoktur; itaat etmek için Rabbine isyan edense dinsizdir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Narı zarıyla birlikte yiyiniz; çünkü o midenin temizleyicisidir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Bir gün Allah Resulü (s.a.v.), Ali'nin (a.s.) yanına geldiğinde onun ateşinin yüksek olduğunu gördü ve ona iğde yemesini emretti."
Aynı senetle Hüseyin b. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "İki kişi, aralarındaki problemi çözmesi için Ali'nin (a.s.) yanına geldiler. Birisi bir diğerine başı ve derisinin kendisine ait olması şartıyla bir deve satmış.
Alıcı da deveyi kesmeye karar vermiş. (Ama karşı taraf buna muhalefet ediyormuş).
İmam (a.s.) buyurdular ki: Satıcı sadece baş ve deri miktarınca o deveye ortaktır. (Yani müşterinin deveyi kesmesini engelleyemez)."
Yine aynı senetle İmam Rıza (a.s.) şöyle naklediyor: İmam Hüseyin (a.s.) bir gün istirahat mahalline giderken bir ekmek parçasının yere düşmüş olduğunu gördü.
O ekmeği hizmetçisine emanet ederek şöyle dedi: 'Ben dışarı çıktığımda bu ekmeği bana hatırlat.'
Hizmetçisi ekmek parçasını yedi. İmam (a.s.) oradan çıktığında, 'Sana verdiğim ekmek parçası nerede?' diye sordu. Hizmetçi, 'Ey benim mevlam! Onu yedim' dedi. Bunun üzerine İmam (a.s.), 'Ben seni Allah rızası için serbest bırakıyorum' diye cevap verdi.
Bu olayı gören başka birisi İmam'a (a.s.) dönerek, 'Onu özgürlüğüne mi kavuşturdun?' diye sordu. İmam (a.s.), 'Evet, ben ceddim Resûlullah'tan (s.a.v.) duydum ki şöyle buyuruyordu:
Kim yere düşmüş bir ekmek parçasını alır ve onu eliyle temizleyerek veya yıkayarak yerse, o ekmek parçası henüz onun boğazından geçmeden Allah-u Teala onu cehennem ateşinden kurtarır.' (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
"Ben, gelecekte dini küçümsemenizden, hüküm hakkında rüşvet almanızdan (veya kadılık makamını alıp-satmanızdan), sıla-i rahim (akrabalara iyilik ve ihsan) yapmamanızdan, Kur'an okumak yerine saz ve müziğe yöneleceğinizden ve din hususunda sizden üstün olmayan kimseleri kendinize imam ve rehber yapmanızdan korkuyorum."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.), Resulullah'ın (s.a.v.) kendisine şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ya Ali! Tuz ye; çünkü tuz yetmiş derde şifadır; o dertlerin (hastalıkların) en küçüğü cüzam, abraş ve deliliktir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resûlullah'a (s.a.v.) karpuz (veya kavun) ve hurma getirdiler. Onlardan yiyip şöyle buyurdular: Bunların her ikisi de güzeldir. (Hurmanın tabiatı sıcak, karpuzunki ise soğuktur)."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "O (İmam Hasan), yedinci günü Hasan olarak adlandırıldı ve Hasan isminden Hüseyin türedi." Sözünün devamında buyurdular: "O ikisi arasında ancak bir hamilelik süresi geçmiştir (fazla değil)."
Aynı senetle Ali b. Hüseyin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Peygamber (s.a.v.), İmam Hasan (a.s.) doğduğu gün kulağına namaz ezanı okudu."
Aynı senetle Câfer b. Muhammed (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Babam esansını istedi, ondan baş ve yüzüne (biraz) sürdü.
'Kullandığın esans nedir?' diye sordum. 'Menekşedir' buyurdular. 'Menekşenin üstünlüğü (fazileti) nedir?' dedim. Buyurdular ki: Babam ceddim Hüseyin'den, o da babası Ali'den (a.s.), o da Resûlullah'tan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Menekşenin diğer esanslara üstünlüğü, İslam'ın diğer dinlere üstünlüğü gibidir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Allah'a isyan ederek kullara itaat eden kimsenin dini yoktur; itaat etmek için Rabbine isyan edense dinsizdir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Narı zarıyla birlikte yiyiniz; çünkü o midenin temizleyicisidir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Bir gün Allah Resulü (s.a.v.), Ali'nin (a.s.) yanına geldiğinde onun ateşinin yüksek olduğunu gördü ve ona iğde yemesini emretti."
Aynı senetle Hüseyin b. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "İki kişi, aralarındaki problemi çözmesi için Ali'nin (a.s.) yanına geldiler. Birisi bir diğerine başı ve derisinin kendisine ait olması şartıyla bir deve satmış.
Alıcı da deveyi kesmeye karar vermiş. (Ama karşı taraf buna muhalefet ediyormuş).
İmam (a.s.) buyurdular ki: Satıcı sadece baş ve deri miktarınca o deveye ortaktır. (Yani müşterinin deveyi kesmesini engelleyemez)."
Yine aynı senetle İmam Rıza (a.s.) şöyle naklediyor: İmam Hüseyin (a.s.) bir gün istirahat mahalline giderken bir ekmek parçasının yere düşmüş olduğunu gördü.
O ekmeği hizmetçisine emanet ederek şöyle dedi: 'Ben dışarı çıktığımda bu ekmeği bana hatırlat.'
Hizmetçisi ekmek parçasını yedi. İmam (a.s.) oradan çıktığında, 'Sana verdiğim ekmek parçası nerede?' diye sordu. Hizmetçi, 'Ey benim mevlam! Onu yedim' dedi. Bunun üzerine İmam (a.s.), 'Ben seni Allah rızası için serbest bırakıyorum' diye cevap verdi.
Bu olayı gören başka birisi İmam'a (a.s.) dönerek, 'Onu özgürlüğüne mi kavuşturdun?' diye sordu. İmam (a.s.), 'Evet, ben ceddim Resûlullah'tan (s.a.v.) duydum ki şöyle buyuruyordu:
Kim yere düşmüş bir ekmek parçasını alır ve onu eliyle temizleyerek veya yıkayarak yerse, o ekmek parçası henüz onun boğazından geçmeden Allah-u Teala onu cehennem ateşinden kurtarır.' (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)