‘Bil ki o, hayır üzeredir’
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kötü insana yapılan ihsan, kendisi gibi kötüden başkasına erişmez."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "En iyi ihsan iyilere yapılan ihsandır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "En iyi cömertlik ihtiyaç yerinde gösterilen cömertliktir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "En yüce iyilik, ehline yapılan iyiliktir."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği de adı gibi (iyi) gördüm. Allah'ın iyilik yapana verdiği sevabı dışında hiçbir şey iyilikten daha üstün değildir."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim gözleri görmeyen birini, bir çölde kırk adımlık yol götürürse, bütün bir yeryüzü altınla doldurulsa (ve kendisine verilse) bu işin sevabından iğne ucu kadar kendisine sevap verilmiş sayılmaz. Onu yolunun üstündeki tehlikeden (sağ salim) geçirirse, kıyamet günü bu iş, iyilikler terazisinde, dünyadan yüz bin kat daha büyük olur."
İmam Sâdık (a.s), Mufazzal'a şöyle buyurmuştur: "Ey Mufazzal! Bir insanın mutlu veya mutsuz bir insan olduğunu bilmek istiyorsan, kime ihsanda bulunduğuna bak. Eğer ehli olan bir kimseye iyilik etmişse bil ki o, hayır üzeredir. Eğer ehli olmayan bir kimseye iyilik etmişse bil ki onun için Allah nezdinde hiçbir hayır yoktur."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslümanların yolu üzerinde, kendilerine eziyet eden bir şeyi kaldırırsa, Allah (Kur'an'dan) dört yüz ayet okumanın sevabını kendisine verir. Onlardan her harfe karşı da on sevap takdir eder."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Bir kul, Müslümanların yolunun üzerindeki bir diken dalını kaldırdığı için cennete gitti."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ali b. Hüseyin (a.s) her zaman bir yoldan geçerken, yol üzerinde bir taş gördüğünde, bineğinden iner, kendi elleriyle onu caddeden uzaklaştırırdı."
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü bir münadi şöyle nida eder: 'Ey insanlar! Her kim Allah'ın üzerinde bir ecre sahipse ayağa kalksın.' Böylece iyilik edenler dışına hiç kimse ayağa kalkmaz."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim, yol kenarında, yolcular için bir sığınak yaparsa, Allah da kıyamet günü onu, yüzü cennetlikler için nur saçtığı bir halde inciden soylu bir devenin üzerine binmiş bir şekilde haşreder."
Ebu Şeybe Herevi şöyle demiştir:
Muaz birisiyle birlikte yürüyordu. Yolun üzerinden bir taşı kaldırdı. Yanındaki adam, "Bu nedir?" diye sordu.
Muaz şöyle buyurdu: "Allah Resûlü'nden (s.a.a) şöyle buyurduğunu işittim: Her kim yol üzerinden bir taşı kaldırırsa, kendisine bir sevap yazılır. Her kime de bir sevap yazılırsa cennete gider." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).