Dolandırıcılar günümüzde akla hayale gelmez yöntemler uygulamaya başladılar.
En büyük güvenceleri de adaletin yavaş işlemesi… Eğer siz şikayetçi olmuyorsanız, -hoş şikayetçi olsanız da- bunca suçun arasında masumane kalan nitelikli dolandırıcılığın kurbanı olmaktan kurtulamıyorsunuz.
Şimdi ünlü markalar üzerinden dolandırıcılık başladı.
Mesela çok ünlü bir su arıtma firmasının adını kullanarak filtre değişimi, suyun tadının zenginleştirilmesi, klima temizliği, kalorifer peteği temizliği gibi yetkisiz bir çok servis -zamanı gelmemiş olmasına rağmen- faturasız fişsiz işleri tam bir korsan anlayışı ile yürütüyorlar.
Ünlü firmalara müracaat ettiğinizde de aldığınız cevap klasik: "Hukuk servisimiz ilgileniyor"
İlgileniyor da ne yapıyor? Bu firma veya kişiler bu işleri yaptıkları için çok uzun süren bir hukuk sürecine tabii olduklarını biliyorlar. Bunun için kendilerini ve taklit firmalarını aslanlar gibi savunuyorlar. Hatta yüzsüzlüğü öylesine ele almışlar ki, "Biz asıl firmadan çok daha kaliteli iş yapıyoruz" demekten geri kalmıyorlar.
Bir yanda istediği hizmeti, asıl firmadan alamamış kandırılmış müşteri; öte yanda kendilerini taklit eden kişi veya firmaları yargı kararı çıkmadan bir şey yapamayan asıl firma, müşterinin güvenini yitirmiş olarak yaşamaya çalışıyorlar.
Banka dolandırıcılığından sonra şimdi de taklit firma dolandırıcılığı had safhada…
Güven öyle bir şeydir ki, para ile satın alamazsınız. Zamanla oluşur. Hele firmanın ürünlerini kullandıkça itimadınız artar, tavsiye yelpazeniz çoğalır. Konu yiyecek içecek ürünleri olunca sıkıntı daha da büyür. Kaplaması dökülen tava tencereler, suyu süzmeyen filtreler, Kanserojen saklama ve ısıtma kapları gibi bir sürü üründen bahsetmek mümkün. İyi de, devlet bunları kontrol etmiyor mu? Diplomanın korsanı çıktıktan sonra garanti belgelerinin gerçekliğine kim inanır?
Dolandırıcıların ağa babası zamanında "Sülün Osman"dı.
Köyden gelen ağalara galata köprüsünü pazarlamakla ünlüydü.
Yeni kuşak pek bilmez tabii Sülün Osman'ın maceralarını…
Düşünüyorum da, şimdiki dolandırıcılar Sülün Osmana bile beş basıyor. O hiç olmaz ise görünen eserleri satıyordu. Galata Kulesi, Galata Köprüsü, İzmir Saat Kulesi vs. gibi…
Şimdikiler yapay zeka ile Cumhurbaşkanının bile ses taklidini yapıp Borsa'dan hisse satmaya, hem de TPAO gibi ünlü firmaların arkasına sığınarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Aylardır devam eden bu reklamlar internet ortamından nasıl kaldırılamaz? Nasıl sürüp gider aklım sırrım ermiyor…
İnsanların sadece sağlığı ile değil, elindeki üç beş kuruş ile kumar oynamak; kandırıp zenginlik hayalleri kurdurmak bizim genlerimizde olan bir şey değil. Adı çıkmış bazı ülkelerde olmadık kepazelikler ile karşılaştık ama bizdekiler arşı alayı geçti.
Bence bu işler için ayrı bir bakanlık kurmak lazım. Öyle ya, mevcutlar başa çıkamıyor ise bir eksik bir fazla fark etmediğine göre dolandırıcılık ve sahtekarlığı önleme bakanlığı kurmak lazım.
Yediğimizden, içtiğimizden emin değiliz.
Giydiğimiz her şeyi aldığımızda yıkamadan giymeyin diyorlar.
İyi de takım elbiseyi, şapkayı ayakkabıyı nasıl yıkayacağız?
Bilen varsa beri gelsin…
Bakalım daha neler göreceğiz?
En büyük güvenceleri de adaletin yavaş işlemesi… Eğer siz şikayetçi olmuyorsanız, -hoş şikayetçi olsanız da- bunca suçun arasında masumane kalan nitelikli dolandırıcılığın kurbanı olmaktan kurtulamıyorsunuz.
Şimdi ünlü markalar üzerinden dolandırıcılık başladı.
Mesela çok ünlü bir su arıtma firmasının adını kullanarak filtre değişimi, suyun tadının zenginleştirilmesi, klima temizliği, kalorifer peteği temizliği gibi yetkisiz bir çok servis -zamanı gelmemiş olmasına rağmen- faturasız fişsiz işleri tam bir korsan anlayışı ile yürütüyorlar.
