‘Ben sizinle savaşanla savaşırım’
Ahmed b. Hanbel gibi bazı ünlü muhaddisler Ebu Hureyre’den nakletmişlerdir ki, Peygamber-i Ekrem (s.a.v) Hz. Ali, Hasan, Hüseyin ve Fâtıma’ya bakarak şöyle buyurmuştur: “Ben sizinle savaşan kimselerle savaşır ve sizinle barışan kimselerle de barışırım”
01.09.2023 10:30:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Hz. Zehra biraz rahatsızlanınca Hz. peygamber (s.a.v) kızını ziyaret etti, ona "kızım nasılsın?" diye buyurdu. Hz. Fâtıma, "Hastayım, yiyecek hiçbir şeyimizin olmayışı beni daha fazla rahatsız ediyor" dedi. Resûlullah (s.a.v.), "Dünya kadınlarının en üstünü olmak istemez misin?" diye buyurdu. Hz. Fâtıma, "Babacığım acaba bu makam Meryem binti İmran'a mahsus değil midir?" diye sordu. Resûlullah (s.a.v.), "O kendi zamanındaki kadınların en üstünüydü. Bu asırda ise dünya kadınlarının en üstünü sensin. Allah'a and olsun seni öyle biriyle evlendirdim ki, hem dünyada ve hem de ahirette büyüktür." Bu hadisi, rivayet hafızları ve rivayetleri senetleriyle birlikte kaydeden kimseler (Abdulbir, İstiab kitabında ve diğerleri) nakletmişlerdir. İbn-i Ebi Asım, Hz. Ali'den Hz. Peygamber'in (s.a.v) Hz. Fâtıma'ya şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Allah senin gazabın için gazaplanır ve rızan için de razı olur." Taberani ve diğerleri de bu hadisi hasen senediyle nakletmişlerdir.
Bu hadis Hz. Fâtıma'nın (a.s) masumiyetine ve fazilette üstünlüğüne delalet etmektedir.Ahmed b. Hanbel gibi bazı ünlü muhaddisler Ebu Hureyre'den nakletmişlerdir ki, Peygamber-i Ekrem (s.a.v) Hz. Ali, Hasan, Hüseyin ve Fâtıma'ya bakarak şöyle buyurmuştur: "Ben sizinle savaşan kimselerle savaşır ve sizinle barışan kimselerle de barışırım."
Tirmizi, Zeyd b. Erkam tarikiyle bu hadisi nakletmektedir.
Bu hadis de önceki iki hadis gibi Hz. Fâtıma'nın ismet makamına delalet etmektedir. Şu farkla ki bu hadis Ehl-i Beyt ile savaşan kimselerin küfür üzere olduğunu da beyan etmektedir. Muhaddislerden birçoğu Abdurrahman Ezrak'tan Emire'l-Mü'minîn Ali (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Bir gün yatmış idim ki aniden Resûlullah odama girdi. Bu esnada oğlum Hasan ya Hüseyin susadığını söylüyor ve su istiyorlardı. Resûlullah çoktan beri sütü azalan (veya kurumuş) bir koyunu sağdı. Diğer oğlum Ha- san Resûlullah'ın yanına gitti. Resûlullah onu tutup bir köşeye oturttu. Fâtıma bu durumu görünce, 'Babacığım sen Hüseyin'i daha çok mu seviyorsun? Ona süt verdin ama Hasan'a vermedin' diye sordu. Peygamber şöyle cevap verdi: 'Hüseyin daha önce susadığını söyledi ve ben de önce onun susuzluğunu giderdim.' Daha sonra ise, 'Ben, sen, bu çocuklar ve orada yatan (Ali) kıyamette bir yerde olacağız' buyurdu." Bu makam ve mevkie nail olan bu büyük insanlara salat u selam olsun. Tüm geçmişler ve gelecekler bu yüce makam karşısında saygı ile eğilmeli, ihtiram göstermelidir. Bu, Allah'ın istediği kimselere verdiği bir fazlı ve ihsanıdır. Şüphesiz ki Allah büyük ihsan sahibidir.
Bu hadis Hz. Fâtıma'nın (a.s) masumiyetine ve fazilette üstünlüğüne delalet etmektedir.Ahmed b. Hanbel gibi bazı ünlü muhaddisler Ebu Hureyre'den nakletmişlerdir ki, Peygamber-i Ekrem (s.a.v) Hz. Ali, Hasan, Hüseyin ve Fâtıma'ya bakarak şöyle buyurmuştur: "Ben sizinle savaşan kimselerle savaşır ve sizinle barışan kimselerle de barışırım."
Tirmizi, Zeyd b. Erkam tarikiyle bu hadisi nakletmektedir.
Bu hadis de önceki iki hadis gibi Hz. Fâtıma'nın ismet makamına delalet etmektedir. Şu farkla ki bu hadis Ehl-i Beyt ile savaşan kimselerin küfür üzere olduğunu da beyan etmektedir. Muhaddislerden birçoğu Abdurrahman Ezrak'tan Emire'l-Mü'minîn Ali (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Bir gün yatmış idim ki aniden Resûlullah odama girdi. Bu esnada oğlum Hasan ya Hüseyin susadığını söylüyor ve su istiyorlardı. Resûlullah çoktan beri sütü azalan (veya kurumuş) bir koyunu sağdı. Diğer oğlum Ha- san Resûlullah'ın yanına gitti. Resûlullah onu tutup bir köşeye oturttu. Fâtıma bu durumu görünce, 'Babacığım sen Hüseyin'i daha çok mu seviyorsun? Ona süt verdin ama Hasan'a vermedin' diye sordu. Peygamber şöyle cevap verdi: 'Hüseyin daha önce susadığını söyledi ve ben de önce onun susuzluğunu giderdim.' Daha sonra ise, 'Ben, sen, bu çocuklar ve orada yatan (Ali) kıyamette bir yerde olacağız' buyurdu." Bu makam ve mevkie nail olan bu büyük insanlara salat u selam olsun. Tüm geçmişler ve gelecekler bu yüce makam karşısında saygı ile eğilmeli, ihtiram göstermelidir. Bu, Allah'ın istediği kimselere verdiği bir fazlı ve ihsanıdır. Şüphesiz ki Allah büyük ihsan sahibidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.