Ünlü firmalara müracaat ettiğinizde de aldığınız cevap klasik: "Hukuk servisimiz ilgileniyor"
İlgileniyor da ne yapıyor? Bu firma veya kişiler bu işleri yaptıkları için çok uzun süren bir hukuk sürecine tabii olduklarını biliyorlar. Bunun için kendilerini ve taklit firmalarını aslanlar gibi savunuyorlar. Hatta yüzsüzlüğü öylesine ele almışlar ki, "Biz asıl firmadan çok daha kaliteli iş yapıyoruz" demekten geri kalmıyorlar.
Bir yanda istediği hizmeti, asıl firmadan alamamış kandırılmış müşteri; öte yanda kendilerini taklit eden kişi veya firmaları yargı kararı çıkmadan bir şey yapamayan asıl firma, müşterinin güvenini yitirmiş olarak yaşamaya çalışıyorlar.
Banka dolandırıcılığından sonra şimdi de taklit firma dolandırıcılığı had safhada…
Güven öyle bir şeydir ki, para ile satın alamazsınız. Zamanla oluşur. Hele firmanın ürünlerini kullandıkça itimadınız artar, tavsiye yelpazeniz çoğalır. Konu yiyecek içecek ürünleri olunca sıkıntı daha da büyür. Kaplaması dökülen tava tencereler, suyu süzmeyen filtreler, Kanserojen saklama ve ısıtma kapları gibi bir sürü üründen bahsetmek mümkün. İyi de, devlet bunları kontrol etmiyor mu? Diplomanın korsanı çıktıktan sonra garanti belgelerinin gerçekliğine kim inanır?
Dolandırıcıların ağa babası zamanında "Sülün Osman"dı.
Köyden gelen ağalara galata köprüsünü pazarlamakla ünlüydü.
Yeni kuşak pek bilmez tabii Sülün Osman'ın maceralarını…
Düşünüyorum da, şimdiki dolandırıcılar Sülün Osmana bile beş basıyor. O hiç olmaz ise görünen eserleri satıyordu. Galata Kulesi, Galata Köprüsü, İzmir Saat Kulesi vs. gibi…
Şimdikiler yapay zeka ile Cumhurbaşkanının bile ses taklidini yapıp Borsa'dan hisse satmaya, hem de TPAO gibi ünlü firmaların arkasına sığınarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Aylardır devam eden bu reklamlar internet ortamından nasıl kaldırılamaz? Nasıl sürüp gider aklım sırrım ermiyor…
İnsanların sadece sağlığı ile değil, elindeki üç beş kuruş ile kumar oynamak; kandırıp zenginlik hayalleri kurdurmak bizim genlerimizde olan bir şey değil. Adı çıkmış bazı ülkelerde olmadık kepazelikler ile karşılaştık ama bizdekiler arşı alayı geçti.
Bence bu işler için ayrı bir bakanlık kurmak lazım. Öyle ya, mevcutlar başa çıkamıyor ise bir eksik bir fazla fark etmediğine göre dolandırıcılık ve sahtekarlığı önleme bakanlığı kurmak lazım.
Yediğimizden, içtiğimizden emin değiliz.
Giydiğimiz her şeyi aldığımızda yıkamadan giymeyin diyorlar.
İyi de takım elbiseyi, şapkayı ayakkabıyı nasıl yıkayacağız?
Bilen varsa beri gelsin…
Bakalım daha neler göreceğiz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Taner Tümerdirim / diğer yazıları
- Dolandırıcılık… / 25.12.2025
- İstikrarlı büyüme / 21.12.2025
- Geçmişin gözyaşları / 20.12.2025
- PAPA l. EFTİM ERENEROL / 01.12.2025
- Para mı sağlık mı? / 05.11.2025
- Melamet hırkası… / 16.10.2025
- Geleceği savunmak… / 12.10.2025
- Çaresizlik… / 06.10.2025
- Düzen ve düzensizlik… / 27.09.2025
- Şehitliklerimiz… / 19.09.2025
- İstikrarlı büyüme / 21.12.2025
- Geçmişin gözyaşları / 20.12.2025
- PAPA l. EFTİM ERENEROL / 01.12.2025
- Para mı sağlık mı? / 05.11.2025
- Melamet hırkası… / 16.10.2025
- Geleceği savunmak… / 12.10.2025
- Çaresizlik… / 06.10.2025
- Düzen ve düzensizlik… / 27.09.2025
- Şehitliklerimiz… / 19.09.2025





























































































